Arif Olan Anlar
Ayla KAYMAZ
Bazı sözler vardır ki, yüzyılları aşıp günümüze kadar ulaşır. Çünkü bu sözler, insanoğlunun hiç eskimeyen hallerine ayna tutar. "Sen güzellikle sözünü söylersin, Arif olan dersini alır, cahil olan tavır" ifadesi de tam olarak böyle bir sözdür. Yüce gönüllülükle kurulan, incelikle ifade edilen sözler, bu derinliğe sahip olanlar için bir davet gibidir; bir öğrenme, düşünme, kendini sorgulama ve geliştirme çağrısı… Peki neden bazıları bu daveti derinlemesine anlarken bazıları anlamaktan çok uzağa düşer?
Arif, burada ‘bilen, anlayan’ anlamında kullanılıyor; yani, söylenenden öteye, görünenden öteye bakabilen kimse. Arif olan kişi, karşısındakinin sözünü sadece kulakla değil, gönülle dinler. Sözde saklı hikmeti anlamaya, düşünmeye, ders çıkarmaya çalışır. Arif, kibrinden arınmış, kalbini açık tutmayı başarabilmiş kişidir. O yüzden de bir başkasının sözünde kendi eksik yanlarını, geliştirmesi gereken yönlerini görebilir ve bu sözler ona yeni bir bakış açısı kazandırır.
Öte yandan, cahil olarak nitelenen kişi, anlamaktan ziyade savunma veya karşı çıkma eğilimindedir. Sözün derinliğine inmek yerine yüzeyde kalır. O kadar doludur ki kendiyle, kalbine başka bir sözün erişmesine izin vermez. Bu yüzden de alınganlıkla, hırsla, öfkeyle tavır alır. Arif'in ders çıkardığı yerde o, kendini savunmakla, direnmekle meşguldür. Sözü dinlemek, içine almak, kendini gözden geçirmek yerine, kendini haklı çıkarma peşindedir.
Bu söz, toplumsal hayatımızda ve kişisel ilişkilerimizde nasıl daha yüce gönüllü olabileceğimizi gösteren derin bir mesaj da içeriyor. İnsan ilişkilerinde başkalarının kusurlarına odaklanmak, her eleştiriyi bir tehdit olarak görmek yerine, kendimizi geliştirmek için bir fırsat olarak değerlendirmek, arif olmanın bir yoludur. İncitmeden konuşmak, yargılamadan tavır almak, her türlü zıtlaşmaya karşı erdemle karşılık verebilmek...
Gelin, hayatımızdaki insanları bu gözle değerlendirelim: Kalplerimizi açalım, öğrenmekten korkmayalım, incinmeden ders alabilmeyi öğrenelim. Çünkü herkesin öğretmeni, öğüdü ve tecrübesi farklıdır. Bu farklılık, ruhumuzu ve hayatımızı daha da zenginleştiren bir bahçedir aslında.
O halde, yüce gönüllülükle hem güzellikle konuşan, hem de anlayabilenlerden olalım. Cahil olan tavırda kalabilir, ama biz arif olmanın yolunu seçelim.