Ayla KAYMAZ

Çocuklar Neden Sevgiye En Çok İhtiyaç Duydukları Anlarda Sevimsizleşir?

Ayla KAYMAZ

Bir çocuğun sevgiye ihtiyaç duyduğunu gözlemlemek istiyorsanız, gözlerinizi onun en "sevimsiz" anlarına çevirmeniz yeterli. Evet, o ağladığı, inatla direndiği ya da sinirlendiği anlarda… Bu, aslında bize çok şey anlatır. Pedagojik olarak baktığımızda, çocuklar bu tür anlarda en çok güvenebilecekleri, sığınabilecekleri bir sevgi kucağı ararlar. Çünkü çocukların dili yetişkinler gibi değildir; duygularını açık ve doğrudan ifade etmek yerine, dolaylı yoldan, bazen çatışmacı ya da inatçı tavırlarla kendilerini gösterirler. Kelime dağarcıklarının sığ olması da bunu tetikleyen etkenlerden biri.

Bu durumu bir örnekle açıklayalım: Diyelim ki bir çocuk, annesi onu okula bırakırken sürekli mızmızlanıyor ve sınıfa girmekte direniyor. İlk bakışta bu, bir isyan ya da huzursuzluk göstergesi gibi görünebilir. Oysa çoğu zaman, bu “direnç” sevgiye duyduğu derin ihtiyacın bir yansımasıdır. Çocuğun, annesiyle kurduğu güven bağının yoğunluğunu hissetmek istemesi, ayrılık anlarında kendini olumsuz duygularla dışa vurur. Çocuklar, sevgi ve bağlanma hislerini ifade etmek için soyut sözcüklere değil, doğrudan yaşadıkları deneyimlere ihtiyaç duyarlar; bu nedenle bir ayrılık anında kendilerini güvensiz hissettiklerinde tepki gösterebilirler.

Bu durum, beynin gelişimi ve çocukların duygusal düzenleme kapasitesiyle de ilgilidir. Çocukların sinir sistemi henüz olgunlaşmamıştır ve duygularını düzenlemek için bir yetişkinin sakinleştirici, kapsayıcı yaklaşımına ihtiyaç duyarlar. Bir çocuk sinirli, üzgün ya da inatçı davrandığında, onun dilinde bu çoğunlukla “Beni anla, beni gör, bana sarıl” anlamına gelir. Çocuk, sevgi dolu bir bakışla ve kucak açılarak karşılandığında, içsel olarak sakinleşir ve kendini daha güvende hisseder.

Yetişkinler olarak bazen çocuğun bu "sevimsiz" hallerine anlam vermekte zorlanırız. Oysa bu anları, çocuğun bizden sevgiyi en derin haliyle beklediği anlar olarak görmek, onların duygusal gelişimlerine destek olmanın en etkili yollarından biridir. Çocuklar, sevilmek için sakin bir duruşa değil, duygularını ifade etmeye hak kazanırlar. Sevgi ihtiyacını çatışma anlarında dile getiren bir çocuğa, koşulsuz bir anlayış ve sabırla yaklaşmak, onların gelecekte sağlıklı bir duygusal yapı geliştirmelerine katkı sağlar.

Çocuklar sevgiye en çok ihtiyaç duydukları anlarda, genellikle bunu bize sevimsiz bir dille ifade ederler. Çünkü onlar için sevgi, tüm duygularını çekinmeden ortaya koyabilecekleri bir güven alanıdır. Ve biz, o güveni onlara sunduğumuzda, bu sevimsiz anlar yerini daha huzurlu, daha dengeli bir çocuğa bırakır.

Yazarın Diğer Yazıları