Ahmet Kuş

Ramazan Manileri

Ahmet Kuş

Mani¸ her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. Maniler çoğunlukla 7 heceli 4 dizelik bir bendden meydana gelir. Dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. İstisnaları saymazsak mani de çoğu halk edebiyatı türü gibi tarihteki yerini aldı. Radyo¸ televizyon ve internet yaygınlaştıktan sonra çoğu halk edebiyatı türü gibi manilere de gerek kalmadı. Kitle iletişim vasıtaları henüz yokken insanlar sözlü kültürden besleniyordu. Dolayısıyla türkü¸ masal¸ fıkra¸ menkıbe¸ şiir, ninni ve mani gibi halk edebiyatı türlerine ilgi bir hayli yüksekti. Şehirleşme oranının artması da halk edebiyatı ürünlerini olumsuz yönde etkiledi. Bazı kaynaklarda “bekçi ve davulcu manileri” olarak sınıflandırılan “ramazan manileri” de maniler içerisinde kendine has özellikleri olan bir türdür. Ne yazık ki teknolojinin gelişmesiyle birlikte millî kültürümüzün önemli bir parçası olan “ramazan manileri” de artık unutulma aşamasına geldi. 

 

Eski ramazanlarda insanları genellikle sahurda davulcular uyandırırdı. O dönemlerde çalar saat ya da cep telefonları yaygın olmadığı için bir ay süresince gece insanları sahura uyandırma işini davulcular üstlenirdi. Her mahallenin ayrı bir davulcusu olur ve bu davulcu söylediği maniler eşliğinde davul çalarak sokakları dolaşırdı. Bu davulcular aynı zamanda mani de söylerdi. Ramazanın ortasına gelindiği zaman davulcular iftardan sonra ev ev dolaşıp bahşiş toplardı. Mahallenin bütün sokaklarını davul çalarak dolaşırlardı. Evlerin önüne gelince davul çalmayı bırakıp mani söylerlerdi. Mani söyleyen genellikle davulcular olsa da bazen davulcudan başka manici de olabilirdi. Davulcularla birlikte çocuklar, hatta mahalle bekçisi de dolaşır ve mahallede bir şenlik havası oluşurdu. İşte o manilerden bir örnek:

 

Bedestenli Hacı Osman

Tesbihinin ucu mercan

Hacı Bey kahve içiyor

Elinde lağfuri fincan

 

Mani bittikten sonra davulcunun bahşişleri verilirdi. Bahşişi alan davulcu ve beraberindeki çocuklar bir sonraki eve doğru davul çalarak ilerlerlerdi. Bu şölen mahalledeki son eve varıncaya kadar devam ederdi.

 

Her ne kadar ramazan davulcuları artık mani söylemese de Konya’da yaşayan ve bu konuda basılmış bir de eseri bulunan bir isim var. M. Tahir Sakman roman¸ deneme ve şiirlerinin yanı sıra yazdığı ramazan manileriyle de bilinir. Karatay Belediyesi tarafından 2003 yılında yayımlanan “Ramazan Manileri” kitabı bu konuda ülkemizde yayımlanan nadir eserlerden birisidir. İlk örnekleri 1984 yılında Konya Postası’nda olmak üzere muhtelif yerel gazetelerde yayımlanan maniler bu kitapta toplanmıştır. M. Tahir Sakman tarafından yazılan bu maniler halk edebiyatımızın bir türü olan ramazan manilerinin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından son derece önemlidir. Yeri gelmişken M. Tahir Sakman’ın manilerinden de iki örnek verelim:  

 

Yeşerecek nice can

İçimizde heyecan

Hasretimiz bitiyor

İşte geldi ramazan

 

Hey erenler erenler

Gül bağını derenler

Orucumuz altıdır

Hakk’a gönül verenler

 

Yazarın Diğer Yazıları