Ayla KAYMAZ

Ebabil Gelse Bizi Taşlar 

Ayla KAYMAZ

Savaş’ın kimyası nedir hepimiz biliriz. Bilmediğimiz bir şeyler oluyor. Savaşın bir sebebi olur. Sebepsizce şeyler oluyor. Kendince bir kaidesi olur, tüm ezberler bozuluyor. Hani bir tarafın donanmasında binlerce asker vardır, diğer tarafın yüzlercedir savaş yapılır. Bir tarafın son teknoloji topu tüfeği vardır, diğer tarafın iki uyduruktan beylik tabancası, sapanı, sopası vardır savaş yine yapılır. Bir tarafın erzak, giyim sıkıntısı yoktur, diğer taraf yarı açtır, çarığı yamalıdır yine savaş yapılır. Yani asker, asker ile savaşır. Sen kimle savaşıyorsun ey İsrail! Sen savaşmıyorsun. Savaşın bir düsturu vardır, onuru vardır, şerefi vardır, haysiyeti vardır. Sen ne yapıyorsun? Soykırım! Bunun başka bir açıklaması yok. Kendime söz vermiştim hatta sizlere de. Dedim ki her ne olursa olsun, ben size burada nefes aldıracağım biraz yüzünüzü güldüreceğim. Gündem ne olursa olsun biz ümitvâr olacak neşeli şeylerden konuşacaktık. Aylardır şu gazeteye yazılar yazıyorum. En zor zamanlarda bile bir şekilde kafamı dağıtmayı başarıp gündemi odak etmeden bir paragraf dahi olsa sizlere yazabilmiştim ama affedin bugünlerde sözümde duramıyorum. Asla duanın gücünü, enerjisini küçümsemiyorum. Ama bugün asker, sivil halkı öldürüp, bebeklerin, hastaların, kadınların sığındığı noktayı dahi bombalıyorsa biz dua ederken pek muhterem devlet büyüklerinin bizim sesimiz olması gerekmez mi? Nedir bu derin sessizlik? Yani yeni doğmuş bir bebekten bile korkuyorsa İsrail bunun altındaki yatan şeyi sorgulamaz mı kimse? Nerede insanlık? Nerede ümmet? Nerede devletler? Nerede dünya? Vallahi ayaklar altında dahi değil. Yeryüzünde 3 milyara yakın Müslüman varken Ebabil’den medet umarsak, Ebabiller filleri falan yenmez. Milyarlarca Müslüman, geçtim dini, dili, ırkı, bunca insan siz neredeydiniz diye bizi taşlar.
 

Yazarın Diğer Yazıları