Ayla KAYMAZ

Armağan

Ayla KAYMAZ

Akşam üzeri güneşi mutfağımdan içeri süzülüyor her gün bu aylarda. Bulutların arkasına saklanmıyor pek; gökyüzü gülen yüzüyle cömert çünkü. Kafam içinde onca telaşe. Oturdum balkona izliyorum karşı binaları… Pişirilecek yemek, yıkanacak çamaşırlar. Bir tanesine reçel dökülmüştü o ayrı bir muamele isteyecek. Çocukların küçülenleri ayrılacak e yeniden bir kaç parça alış veriş yapılacak. Dolaptaki mantarın tarihi geçmeden değerlenmesi gerek. Kızın okul kaydı yenilenecek. Oğlanın vitamini bitmişti. Arkadaşım doğum yaptı onu ziyaret etmem gerek. Bugün çocuklarla hiç oyunda oynamadım, bahçeye çıkarayım. Balkon dünden dağınık kalmıştı orayı da toplayayım. Birde yola çıkmadan doktor randevusu alayım. Arabanın arkasını boşaltayım. Onu dün yaptım bunu bugün yapayım öbürünü yarın derken… Yapamadığım her bir şeyin ağırlığı çöktü üzerime! Dün, bugün, yarın derken savrulan aklımda Can Dündar’ın güzel bir şiiri beliriverdi. Diyordu ki;
“Çok zaman önceydi.
O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.
İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.
Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.
Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.
Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı
tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.
Farkında olmadan rezil etti bu gününü.
Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı.
Bu günü eline yüzüne bulaştırdı... Mutsuz oldu insan. “
Kalk dedim kendime, mutsuzluğa bıkkınlığa hacet yok. Hayat herkese, her şeye rağmen çok güzel mücadele çok anlamlı. Karıştırma dünü, bugünü. Dün pes etmiş olabilirim ama yeniden de başlayabilirim yarın. Bugün , bugüne bakayım. Yapabildiklerimle, yetebildiklerimle ve hatta yetişemediklerimle güzel hayat. Her gün bahşedilen ama teşekkürsüz bıraktığımız koca bir armağan…
Sevgiler…

Yazarın Diğer Yazıları