Sille Medresesi
Ahmet Kuş
Osmanlı Dönemi’nde Sille’de 1846 yılından açılan bir medrese bulunuyordu. Bu haftaki yazımızda sizlere Hacı Hafız Mehmet Efendi Medresesi adıyla da bilinen bu medreseden bahsedeceğiz. Bir zamanlar Sille’de eğitim-öğretim veren bu güzide kurumla ilgili yayımlanmış bir de kitap bulunuyor. “Son Müderris Musa Kâzım Efendi” adlı kitap Musa Kâzım Efendi’nin torunlarından Prof. Dr. Mehmet Azimli tarafından yayımlandı.Yazımızı Mehmet Azimli Bey’inbu kıymetli kitabından faydalanarak hazırladık.Cami-i Kebir (Ak) Mahallesi’nde, Sille’nin girişinde, Hacı Ali Ağa Hamamı’nın kuzeyinde bulunan medrese ne yazık ki günümüze ulaşmadı.Hacı Hafız Mehmet Efendi de babası Büyük Ali Efendi gibi farklı şehirlerde ilim tahsil ettikten sonra Sille’ye döner. Onun dönüşüyle birlikte Sille’de bir medresenin kurulması kararlaştırılır. Hacı Hafız Mehmet Efendi 1846 yılında açılan bu medresede yaklaşık 25 yıl boyunca baş müderrislik yapar. Hacı Hafız Mehmet Efendi’nin arsası üzerine inşaedilenSille Medresesi, medreselerin kapatıldığı 1924 yılına kadar faaliyetlerine devam eder. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde medreseye ait 1894 tarihli bir de vakfiye bulunuyor. Bu vakfiyede şu ifadeler yer alıyor: “Konya’da Sudiremi nahiyesinde Sille kasabasında Cami-i Kebir Mahallesi’nde bâ-tapu mutasarrıf olduğu arsa üzerine Hafız Mehmet Efendi tarafından iane-i ahali ile 23 babhucre ve iki dershaneyi şamil bir bâb medresesi vakfı 6 zilkade 311 tarihinde ba takrir kayd olunmuştur.”
Hacı Hafız Mehmet Efendi aynı zamanda iyi bir hattattır. Onun yazıp vakfettiği Kuran-ı Kerimler adeta matbaadan çıkmış gibidir. Yazdığı Kuran-ı Kerimleri kendi ve eşi Hatice Hanım adına vakfetmiştir. Ayrıca hat çalıştığı meşk örnekleri çok göz alıcıdır. O dönemin Sille’sinin tasavvuf erbabından ünlü bir şahıs olan Osman Haki Efendi’den hat dersi alıp sülüs, nesih, talik levhaları gayet mahirane bir şekilde yazmıştır. Hacı Hafız Mehmet Efendi’nin eşi Küçük İsmail Efendi’nin kızı Hatice’den olma 4 erkek evladı vardır. Bunlar sırasıyla; Ahmet, Ali, Musa Kâzım ve Süleyman’dır. Hacı Hafız Mehmet Efendi, mezar taşında da yazdığı gibi 1871 yılında 40 gün hasta yattıktan sonra Receb-i Şerif ayının birinci gecesi seher vaktinde 57 yaşında iken vefat eder. Mezarı, Sille Aşağı Mezarlık’tadır. Hacı Hafız Mehmet Efendi vefat ettikten sonra medresenin yönetimi, hocanın samimi arkadaşı İsmail Nazifî Efendi’ye kalır. İsmail Nazifî Efendi üç yıl sonra medresenin yönetimini Arap İsmail Efendi’ye bırakır.
Hacı Hafız Mehmet Efendi’nin oğlu Musa Kâzım Efendi, Şam’da tahsilini tamamlayıp Sille’ye döndükten sonra Sille Medresesi’nde hoca olarak göreve başlar. Bu tarihte medrese genişletilerek 29 odalı bir hâle getirilir.Musa Kâzım Efendi 1890 yılı başlarında burada ders vermeye başlar.Bu arada Sille’ye döndükten sonra hıfzını da tamamlar.Musa Kâzım Efendi’nin Sille’ye gelip babasının temellerini attığı medreseye hoca olarak başlaması ile medresenin değeri artar ve talebesi de çoğalır.Bu dönemde Kadınhanı ve Ilgın gibi ilçelerden hatta Şam gibi uzak şehirlerden bile talebelergelip medresede ders görür.Medresenin vakfiyesindeki bilgiler de bunu teyit eder. Musa Kâzım Efendi, medreselerkapatılana kadar burada ders verir.Musa Kâzım Efendi’nin görev yaptığı dönemde medresenin, dikdörtgen bir avlu içerisinde sıralanmış 29 talebe odası, bir mescidi, yazlık ve kışlık dershanesi, şadırvanı, kütüphanesi bulunuyordu.
Medreseler kapatıldıktan sonra medrese binası tek parti döneminde halkevi, halıfabrikası ve kütüphane gibi amaçlarla kullanılır.Musa Kâzım Efendi, medrese kapatıldıktan sonra kütüphanedeki kitapları evine getirip üzerlerine vakıf ibaresi koyarak kitapların yok edilmesini önlemek ister.Musa Kâzım Efendi vefat edince kitaplar ikiyeayrılır ve yarısı Hocacihan’daki oğlu Mehmet Efendi’ye verilir. Mehmet Efendi yaşlanınca bu kitapları dinî ilimlerle uğraşanlara ve kütüphanelere dağıtır.Kitapların diğer yarısı da Abdullah Efendi’ye kalır.Abdullah Efendi’ye kalan kitaplar, aile tarafından el yazması olanlar 2006 yılında Konya Yazma Eserler Kütüphanesi’ne, matbu olanlar ise Hayra Hizmet Vakfı Kütüphanesi’ne bağışlanır.
Muhtemelen Sille Medresesi de çoğu Osmanlı Dönemi medresesi gibi ortasında avlu bulunan ve talebe hücreleri bu avlu etrafında sıralanan klasik bir medrese yapısıydı. Mescit, kütüphane ve şadırvanı da bulunan bu medrese faal olduğu dönemde Sille için çok büyük değer ifade ediyordu. Yeri bilinen ve bazı duvar kalıntıları günümüze ulaşan bu medresenin Selçuklu Belediyesi tarafından ihya edilmesi çok büyük bir hizmet olur. Yapılacak bina eğitim amaçlı kullanılabileceği gibi kültürel faaliyetler için de tahsis edilebilir. Hatta binanın bir bölümü Sille Halk Kütüphanesi olarak da düzenlenebilir. Şayet medrese binası yeniden inşa edilirse hem vakfiye yerine getirilmiş olur hem de Sille nitelikli bir eser daha kazanır. Tabii söz konusu arsanın mülkiyet durumu hakkında bilgimiz olmadığı için bu konuda bir şey söyleyemiyoruz ama yapım kararı verilirse bunun da halledilebileceğini tahmin ediyoruz.