Koronavirüsle mücadele kapsamında Türkiye'de tam kapanmaya gidilmesi kararlaştırıldı.
29 Nisan Perşembe akşamı başlayan uygulama 17 Mayıs Pazartesi sabah 05.00'e kadar sürecek.
Ancak bu sefer, diğer sokağa çıkma yasağı uygulamalarından farklı bir tabloyla karşılaşacağız.
İçişleri Bakanlığı'nın genelgesinde belirtilen istisnalarda bazı sektörler hariç baktığımızda aslında hayatın yine kısmi olarak durdurulacağını görüyoruz.
Bu kapanma daha öncekilere benzemeyecek ve daha sıkı bir denetimler uygulanacak.
Bakalım bu kapanma ile ne kadar başarılı olunacak göreceğiz.
Yaşanan bir yılı aşkın süreçte birileri sürekli korku pompalamaya devam etti.
Bunlardan bir kısmı aşı karşıtlarına hakaret ve tehdit etmekte iken bir kısmı da tam kapanmayı beğenmemektedir.
Bu isimler sürekli ekran ekran gezerek topluma bir şekilde aba altından sopa göstermeye hatta ileri gidip aşı olmayan yâda olmak istemeyenlere hakaret edecek kadar hadsiz leştiler.
Bunlardan biri “Aşı olmayacakların noter işleri, tapu işleri yapılmasın. Vergi yapılandırmasından yararlanmasın, herhangi bir derneğe üye olamasınlar, pasaportları askıya alınsın, vize verilmesin, aşı olduğunu kanıtlamayan nikâh yaptıramasın" diyor.
Bir diğeri ise “Muhtemelen ocak ayı içinde herkese aşı yapılacak. Ama 'Ben aşı yaptırmam' diyenler birer vatan haini. Onlara kız bile vermeyeceğiz, resmi dairelere bile giremeyecekler, okullara gidemeyecekler. İnsan vücudunun dokunulmazlığı nedeniyle mecbur etme şansımız yok.”
Hatta daha ileri giderek aşı bu kez aşı olmayanları, aşısız köpeğe benzetip “aşı olmayanlara yaşama şansı verilmeyecek ” diyerek hakaret ediyor.
Bu kişilerden biri kesin olarak anlaşıldı ki Türk değil. İkisinin masonluğu kesin biri ise muhtemelen mason...
Bunlar yalnız mı, elbette değil.
Bu kişilerin aşı, ilaç ve diğer karanlık yapılarla irtibatını bilmeyen yok.
Bunların düşüneceği en son şey devlet ve millet.
Dertlerinin insanların sağlığı olmadığı da ortada.
Bunlardan son 20 yıldır sağlık bakanlığı politikalarına yön veren, tüm kanatlıları itlaf ettiren, çocuklar aşılanmazsa şu kadar çocuk ölecek diye küsuratlı rakamlar bile veren bir ekran papağanı var ki ülkenin karabasanı gibi.
Bunlar tam kapanma kararını bile kesmedi.
İlla her şey dursun, kuş bile uçmasın böylece ülke batsın istiyorlar.
Halkın ızdırap çekmesinden bu tipler keyif alıyor. Çünkü ağababaları öyle istiyor.
Her cümleleri bir önceki cümlelerini yalanlıyor ve bu gerçeğin yüzlerine vurulması bile bunları uyandırmaya yetmiyor.
Bir yılı aşkın süredir kapalı olan sektörlerin ve bu sektörde çalışan insanları bu kadar zamandır nasıl bir hayat sürdükleri bu kararları alanların, tavsiye edenlerin ve ekranların yüksek gelirli demirbaşlarının umurunda bile değil.
Bu kapalı olan sektörler kira, sgk, maaş ve vergi gibi tüm giderleri devam ederken iş yerleri kapalı olması tuzu kuruları ilgilendirmekte.
Ezcümle iyi bir süreç yönetimi olmadığını söyleyenler haksız sayılmaz.
Tedavi protokollerinin işe yaramadığı da ortada.
Bitki kökenli çözümler, D vitamini ve ozon tavsiyelerini ciddiye almayan bakanlığın takıntılarının faturasını da muhtemelen seneler boyu ödeyeceğiz.
Allah sonumuzu hayretsin.