Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma Batıyı bir kez daha çılgına çevirdi.
Türkiye son 18 yıldır attığı adımlar ile sadece bölgenin değil, tüm dünya mazlumlarının hamisi olmaya devam etmektedir.
Akdeniz’de Yunanistan, İsrail, Mısır, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin Rumlar’ın gasp etmeye çalıştığı yeraltı zenginliklerine karşı Türkiye garantör ülke olarak KKTC’nin hakkını savunmak için Akdeniz’de gaz arama faaliyetlerine başlamasının ardından güçlü bir hamle daha geldi.
Türkiye ile Libya arasında münhasır ekonomik bölge anlaşmadı imzalandı.
Yıllardır kurulan oyunda figüran rolü oynar iken şimdi bölgesinde ve dünyada oyun kuran ülke haline gelen Türkiye’nin attığı bu adımlar, başta Yunanistan ve İsrail olmak üzere düşmanları bir kez daha çıldırtmış durumda.
Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma bir asır aradan sonra Akdeniz’i yeniden Türk gölüne çevirdi. Kim olsa çıldırır.
27 Kasım 2019 sadece Türkiye ve Libya için değil, tüm dünya açısından tarihî bir gün. Libya’nın BM tarafından tescilli yegâne devlet otoritesi olan Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Başkanı Fayiz Sarrac ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Sarayı’nda atılan imza gerçekten beklenen bir şey değildi. Bu yüzden şoktalar.
Bu tarihî imza, İsrail’den Amerika’ya, Mısır’dan AB’ye, Yunanistan’dan BAE’ne dek herkes için çaresizliğin fotoğrafı.
Şimdi hep birden Libya’nın meşru hükümetine saldıracaklar. Hafter adlı kuklalarına daha fazla destek verecekler.
Elbette Türkiye de meşru hükümete...
Libya ile varılan mutabakatın en büyük getirisi, bir sonraki adımın kıta sahanlığı anlaşması olarak teyidi ve bunun da münhasır ekonomik bölge ilanına giden yolu açıyor olması. Münhasır ekonomik bölge ilanı ne demek?
1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 5. kısmında çizilen çerçeveye göre; kıyılara sahip devlete 200 deniz miline yani 320 kilometreye kadar her türlü ekonomik hak ve yetkinin veriliyor olması.
27 Kasım’da atılan imza Akdeniz hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının bir göstergesi. Bütün gürültü de bu yüzden.
İnşallah onlar bağırdıkları ile kalacaklar, Türkiye ise Libya’yı iç savaştan kurtaracak.
Libya dün nasıl bizim idiyse elbette bugün onu korumakta bizim görevimiz!
