Anadolu'da Kahvaltı Gelenek Mi, Modernlik Mi?
Ayla KAYMAZ
Mutfağa ve farklı kültürlere olan ilgimi yakın çevrem hep bilir. Bazen okuduğum metalar da sıklıkla benzer konularda olabiliyor. Yöresel çorbaların kökenlerinin nereye dayandığını araştıran bir kitap buldum. Eskiden çorbanın akşam öğünü yerine sabah iç ısıtsın, mideye çok yüklenmesin ,iş yükü sorumluluğunu düşürmesin diye tercih edildiğini duydum. Nadiren bizde tüketirdik. Hastayken annem sabahtan kaynatırdı çorbayı ama ardından mutlaka kahvaltı da ettirirdi. Hani Konya’lıyız biz kruvasanı Cappuccino köpüğüne banmayı da sevdik ama bizler sabahın 9’unda Konya düğün pilavı ile başlardık yani güne yalan mı?
İşte o mu bu mu derken; geçtiğim günlerde Vedat Milor’un instagramda yaptığı bir paylaşım geldi aklıma. Sosyal medya paylaşımlarında, kahvaltının aslında “gereksiz” bir öğün olduğunu belirtmiş ve genelde kahvaltı yapmadığını ifade etmiş. Bu görüşüyle kahvaltıyı yücelten geleneksel algıya meydan okuyan Milor, kendi yemek alışkanlıklarında kahvaltıya pek yer vermemeyi tercih ettiğini dile getiriyor. Ona göre, kahvaltı daha çok bir alışkanlık veya kültürel bir ritüel olarak işlev görüyor bunu da anlatırken bisküvisini kahvesine bandırıp , hanımla kahvaltımız bu! diye gösteriyor. Kahvaltı bir çoban geleneğidir diyor. Bu yaklaşımı, kahvaltının gerekliliğini sorgulayan modern görüşlere bir örnek oluşturuyor.
Buradan anlıyorum ki; Anadolu mutfağında kahvaltının yeri yıllardır tartışılan bir konu. Bu hafta ise, MasterChef jüri üyesi Mehmet Yalçınkaya’nın iddiasına göre ;”Anadolu’da kahvaltı diye bir kültür yok, sabahları çorba içmek gibi pratik öğünlerle güne başlanır.
Örneğin, Orta Anadolu’da tarhana veya mercimek çorbası tercih edilirken, Doğu Anadolu’da tereyağlı buğday çorbaları yaygındır. “
Bazı uzmanlar ise kahvaltının Anadolu’nun zengin mutfak kültürünün bir parçası olduğunu savunarak, köylerde tereyağı, peynir, zeytin gibi doğal ürünlerin tüketildiğine dikkat çekiyor.
Peki, kahvaltı gerçekten geleneksel Anadolu’nun bir parçası mı yoksa modern yaşamın sunduğu bir alışkanlık mı? Kimine göre kahvaltı, beslenme alışkanlıkları ve ulaşım imkânlarının değişmesiyle mutfak kültürümüze eklenen bir lüks; ancak özellikle Karadeniz ve Ege köylerinde reçeller, bal, tereyağı, peynir gibi çeşitlerle süslenen zengin kahvaltı sofraları, tam tersine Anadolu kültürünün bir parçası olarak kabul edilir.
Kahvaltının kökenine dair bu tartışmalar, aslında Anadolu’nun yemek kültürünün geniş yelpazesini ve farklı yorumlara açık olduğunu gösteriyor. Günümüz şehirlerinde kahvaltı yaygınlaşıp çeşitlenirken, Anadolu’nun bazı köylerinde hâlâ sabahları çorba içmek esas. Geleneksel mi modern mi olduğu tartışılabilir, ancak bir sabah ritüeli olarak Anadolu kahvaltısının, kültürel bir kimlik ve nesiller arası bir bağ oluşturduğu kesin. Kim ne derse desin, kahvaltı sofralarını, hazırlamayı da, icabet etmeyi de çok severim
“Simit alıyorum, çay koyar mısın? “ dan daha çok iç ısıtan bir cümle var mı ya?