Ahmet Özer

Oda, baro, borsa ve birlikler saltanatı

Ahmet Özer

Türkiye kuruluşunda her ne kadar saltanatı yıktık dese de bazı yıkılmayan hatta yıkılamayan saltanatlar var.

Buda bir seçilenin bir daha kalkmadığı ya da kalkmak istemediği oda ve borsa saltanatı var.

Bu ülkede 40-50 yıl oda başkanlığı yapmış ve öyle bu işi o kadar çok sevmiş ve benimsemiş ki, ‘ne iş yapıyorsunuz’ diye sorulduğunda ‘Oda başkanıyım’ diyen başkanlar bile var.

Bunca yıl o makamda kalınca haklı olarak başkanlığı kendi mesleği zannetmesi normal hale geliyor.

Hatta bu kişilerin birçoğu buraları siyasete sıçrama aracı yahut başka amaçlarla kullanır.

Birlik, oda, borsa veya baro başkanlığından sonra milletvekili ve hatta bakan olmuş çok sayıda kişinin olması bunun en açık delili.

Ülkemizde 181 ticaret ve sanayi odası, 57 ticaret odası, 12 sanayi odası, 2 deniz ticaret odası olmak üzere toplam 252 oda ile 113 ticaret borsası bulunmaktadır. Toplam 365 oda ve borsanın üst birliği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olup, kısa adı TOBB’dur. Bunun yanı sıra TESK’in bünyesinden binlerce meslek odası mevcut.

Bunlara eczacılar, tabipler, diş hekimliği, barolar, mali müşavirler, mimarlar ve mühendislik dalları gibi oda ve bunlara ait üst birlikleri de eklediğiniz de saymakla bitiremeyeceğiniz kadar oda ve birlikle karşı karşıyı kalıyorsunuz.

Yüzden fazla başlıkta para

Milyonlarca üyesi olan bu oda, borsa ve birliklerin üyelerinden aidat, vize, tasdik, genel kurul, çeşitli belgeler, gazete, kira gelirleri, karne gibi yüzden fazla başlıkta on milyarlarca dolarla ifade edilen paralar topluyor.

Bu ücretlerde çoğu kez yönetimin keyfine göre belirleniyor.

Oda üyesi her ihaleye girerken odasından ‘İhale Durum Belgesi' almak zorunda. Oda kayıt belgeleri altı ay süre ile geçerli.

İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında üyeliğin aktif olup olmadığını öğrenmenin kolay olduğu bir dönemde her işlem için odadan belge istemekte üyeyi haraca bağlamaktan gelir sağlamaktan başka bir anlam taşımamaktadır.

Bugün başınızı sokacak bir ev yapmak isteseniz, en başta belediyeler ve bu odalara evinizin yapımına harcayacağınız kaynaktan önemli bir pay ayırmak zorundasınız.

Yani siz üye olmasanız bile bir şekilde sizden para alıyorlar.

Oda ve borsaların parasına devlet el koysun

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik süreç ve koronavirüsle mücadelede ülke olarak büyük bir kriz yaşamaktayız. Bu süreçte birçok esnaf veya şirket geçici ya da temelli kapatmak zorunda kaldı. Bu kişilere devlet her ne kadar destek paketleri açıklasa da yine bir şekilde oda engeline takılanlarda yok değil.

Devletin kamu bankalarından kullandıracakları destek kredilerinden sadece oda ve borsa üyesi işyerlerinin faydalandırılması üye olmayan binlerce firmanın talepleri karşılanmaması sebebi ile mağduriyet yaşayan binlerce esnaf bulunmaktadır.

Devlet elbette üretim ve istihdamın devamı için bu tedbirleri almak zorunda ancak bunun için devletin kredi kullanmak yerine vatandaştan toplanan ve bankalarda faizde yatan ve zaten Anayasa’ya göre devletin olan, ancak oda ve borsalarınmış gibi bankalarda oda başkanlarının gücüne güç katan bu paraların hazineye aktarılmasının zamanı gelmedi mi?

Berat Albayrak beyin bu konuda bir çalışması var mı bilmiyoruz ama olsa iyi olur.

Milyar dolarların üstünde oturan başkanlar

Elbette bu paralar oda başkanlarını şahsi serveti değil. Ama adamlar geldi mi bir daha gitmiyor. Her halde buralarda hayır için oturmuyorlar. O yönettikleri paraların çokluğu, açık ve ya örtülü faiz geliri, o paranın sağladığı saltanat az şey mi?

Odaların bankalarda faiz de yatan ve zaruri ihtiyaçları dışındaki paraları hazineye aktarılsa devlet uçar.

Odalar anayasal bir kuruluşsa ve alacakları da amme alacağı ise kaynakları da devletin her zaman borç ödemek için kullanabileceği bir kaynaktır. Borçsuz bir ülkeden en çok kazanç elde edip büyüyecek olan yine o odalar ve zorla üye yapılan üyeleri olacaktır. Türkiye makûs borç sorunu yine kendisine ait bu kaynakla çözerek büyük bir atılım yapabilir. Bu nedenle iktidar ve muhalefeti ile bu konuyu masaya yatırıp çözüme kavuşturulması şart.

Oda ve borsaların kuruluş amacı

Odalar ve borsalar arasında birlik ve dayanışmayı sağlamak, ticaret ve sanayinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, üyelerinin mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, üyelerin birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakı korumak gayesinde olduğu iddia edilen bu kuruluşlar gerçekten böyle mi?

Yoksa anayasanın ve ilgili kanunlarla zorla üye yapıldığınız ve kazancınızdan sürekli zorla pay alan bu kurumların başka amaçları mı var?

Aslına bakarsanız bu müesseselerin toptan lağvedilip burada verildiği iddia edilen çok azı zaruri hizmetleri bakanlıkların il müdürlükleri verebilir.

Bu konuyu Türkiye’nin bir kez daha düşünmesi şart.

Kim bu meseleye el atar ve milleti bundan kurtarırsa 2023 seçimini kesinlikle çantada keklik görmeli.

Yazarın Diğer Yazıları