Ahmet Kuş

Payitaht Müzesi

Ahmet Kuş

17 Kasım 2017 tarihli yerel gazetelerde Konya Kılıçarslan Şehir Meydanı’nın kuzeyinde uzun süreden beri açık bir vaziyette bekletilen kazı alanına “Payitaht Müzesi” yapılacağına ilişkin bir haber yer aldı.Bu haberden hemen sonra geçtiğimiz cuma günü ise müzenin temeli atıldı. Müze konusu yeni bir şey değil aslında, 2008 yılında eski adliye binasının yıkımıyla birlikte gündemde olan bir mesele. Hatırlarsanız adliye ve yan tarafına yakın tarihte yaptırılan ek bina yıkıldıktan sonra burada bulunan yeşil alan da yok edilmişti. Şehir Meydanı ile birlikte bölgeye bir de müze yapılması planlanıyordu. Müze yapılacak alanda hafriyat yapılırken tarihî temel kalıntıları ortaya çıkmış ve müze inşaatı Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından durdurulmuştu. Alâeddin Camii, Karatay Medresesi ve Selçuklu Sarayı’na çok yakın olan bu bölgede temel kalıntılarının çıkması gayet normaldi. Kazılar sırasında Selçuklu dönemine ait çinilere ve hamam kalıntılarına rastlanması da burada önemli bir binanın bulunduğuna dair öngörülerimizi doğruluyordu. Şehir Meydanı yapılacağı sırada hazır meydanda bina filan yokken burada kapsamlı bir arkeolojik kazı yapılmasının çok isabetli bir karar olacağını ifade etmiştik fakat her zaman olduğu gibi bu konuda da popülist bir tutum içerisine giren yetkililer meydan inşaatına devam ettiler.

Meydan yapım işini üstlenen firma mali sıkıntılar yaşadığı için 2013 yılında sözleşmesi feshedilmiş ve meydan inşaatı bir süre atıl bir şekilde beklemişti. Kanuni işler halledildikten sonra iş yeniden ihale edildi ve bir müddet sonra da Şehir Meydanı hizmete açıldı. Bu arada meydanın kuzeyinde bulunan temel kalıntıları da bu süreç içerisinde her türlü tahribata açık bir şekilde kendi haline terk edilmişti.Selçuklu dönemine ait kalıntıların nasıl korunacağı konusunda Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulukarar veremediği için proje 4 yıldan fazla bir süreden beri gündemden düşmedi. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ısrarlı talepleri sonucunda kuruldan temel kalıntılarının bodrum katında korunarak Payitaht Müzesi inşaatının devamına ilişkin bir karar çıktı. Bu karara istinaden müze işi ihale edildi ve ilgili firmaya yer teslimi yapıldı. Müze yapılacak yer arkeolojik bir alan olmasına rağmen hafriyat çalışmaları kepçe kullanılarak yapıldı ve hâlen de yapılmaya devam ediyor. Ne yazık ki aynı vurdumduymazlık şehir merkezindeki çoğu tarihî alanda yaşandı. Örneğin Mevlâna Dergâhı’nın kuzeyine ek müze inşaatı, Eski Buğday Pazarı, Mevlâna Dergâhı bahçe düzenlemesi ve son olarak da Sille’deki Subaşı Hamamı restorasyonu sırasında kepçe ile kazı yapıldı. 

Burada ortaya çıkan temellerin Selçuklu dönemine ait bir darüşşifaya ait olduğuna ilişkin bazı iddialar var ama henüz bu iddiaları destekleyici bir belge ortada yok. Zaten Konya’daki darüşşifaların biri hariç diğerlerinin yerini şimdilik bilmiyoruz. Merhum İbrahim Hakkı Konyalı’ya göre Konya’da yeri bilinen tek darüşşifa olan Selçuklu döneminde yaptırılan Konya Darüşşifası dış kale surlarının dışında Gömeç Hatun Manzumesi’nin yakınında bulunuyordu. Dolayısıyla müze inşaatı sırasında çıkan temellerin şimdilik darüşşifaya mı yoksa başka bir binaya mı ait olduğunu bilemiyoruz. Temeller hangi binaya ait olursa olsun burada yapılması gereken üzerine bina dikmek değil kazı alanını genişleterek etrafını da kazmaktı fakat Konya Büyükşehir Belediyesi müze yapmayı tercih etti. Daha önce de defalarca söylediğimiz gibi özellikle tarihî şehir merkezinde bina yapmak yerine toprağın altındaki kalıntıları ortaya çıkarmak ilk hedefimiz olmalı. Hatırlarsanız Mevlâna Dergâhı’nın kuzeyine yapılacak ek müze binası konusunda da uyarılarımıza rağmen bakanlık işe el koyana kadar yanlıştan dönülmemişti. Müzeler illaki merkezde yer alacak diye bir kanun yok, başka semtlere de yapılabilir. Örneğin Aslanlı Kışla Caddesi bu iş için ideal bir bölge. Bir de son yıllarda bir müze sevdası başladı ki bunu da anlamak mümkün değil, tamam müzeye karşı değiliz ama bu kadar da abartmanın anlamı yok, yaparsınız büyük bir bina olur biter. Yapmayı planlayıp da uzun yıllardan beri sürüncemede bıraktığınız Konya Müzesi’ni bitirmiş olsaydınız bu sıkıntılar yaşanmayacaktı. Şayet Konya Müzesi yapılsaydı Etnografya, Arkeoloji, İnce Minare ve Karatay müzelerindeki eserler de tek çatı altında toplanacak ve bu iş kökten halledilmiş olacaktı. Birileri kızacak ama bizce Konya Müzesi’nde sergilenecek eserler arasına Mevlâna Dergâhı’ndaki bazı eserler de dâhil edilmelidir.

Son olarak önemli bir meseleyi tekrar gündeme getirerek yazımızı bitirelim. Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun aldığı kararların yayınlanması gerektiğini daha önceki yazılarımızda da belirtmiştik fakat aradan uzun zaman geçmesine rağmen bu konuda olumlu bir gelişme olmadı. Kurulda alınan kararlar kamuoyundan niye saklanır hâlâ anlayabilmiş değilim… Alınan kararlar devlet sırrı mı ki açıklamıyorsunuz yoksa internet sitenize girmeye üşeniyor musunuz?  

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları