Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin gündemine oturan olay Sözcü Gazetesi başyazarı Rahmi Turan’ın gündeme getirdiği CHP’li bir ismin 9 Kasım’da Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğü iddiası idi.
Rahmi Turan İddiasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’li bu isme “Türkiye'nin güvenliği için senin CHP Genel Başkanı olman gerekir.” Dediğini yazdı.
Rahmi Turan bu ismin Muharrem İnce olduğunu açıkladıktan sonra taraflardan açıklama geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de bu iddia üzerine ben Kılıçdaroğlu’na Eğer yiğitsen ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun? İspat ettin, ettin. Etmediğin takdirde CHP'nin genel başkanlığı bu yalancıdan kurtulsun ve çek git ama yapamaz diye meydan okudu.
Muharrem İnce, "Bunun benim üzerimden parti içi muhalefete yönelik bir operasyon olduğunu ve bunun Genel Merkezin mutfağında bir çete tarafından pişirildiğini biliyorum diyerek iddiaları yalanladı"
Kılıçdaroğlu, ise iddia ile ilgili olarak ben şaşırmadım efendim. Doğrudur... CHP'yi nasıl dağıtırız diye çalışan ekipleri var. Arkadaşlarıma, partililere söyledim. Adamlar tutuldu, paralar verildi biz bunu gayet iyi biliyoruz diyerek iddiadan haberinin olduğunu doğruladı.
Tüm bu gelişmeler CHP’nin kongreye giderken yaşanması dikkat çekici zira Kılıçdaroğlu’nun en büyük rakibi Muharrem İnce bunun içinde kongre sürecinde İnce’nin delegeler nezdinde Sarayın adayı diye yıpratmak amacı olduğu alenen ortaya çıkmıştır.
Kılıçdaroğlu’nun o koltuğa nasıl geldiğini tüm Türkiye bilmektedir.
Deniz Baykal’a kurulan kaset kumpasından sonra o koltuğa oturan Kılıçdaroğlu önce Baykal’ın ekibini ve tüm sosyal demokratları tasfiye ettikten sonra partiyi HDPKK’nın yan kolu haline getirerek CHP’yi M. Kemal’in kurduğu parti halinden çıkarmıştır.
Yani Kılıçdaroğlu ve ekibinin en iyi bildiği iş kumpas kurmaktır. Ancak! bugüne kadar olduğu gibi bu kumpasta çökmüştür.
Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin İnce’yi harcama planı erken bozulmuştur.
CHP hala entrikalar peşinde koşan bir parti olmaya devam edecektir.