Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında 27 Kasım'da "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" ile iki ülkenin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının" imzalandı.
Akdeniz’i tekrar Türk gölüne çevirmesine elbette Akdeniz’de emelleri olan ülkeleri rahatsız etti.
Sadece bu ülkeleri değil, Türkiye’nin hayrını istemeyen muhalefeti de...
Bu mutabakat Akdeniz’de Türkiye ve KKTC’yi saf dışı bırakıp doğalgaz arama faaliyeti yapan Güney Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, Mısır ve AB ülkelerinin planları boşa çıkardı.
Türkiye ile Libya arasında yapılan diğer bir anlaşmada Güvenlik ve Askeri işbirliği anlaşması idi ki, bu anlaşma kapsamında Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ülkesinde batı destekli terörist Hafter ile mücadele kapsamında Türkiye’den asker talep etti.
Terörist Hafter’in bazı bölge ülkeleri ABD, Rusya destekli güçlerden aldığı destekle yönetimi ele geçirmek için sivil katliamı başlattı. Katliamı önlemek ve Libya’da istikrarın yeniden sağlanması için verilecek desteğe Türkiye olumlu cevap vererek Libya’ya asker gönderen Cumhurbaşkanlığı tezkeresini TBMM’ye sundu.
2 Ocak’ta TBMM’de görüşülen teskereye AK Parti, MHP ve BBP destek verirken diğer Muhalefet partileri CHDPKK, İP ve SP karşı oy kullandı.
CHP grup başkanvekili Engin Altay Libya’ya gidecek olan askerlerimiz “lejyoner” diyerek hakaret etti.
AK Parti’de Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı gibi önemli görevlerde bulunmuş sonrada makamlar elinden alınınca ben yokum diyerek ayrılıp yeni parti kuran Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’de Libya tezkeresine karşı çıkanlardan... Kaddafi’nin infazı sürecinde dış politikayı koordine eden Davutoğlu’nun batı ile birlikte hareket ettiğini zaten biliyoruz.
Parti Sözcüsü Selim Temurci, "Asla sahada muharip güç olarak paralı askerlere karşı savaşan Mehmetçiğimizi görmek istemiyoruz” diyor.
Peki, bu tezkerenin geçmesini hangi devletler istemiyordu?
ABD, Rusya, Fransa, İtalya, İngiltere, Yunanistan, Mısır ve Ortadoğu’nun çıbanbaşı İsrail istemiyordu.
Şimdi Milli Görüşçü, bazı ülkücü, solcu ve PKK sevicileri yani kısa adı Millet ittifakı olan bu ittifak işte bu devletler ile birlikte hareket etmiş oldu?
Muhalefetin tek yaptığı karşı çıkmak ve sadece şu soruyu sormak ‘ne işimiz var’ Suriye’de, Libya’da ve Akdeniz’de başka bir savunacak yanları da yok aslında. AK Parti ve MHP’nin 325 oyu ile kabul edilen tezkere ile Türkiye 108 yıl aradan sonra tekrar Libya’da görev yapacak.
Türk Askeri Libya’da masum sivil halkı korumak için görev yapacaktır.
Allah Mehmedin yar ve yardımcısı olsun.
Bir katil başka bir katili öldürdü.
ABD Cuma günü Irak’ın başkenti Bağdat’a düzenlediği hava saldırısında İran’ın en önemli komutanlarından İran Devrim Muhafızları ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi öldürdü.
Bu isim Ortadoğu’da Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de yapılan katliamlarda adı sürekli anılan bir isim Irak’ta Haşdi Şabi Suriye ve Lübnan’da Hizbullah Yemen’de Husileri örgütleyip yöneten beyindi Süleymani bu ülkelerde işlenen Sunni Müslüman katliamlarını bizzat yönetende kişidir.
İran’ın dini lideri Ali Hamaney’e bağlı olarak çalışan Süleymani Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de yapılan katliamların başındaki isimdi.
O aslında Acımasız bir adamdı. Gittiği, uğradığı, geçtiği her yerde kan ve acı bırakan bir adamdı.
İslam adına yaptığını söylediği tüm bu katliamları aslında Şiilik adına yaptığını İslam dünyasında bilmeyen yoktur.
Şii dünyasına göre kahraman, efsane, ama Müslüman dünyanın ezici çoğunluğuna göre savaş suçlusu bir katildi! Kasım Süleymani’yi ABD’nin öldürmüş olması, coğrafyamızı kan gölüne çeviren ABD ve İsrail tarafından ortadan kaldırılmış olması onu masumlaştırmayacak.
Yüz milyonlarca Müslüman için bu mümkün değil.
Suriye’de akıl almaz insan hakları ihlallerine, savaş suçlarına imza attı. Kitlesel kıyımlara imza attı. Özellikle Halep katliamlarının unutulması mümkün değil.
Halep’te verdiği fotoğraf unutulmadı. Muzaffer bir komutan gibi mağrur duruyordu. Ama aslında mazlum Halep halkının cesetleri üzerinde yürüyordu.
Böyle bir katil için Saadet Partisi'nin genel başkanı Temel Karamollaoğlu Suriye ve Irak başta olmak üzere on binlerce Müslümanı katleden birçoğunun ırzına geçen ve geçtiren Halep başta olmak üzere İslam şehirlerini yok eden zamâne Hasan Sabbah'ı Kasım Süleymani için şehit edildi diyerek taziye yayınladı. Allah ikisini birlikte haşretsin