Bayram öncesi menfur bir saldırı sonucu bir doktor öldürüldü.
Konya Şehir Hastanesinde görevli Dr. Ekrem Karakaya'yı öldürüp sonrada aynı silahla intihar eden H. Mehmet Akçay isimli şahsın bu eyleminden sonra doktorların bağlı olduğu kuruluş olan PKK’nın yol arkadaşlarınca yönetilen Türk Tabipler Birliği (TTB) hemen harekete geçerek 2 günlük eylem kararı aldı.
Alınan bu karar ile hastaneler 2 gün boyunca sağlık hizmeti vermedi.
İster doktor olsun isterse de başka bir meslek mensubu bir insanın katledilmesi hiç şüphesiz kabul edilemez.
Cinayet ne kadar kabul edilemezse doktorların eylem yapması da o denli kabul edilemez.
Bu hususta açıklama yapan bir imam doktorları eleştirdiği için açığa alındı.
İmam efendi, özünde canin suçlanması yerine hiçbir suçu olmayan insanların tedavi edilmeyerek cezalandırılmasına isyan etti.
Doktorlar imam efendinin çıkışını da suiistimal ettiler.
Suçun şahsiliği hukukun temelini oluşturur. Başkasının işlediği bir suçtan dolayı başka insanları cezalandırmak insani ve vicdani değildir.
Bu eylem nedeniyle müdahale edilmediği için bir insan ölse veya ölmüşse bu da cinayet ve cinayet ortaklığı değil mi?
Ayrıca bir kişi hiç kimseyi durduk yere öldürmez. Öldürmüşse ya akıl sağlığı yerinde değildir. Ya seri bir katildir yahut bilmediğimiz bir gizli gerekçesi vardır.
Şüphesiz bir kez daha belirtelim ki gerekçesi ne olursa olsun cinayet kabul edilemez.
Bunun yanı sıra bazı doktorların hastalara ve yakınlarına kötü davranış ve hatta kasıt içermese de hata ile ölümüne yol açması da kabul edilemez.
Bazı doktorların merhametli davranışına rağmen, bazılarının halkı küçük gören, şükranı nimet görmek yerine aşağıladıklarını bilmeyen var mı aramızda?
TTB’nin grev kararına gelince… Bu kararın amacının cinayet olmadığını, aksine siyasi iktidarı sıkıntıya sokmak olduğunu bilmeyen var mı?
Varsa o kişi de kötü niyetlidir.
Şayet TTB’nin amacı doktorları savunmak ise PKK’nın peşinden koşmak yerine kendilerine aidat ödeyen doktorların da hakkını savunur.
TTB’nin amacının devlete ve millete kafa tutmak olduğunu biliyoruz.
Önemli bir kısmı mason veya Rotaryen olan doktorların dindar milleti umursadığını biz düşünmüyoruz, peki ya siz?
Doktorlar samimi iseler önce şefkatli olmayı öğrenmeli, sonra kendilerinin hakları yerine PKK veya benzer yapıları savunun TTB yönetimini değiştirmeyi düşünmesi gerekir.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin ifadesiyle, "Bir avuç ne idüğü belirsiz doktor kılıklı anarşist ruhlu insanların temsil ettiği kurum” derhal kapatılmalıdır.
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki bu eylemle ilgili cezalandırılan halk doktorlara yönelik daha da tepkili hale gelmiştir.
Öte yandan korona sürecinde iyiden iyiye itibarını kaybeden tıp, son eylemiyle daha da itibarsızlaşmıştır.
Hiçbir meslek vazgeçilmez değildir bu tıp bile olsa. Şayet iyi niyetli iseler Ebubekir er-Razi’nin “Tıp Ahlakı” kitabı ile Ivan Illich’in “Sağlığın Gasbı” kitabını okumalı ve gereğini yapmalıdır.
Yoksa yakın gelecekte işleri daha da zor olacaktır.