Ayla KAYMAZ

Garson Bey, Bir Milim İttirsek mi?

Ayla KAYMAZ

Geçenlerde bir fine dining Michelin restoranına gittim. Hani şu önden şefin sanat eserine dönüşmüş, adını bile telaffuz edemediğimiz yemeklerin geldiği yerlerden. Başına oturduğun anda bir incelik fırtınasının içine düşüyorsun. Zarafet kuralları bir yanda, garsona yaklaşmamak diğer yanda; resmen özel bir koreografi ile yiyorsun yemeğini. Kalkıp bulaşık yıkayalım demiyorum ama bir milim tabağı ittirdik diye incilerimiz dökülmez herhalde, değil mi?

Garson servis açarken uzanamadığı noktaya tabağı uzatsam mı diye içim gidiyor. Ama olur mu, kurallar diyor ki, “Garsona yardım edilmez!” Sanki adam o tabağı bana değil de, bana bakmadan sandalyeye teslim edecekmiş gibi bir bakış içinde. Servisleri tutmamanın da incelik kurallarına uyum sağladığını yeni öğrenmiş oluyorum. Öyle ki, bu restoranlarda kahveyi ellerinize almanıza bile gerek yok; sanki tüm hareketleri yalnızca göz temasıyla yönetiyorsunuz. Garsonun fincana uzanması birkaç saniye sürse de, kahveyle aramıza bir zarafet perdesi çekilmiş gibi hissediyorum.

Bir de çatal bıçak yerleştirme var tabii. Yemeği bitirdiğimi nasıl göstereceğim? Çatalı-bıçağı tabağa koyarken acaba saat 4 yönünde mi bırakmalıyım, yoksa 3 buçuk gibi mi? O kadar ince ki bu işler, yanlış açıyla bıraksam galiba şef arkamdan gelip, “Beğenmedin mi yemeği?” diye soracak. Yemeğe “Ben doydum” demek için çatal-bıçağı simetrik koymayı akıl etmem, bir saatimden fazla sürecek herhalde.
Bu ince kuralların ardında elbette bir zarafet var, kabul ediyorum ama bir kısmı gerçekten komik değil mi? Peçeteyi nereye koyacağız mesela? Yer çekimine karşı koyup havada mı bırakmamı bekliyorlar acaba? Sandalyenin üstüne koysam yanlış, masaya koysam yanlış, en iyisi peçeteyi çantama koyayım da kaybolsun, kimse görmesin.

Ve evet, bu kurallara uyarak zarif bir yemek deneyimi yaşamak güzel olabilir ama arada sırada bir tabak ittirip, çatal-bıçağı biraz yamuk bırakınca da dünyanın sonu gelmez sanırım. Özetle, Michelin yıldızlı deneyimlerimizde de bu şekilde bir servis insana kendini özel hissettirebilir ama instagram da sürekli herkesin sanki lahmacuna, dürüme gitmiyormuşuzcasına zarafet kurallarını anlatması bir komik oluyor. Geçen garson zar zor servis yapıyor yardım etmemeliymişim diye düşünmekten kendimi alamadım. Ama biz Konya da yaşıyoruz. Burda da ölçü gidilen mekan sanıyorum. Bazen kendimizi biraz rahat bırakmalıyız diye düşünüyorum. Ne dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları