
Ayla KAYMAZ
Geçen gün bir tanıdığım , bir yakınımızdan bahsederken ;” Amannnn bıktım vallahi onun da düğün fotoğraflarından!” dedi. Yeni evlendi bu kızcağız ve haliyle kendi gündeminde düğün ve düğün etrafında dönen metalar mevcut. Sosyal medya mecralarında da bunları paylaşıyor. Şöyle bir düşündüm. Üniversite ikinci sınıftan bu yana Instagram kullanıcısıyım ve o zamandan bu yana çizgisinin zaman içersinde nasıl değiştiğini görebiliyorum. Bir yerde bizim İngilizce de “food porn” diye ifade ettiğimiz, aslında yiyecek görselleri ve yiyecekler, yemeklerle ilişkili içeriklerin paylaşılması için tasarlandığını okumuştum. Biz fazlaca hassas ve insancıl bir toplum olduğumuz için yemekten önce fotoğraf çekmek yerine besmele çekmeyi daha çok benimsediğimiz, yediğimizi paylaşamayacaksak göstermeme gayretiyle dolu olduğumuz için olayın bu kısmına pek tutunamadık, kendimizi ve hayatımızı paylaşmaya başladık hatta son yıllarda hikaye bölümüyle de tıpkı bir dijital günce gibi kullanmaya başladık. Açıkçası ben tüm bu yıllar içinde bütün hallerinden keyif aldım. Yani yeni evlenmiş bir dostumun düğün pozlarını kendi sayfasında görmekten, yeni kedi sahiplenmiş bir yakınımın kedisinin pozlarını günlerce paylaşmasından, okula çocuğu yeni başlamış arkadaşımın o heyecanına ortak olmaktan, kahve içmeyi seven komşumun günlük kahve pozlarına fiziken olamasada kalben eşlik etmekten asla rahatsız olmadığımı farkettim. Olmuyor mu illaki benimde gözümü kaydırdığım birşeyler düşüyor ekranıma. Fazla cesur , olabildiğince sert sakil bir özgüvenle yazılmış kamyon arkası yazılar, kendi inancı dışında kendiyle aynı fikirde olmayan diğer herkesi yeren paylaşımlar vs. Ben gerçek hayatta tanıdığım biriyse sırf rahatsız etti sözleri , fotoğrafları diye sosyal medyamdan çıkaramıyorum. Bu bir tür özgürlük kabul ediyorum ama öte yandan bir nezaket olduğunu düşünüyorum. Ama bende hızlıca geçiyorum, okumuyorum yani meşgul olmuyorum. Böyle bir sınır çiziyor, uzak durmayı başarıyorum. Hani o ötelere bir yerde oynasın hesabı. Tanımadığım popüler kültüre ait biriyse onu takibi kolayca bırakabilirim bunu yapıyorum. Bence instagramı çok ciddiye almamak gerek. Bazen fazla mutlu , fazla hüzünlü ya da fazla öylesine şeyler paylaşırız. Anlıktır. Anlam yüklemek, birisinin gündemi yüzünden bıkkınlığa girmek , birisine hasetlenmek için çok fazla anlamsız bir yer. Unutmayın orası bizim hayatımız değil ve herkes hayatının bir bölümünü hatta diğerlerine göstermekten hoşnut olacağı bir bölümü gösteriyor. Mutluluğu, heyecanı, hüzünü, bilgiyi paylaşan tarafta olun. Ben asla haberim olmayacakken; mesela yola çıkmış bir arkadaşımın yolculuk paylaşımını görüp ona oradan , onu rahatsız etmeden üstelik kendiminde müsait olduğum öylesi rahat bir anda iyi yolculuklar diyebilme şansına sahip olmaktan mutluluk duyuyorum açıkçası. Tehlike sizi sıkan nokta değil asıl tehlike ekran görüntüsü alıp işaret ve baş parmağı çalıştırmak ( fotoğrafı büyütmek ) için kullanan güruhta! Üç felak bir nas …
Selametle