Dün 28 Şubat 1997 yılında 54. Refahyol hükümetine karşı yapılan darbesinin yıldönümü idi ve üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen yapılan zulümler hala hafızalardaki tazeliğini korumaktadır.
Türkiye tarihinde darbeler 1960 darbesi ile başladı son 15 Temmuz 2016 darbe girişimine kadar belli dönemlerde yapılmıştır.
Türkiye 1946 yılındaki seçimlerle çok partili hayata geçiş yapmıştır ve süreçten sonra Türkiye ortalama her on yılda bir darbe ile karşı karşıya kalmış bunların ikisinde yönetim değişmiş ikisinde dönemin hükümetleri istifaya zorlanmış ve diğer iki girişimde ise darbeciler hem hükümete hem de millete toslamışlardır.
27 Mayıs 1960 yılında Demokrat Parti ve Adnan Menderes’e karşı yapılmıştır. Bu alçak darbeden sonra Başbakan Merhum Adnan Menderes ve iki bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan darbeciler tarafından idam edilmişlerdir.
12 Mart 1971 yılında dönemin hükümetine verilen muhtıra ile görevden uzaklaştırmıştır.
12 Eylül 1980 yılına gelindiğinde yine darbeciler harekete geçti ve halkın seçtiği hükümete darbe yaparak yönetimi ele geçiren darbeciler insanları işkence ve idam sehpasına götürerek ülkeyi bir kez daha kaosa sürüklediler.
28 Şubat 1997 yılında yapılan darbe dönemin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakan’a karşı yapılmıştı.
54. Refahyol hükümeti 11 ay gibi kısa bir süre görev yapmasına rağmen Türkiye için çok başarılı bir hükümet dönemi geçirmiştir.
28 Şubat 1997’de toplanan MGK toplantısında irtica ile mücadele adı altında hükümete dayatılan kararların aslında o güne kadar Müslümanlara yapılan zulümlerin daha da artırılması için bir bildiri olması dolayısı ile Merhum Erbakan hoca bu kararları imzalamamakta ısrar edince Ankara’nın göbeğinde cuntacılar tarafından tanklar yürütülmüş ve Merhum Erbakan’a gözdağı verilmiştir.
İrticaya bahane edilen olayların tamamı daha önce olduğu gibi darbeye zemin hazırlamak için bazı mahfiller tarafından üretilmiş senaryolardan ibaretti.
Diğer bir kısmı da Refah Partili isimlerin yıllarca önce yaptıkları konuşmaları dönemin medyası yeni gibi her gün yayınlanarak toplumda korku oluşturma ve cuntacıları haklı çıkarma operasyonu haline getirilmiştir.
28 Şubat darbesine zemin hazırlamak için yapılanlara baktığınız zaman daha önceki darbelerden önce oluşturulan planlara benzemektedir.
1996 yılında Refahyol iktidarında bir anda ortaya çıkan Aczmendiler ülkenin gündemine oturmuştu. Bunların arasında Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı ve Fadime Şahin arasında yaşanan olaylarla birlikte 28 Şubat Muhtırası’na doğru giden bir süreç başlamıştı.
Refahyol Hükümeti yıkıldıktan sonra biranda bu olaylar gündemden kalktı zira darbeciler istediklerini almıştı ve Erbakan’dan kurtulmuşlardı.
28 Şubat’tan en büyük zararı her zaman olduğu gibi yine muhafazakâr kesim görmüş İmam Hatiplerin ve Kuran Kurslarının kapılarına 8 yıllık kesintisiz eğitim ile kilit vurulmuş ve Üniversiteler, kamu kurumları ve kamusal alanda Başörtüsü mağduriyetleri hat safhaya çıkmıştır.
28 Şubat’ta 5’li çetenin rolü
O dönemin bir diğer olayı da ‘5’li Çete’ olarak adlandırdıkları bilinen TOBB, Türk-İş, TİSK, DİSK ve TESK’in yani 5’li Çete’nin üyeleri olarak sayılıyordu. Başkanları Refik Baydur, Derviş Günday, Fuat Miras, Bayram Meral ve Rıdvan Budak, ülke ekonomisinin tekerine çomak sokmak ve dönemin darbecilerine yaltaklanmakla meşgullerdi.
Bugün Erdoğan gitsin ülke ne olursa olsun diyen bir kısım sözde muhalefetin o dönemde de maalesef Erbakan gitsin de ülke ne olursa olsun diyen 5’li çete ve diğerleri ile aynı zihniyetinde idiler.
28 Şubat’ın Türkiye’ye maliyeti tam 291 milyar dolar oldu.
12 Eylül ve 28 Şubat darbelerini yapanlar her ne kadar yargılanmış olsa da insanları bu yargılamalardan ve verilen cezalardan memnun olmadı.
Ayrıca 28 Şubat’ın Medya, Siyaset, İş Dünyası ve diğer ayaklarına hala bugüne kadar dokunulmadı.
Bu çevrelerin darbe şakşakçılığı sebebi ile ülkeye verdiklerin zararın toplam bedeli tam 291 milyar dolar oldu ve bu bedel darbesin askeri ve sivil ayağına ödetilmemiş ve bu bedeli her zaman olduğu gibi bu millet ödemiştir.
Yani yapanın yanına kar kalmıştır.
Bin yıl sürecek dedikleri bu plan 5 yıl bile sürmedi.
Merhum Erbakan ile siyaset yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu AK Parti 3 Kasım 2002 ‘de yapılan seçimlerde tek başına iktidar oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’yi 19 yıldır yönetmekte ve ülkeye Erbakan Hoca’nın hayal ettiği ancak yapmasına izin vermedikleri hayallerini bu ülkeye Erdoğan kavuşturmuş ve en önemli hizmet ise Merhum Erbakan Hoca’nın hayali olan Ayasofya-i Kebîr Cami-i Şerîfi’in zincirlerini kırıp ibadete açması oldu.
Vefatının 10. sene-i devriyesinde merhum Necmeddin Erbakan hocamıza Cenab-ı Hakk’tan rahmet niyaz ediyoruz! Makamı cennet, derecesi âli olsun.