27 Şubat Perşembe gecesi Milletimiz için kara bir gece olarak tarihe geçmiştir.
Suriye’nin İdlib kentinde görev yapan Askerlerimize Esed rejimi tarafından alçakça yapılan hava saldırısında 33 Askerimiz Şehit oldu ve 32 Askerimizde yaralandı.
33 canımız daha vatanları uğruna toprağa düştü. Şehitler tepesini boş bırakmayan aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı dilerim.
Elbette Devlet Şehitlerimizin kanını yerde bırakmadı bırakmayacak rejime bunun bedelini ödetiyor ve ödetmeye de devam edecek.
Kendini sözde medeni addeden Batı’nın gerçek yüzünü, daha dün Bosna’da görmüştük, bugün de Suriye’de, Irak’ta, Libya’da görüyoruz.
Burnumuzun dibindeki Suriye’de, başkanlık koltuğunda oturan bir canavar tam on yıldır kendi halkını boğazlıyor.
Ölenler Müslüman olduğu için, Batı’nın çıtı çıkmıyor, nasılsa insanca zayiat yok demeye getiriyorlar.
ABD, desteklediği PYD-YPG örgütleriyle Suriye’nin petrolüne çöktü. Bundan sonraki derdi, Suriye’yi parçalayıp lokmalara ayırmak ve bunları İsrail’e servis etmektir.
Sosyal Medya terörü
Saldırının olduğu gece özellikle sosyal medyada daha TSK’dan açıklama gelmeden bazı çevrelerce açık artıma yapılırcasına yüzlerce şehidimiz ve yaralımız var diyerek adeta en çok şehit haberini ben veririm yarışına girmiş bir sürü vatan haini ile karşılaşmıştır.
Şehit sayısının çok olmasına sevinecek kadar alçalan bu kişilere karşı devlet gerekli tedbirleri almış ve bu kişiler hakkında yasal işlem başlatmıştır.
Milleti galeyana getirme çabasına giren bu alçaklar her zaman olduğu gibi yine başarılı olamamışlardır.
Milletimiz her zamanki gibi vakur duruşu ile Devlet’ten gelen açıklamalara itibar ederek bu alçakların heveslerini kursaklarında bırakmıştır.
Sosyal Medya’da bu sayıları paylaşan alçakların hesaplarına baktığınız zaman bunların tamamı FETÖ'nün bir süredir uykuda olup böyle zamanlarda uyandırılan Twitter trolleri ve "Mehmetçiğin canını düşünen yurtsever" pozları kesmeye başlayan terör örgütü PKK'lılar olduğu görülmektedir.
Yine bu grup saldırıyı yapan Esed alçağını değil kendi Ülkesini ve Cumhurbaşkanını suçlayıp ne işimiz var Suriye’de biz demiştik söylemlerini paylaşan kişilere bazı muhalefet milletvekillerinin de katıldığını gördük.
Bu saldırının tek başına Esed rejiminin yapmadığını bu işin arkasında Rusya ve Müslüman kanı akıtmaktan çekinmeyen Şii İran rejiminin olduğunu hepimiz biliyoruz.
Türkiye’nin Suriye’de ne işi var diyenlere en iyi cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan vermiştir.
Erdoğan konuşmasında Bugün Münbiç'te, Cerablus'ta, İdlib'de vermediğimiz savaşı yarın Hakkâri’de, Mardin'de Hatay'da vermek zorunda kalırız. Çünkü asıl hedef Türkiye'dir. Suriye'de istediğini alanlar hemen namlularını Türkiye'ye çevirecektir diyerek bu tezi savunanların asıl niyetlerini açıklamıştır.
Hiçbir kutsalı olmayan bu alçak Esed rejimi Okul ve Hastaneleri bile hedef alarak savaş suçu işlemeye devam etmektedir.
Dünya’da bu katil rejime karşı en büyük tepkiyi veren ve ülkelerini terk etmek zorunda kalan 4 milyon Suriyeli mülteciye kapılarını açan tek Ülke Türkiye’dir.
Ancak! Türkiye içinde de Esed rejiminin artıkları da yok değil.
Türkiye ne zaman Terörle ve teröristle mücadele içinde olsa kendilerine sözde Aydın, Gazeteci, Siyasetçi diyen bir zümre çıkıp bir bildiri yayınlarlar ve kendilerini barış güvercini gibi gösterip birkaç süslü cümleler ile savaş karşıtı gibi görünürler.
Bu milletin verdiği vergiler ile beslenen kökü dışarda olan bu kişileri biz daha öncede Hendek operasyonu ve Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütlerine yaptığı operasyonlardan tanırız.
Kendilerine hep barışçı olarak göstermeye çalışanlar şimdide Asker evine dönsün adında sözde bildiri yayınladılar.
Ama millet bunların barış için değil Askerimizin başını ezdiği teröristler için ağladıklarını çok iyi bilmektedir.
Savaşa hayır diyen kim varsa dinine bakın: Müslüman gibi gözükür ama Müslüman değildir! Nesebine bakın: Kesin dönmedir!
Bugüne kadar mültecilere etmediğini bırakmayan bu haydutlar Şimdi Edirne'den Yunanistan'a geçmek isteyen göçmenlere acıyormuş narası atarak Türkiye düşmanlığı yapıyorlar.
Bunlar Komünist geçinen kapitalist, CHP/HDP'li, Şii/İrancı, Ulusalcı, Batı ve Rus uşaklarıdır.
Geç kalınmış bir karar olsa da, Türkiye nihayet kararını verdi ve mültecileri Avrupa’ya yollamaya başladı.
Şimdi birazda AB ülkeleri çeksin ülkemizin çektiği sıkıntıları da Dört Milyon mülteciye bakmak nasıl bir duygu imiş anlasınlar.
Tüm bu yaşananlara rağmen hala ne işimiz var Suriye’de mi diyeceksiniz?