Ahmet Kuş

Sosyal Medya

Ahmet Kuş

Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün artık sosyal medya diye bir olgu var ve yükselişi önlenemeyen bu olgu artık hayatımızın merkezinde yer alıyor. İnternet ve akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte siyasi görüş, ekonomik durum ve yaş ayrımı gözetmeksizin büyük bir kesimi esir alan sosyal medya diye bir gerçeklik var ve bu gerçeklik bizim gibi ülkelerde daha da etkili olmaya başladı. Türkiye son yayınlanan istatistiklere göre sosyal medya kullanımında dünyada ilk üç ülke arasında yer alıyor. Konuyla ilgili kuruluşların dünya genelinde yaptığı istatistikler meselenin öyle “ne var ki bunda eğleniyoruz işte” gibi yaklaşımlarla geçiştirilemeyecek kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. İsterseniz bu istatistiklere kısaca bir bakalım ve bazı rakamları aktaralım, böylelikle belki durumun ciddiyeti daha da iyi anlaşılır.

Dijital pazarlama ajansı We Are Social ve Hootsuite şirketi tarafından bu yılın başında “Digital in 2017 Global Overview” adlı 106 sayfalık bir rapor açıklandı. Elbette bu rapor bu alanda hazırlanan ne ilk ne de tek çalışma, bu konuda farklı şirketlerin ya da kurumların hazırladığı çok sayıda rapor, araştırma, istatistik ve anket bulunuyor. Biz yazımızda bu rapordan hareket ederek sosyal medyayla ilgili bir takım verileri aktarmaya çalışacağız. Çok sayıda ülkeden toplanan verilere dayanarak hazırlanan raporda özetle şu bilgiler yer alıyor; Şu anda dünya nüfusunun yarısından fazlası artık en az bir adet akıllı cep telefonu kullanıyor. Dünya nüfusunun neredeyse üçte ikisi en az bir cep (mobil) telefonu sahibi. Dünya genelinde web trafiğinin yarısından fazlası artık cep telefonundan geliyor. Dünya genelindeki aktif sosyal medya kullanıcılarının sayısı ise 2.8 milyar. Gelelim ülkemize; nüfusumuzun yüzde altmışı yani 48 milyonu internete bağlanıyor. Ülkemizdeki aktif sosyal medya kullanıcılarının sayısı ise 48 milyon civarında. Ülkemizde toplam cep telefonu kullanıcı sayısı 71 milyon iken, sosyal medyaya cep telefonundan bağlananların sayısı ise 42 milyon kişi. Yine rapora göre Türkiye’deki cihaz kullanıcılarının yüzde 95’i cep telefonu sahibi ve yüzde 75’i akıllı telefon kullanıyor. Dizüstü ve masaüstü bilgisayar kullanımı yüzde 51 oranındayken, televizyon yüzde 98 gibi büyük bir rakamla hayatımızdaki önemini hâlâ koruyor. Türkiye’deki kullanıcılar gün içerisinde ortalama 7 saatini bilgisayar karşısında, 3 saatini telefon üzerinden internete bağlanarak ve 3 saatini sosyal medya platformlarında geçiriyor. Televizyon karşısında geçirilen zaman ise ortalama 2 saat. Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya kanalı Youtube ve onu küçük bir farkla Facebook takip ediyor. Diğer popüler sosyal medya kanalları ise Instagram ve Twitter. Bunlar rapor içerisinden seçtiğimiz bazı veriler, elbette raporda daha başka bilgiler ve rakamlar da bulunuyor fakat olayı gözümüzde canlandırabilmek için bu verilerin yeterli olduğunu düşünüyorum.

Kuşkusuz bu satırların yazarı gibi sizler de bahsi geçen sosyal medya kanallarından en az birine ya da birkaç tanesine üyesiniz. Kabul etseniz de etmeseniz de vaktinizin önemli bir kısmı sosyal medyada gezinirken geçip gidiyor. İtiraf etmek gerekirse kendimi frenlememe rağmen her gün benim en az bir saatim sosyal medyada geçiyor ve bu bir saatin bile fazla olduğunu düşünüyorum. Artık şu bir gerçek ki tamamıyla sosyal medyadan kopmamız imkânsız, en azından ben şimdilik o gücü kendimde göremiyorum. Belki gelecekte bu süreyi daha da kısaltırım ya da sosyal medyayı tamamen terk ederim. Şimdi burada sosyal medyanın zararlarını anlatmaya hiç gerek yok, zira kullanıcıların çoğu olayın farkında… Üstelik bazı kesimler üzerinde inanılmaz bir etkisi var. Bazıları orada yazılanları, paylaşılanları o kadar çok ciddiye alıyorlar ki yazılan, paylaşılan her şeyden bir anlam çıkarıyorlar! Küsenler mi ararsınız, birbirini suçlayanlar mı ararsınız, hatta işi daha da ileri götürüp paylaşılan bir fikri beğenmeyip birbirini engelleyip takipten düşürenler mi ararsınız… Acayip bir âlem yani…

Sözün özüne gelecek olursak, kanaatimce sosyal medya ile olan bağlarımızı mümkün olan en düşük dereceye düşürmemiz bizim için daha hayırlı olur diye düşünüyorum. Akrabalarımızla ve dostlarımızla sosyal medya üzerinden değil de yüzyüze görüşsek daha iyi olur gibi geliyor bana... Bir de birkaç kişi birlikte otururken çalmadığı sürece cep telefonlarımızı elimize almasak derim. Bir konu üzerinde konuşurken içimizden birisinin cep telefonuyla oynaması hiç hoş olmuyor da… Biliyorum bizler doğuluyuz ve vaktimiz bir hayli çok, vakit geçirecek yer arıyoruz ama bu alan sosyal medya olmamalı. Toplumumuzun sosyal medya bağımlılığından kurtulması en büyük dileğim fakat bu konuda hiç iyimser değilim. Sosyal medyada geçen zamanla ilgili rakamlar azalacağı yerde her geçen gün daha da artıyor ve üstelik bu ortamda paylaşılan bazı fotoğraf, video ya da yazılar aile faciaları da dâhil çok çeşitli felaketlere yol açıyor. Şimdilik dua etmekten başka bir çaremiz yok, Allah bizlere bu konuda yardım etsin de adeta çağımızın vebası olan bu illetten tez zamanda kurtulalım.         

                   

Yazarın Diğer Yazıları