Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladığı rakam en düşük 4 bin 253 TL oldu.
Hükümet 2 bin 825 TL olan % 50,5 oranda artış yaparak 4 bin 253 TL yaparak son 50 yılının en büyük artışını vererek asgari ücret ile geçinen yaklaşık 6,5 milyon çalışanı mutlu etmiştir.
Üstelik yapılan bu artıştan hem işçi hem de işveren kesimi memnun oldu. Sonuçta çalışanın cebindeki para %50,5 oranında arttı ancak, işverenin de yükü %40 oranında azaldı.
Böylece iki tarafta masadan memnun ayrılmış oldu.
Görüşmeler esnasında Hükümet ve Çalışma Bakanı sürekli olarak asgari ücretlinin bayram edeceği bir rakamın belirleneceğini söylemiş bu sözünü de tutmuş oldu.
İşçi kesimini temsil eden TÜRK İŞ 4 bin TL’nin altındaki bir rakamı kabul etmeyeceklerini beyan etmiş beklentilerde 4 bin TL olacağı yönünde idi ama Cumhurbaşkanı’nın son verdiği kararla beklenen rakamın üstünde gerçekleşti.
Şimdi aynı ücreti emeklilerde beklemektedir İnşallah emekliler içinde tatmin edici bir rakam açıklanır.
Bu yüzden emekliler içinde tatmin edici bir rakam şart. Çünkü dövizdeki aşırı dalgalanma ve bunu fırsata çevirip kiraları ve tüm eşyaların zamlandırılması geçimi güçleştirmiştir.
Alınan karar her ne kadar işçi kesimini memnun etse de bu rakamın kalıcı olabilmesi için yüksek enflasyon, döviz çılgınlığı, faiz, stokçuluk, tefecilik ve bazı bankaların uygulamalarıyla içten ve dıştan gelen saldırılara karşı acilen köklü tedbirler alınması gerekiyor aksi takdirde bu süreç devam ederse bu rakam kısa sürede erir.
Özellikle Müslüman olan bir ülkede fırsatçılık ve stokçuluk yapan alçakların önüne geçilmez ise Hükümet ne karar alırsa alsın ne kadar verirse versin asgari ücretlinin cebindeki paraya göz diken bu alçaklar o parayı da bir şekilde elinden alır olan yine gariban işçiye ve bunu engellemeyen hükümete olur.
Ülkede fırsatçılık ve stokçuluk yapan alçakların önüne geçilmez ise hükümet ne karar alırsa alsın, ne kadar verirse versin yine gariban mağdur olur ve fatura hükümete kesilir.
