
Kın Nesreyn Yazıları
Ahmet Kuş
Yazar ve sanatçı dostlarımız yeni çıkan kitaplarından bizlere de göndermeyi ihmal etmiyorlar. Sağ olsunlar yayıncı kuruluşlar da yayınladıkları eserlerden bizleri haberdar ediyorlar. Haliyle elimizin altında uzun bir süreden beri okunması ve tanıtılması gereken onlarca kitap birikti. Bundan sonra okuduklarımızı vakti geldikçe sizlere tanıtmaya çalışacağız. Burada yazmaya başladığımız ilk gün belirttiğimiz gibi sütunlarımızı ara sıra kitap tanıtımına ayıracağız. İşte Fatma Şeref Polat’ın “Kın Nesreyn Yazıları” adlı kitabı da bunlardan birisi. Kitabın adı kadar kendisi de dikkat çekici. Fatma Hanım haftada bir gün (Cuma) Konya’da yayınlanmakta olan Memleket gazetesinde “İşaret Taşları” adlı köşesinde Konya’ya dair yazılar kaleme alıyor. Her ne kadar Konyalı olmasa da uzun yıllardan beri Konya’da yaşıyor ve çoğu Konyalıdan daha fazla tanıyor Konya’yı…
Kın Nesreyn ne anlama geliyor? Öncelikle kitabın adı hakkında kısa bir açıklama yaparak başlayalım yazımıza. Yazar¸ bir hadis-i şeriften hareket ederek bu adı kullanmış. Hadis-i şerife göre peygamberimize hicret edeceği zaman Allah tarafından hicret için üç şehir önerilmiş. Rivayetlere göre bu üç şehir Medine¸ Bahreyn ve Kın Nesreyn’dir. Bu üç şehre İslam kültüründe “Belde-i Muhayyere” adı verilmiş. “Seçilmesi serbest olan” anlamına gelen ve Arapça “Hayr” kökünden türetilen “Muhayyer” burada Osmanlıcadaki anlamı ile kullanılmış. Malum¸ Medine ve Bahreyn biliniyor fakat üçüncü seçenek olan Kın Nesreyn’in neresi olduğu hakkında farklı görüşler var. Halep yakınlarında bir yer olduğunu iddia edenler olduğu gibi Şam diyenler de var. Fatma Hanım¸ hicret için seçenek olarak sunulan üçüncü şehrin yani Kın Nesreyn’in Konya olduğu sonucuna varmış ve kitabına da bu nedenle bu adı vermiş. “Kın Nesreyn” Türkçede “İki kuşun gözettiği¸ koruduğu şehir” anlamına geliyor. Fatma Hanım buna dayanarak Kın Nesreyn ile kastedilenin çift başlı Selçuklu kartalını arma olarak kullanan Konya şehri olduğunu söylüyor. Bu görüş doğru ya da değil¸ bu pek de önemli değil açıkçası… Söz konusu hadis-i şerif zayıf olduğu için bu noktaya fazla da takılıp kalmamak gerek. Önemli olan kitabın içeriği.
Konya Fikir¸ Sanat ve Kültür Adamları Birliği Derneği tarafından yayınlanan kitap 350 sayfadan oluşuyor. Kitapta bulunan yazıların neredeyse tamamına yakını daha önce Memleket gazetesinde yayınlanan yazılardan seçilmiş. Memleket gazetesindeki yazılardan başka¸ muhtelif yerlerde yayınlanmış birkaç tane röportaj ve yazıya da yer verilmiş. Çimke Matbaası tarafından basılan kitabın giriş kısmında Konya Fikir¸ Sanat ve Kültür Adamları Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Küçükbezirci’nin bir sunuş yazısı yer alıyor. Yine kitabın arka kapak yazısı da Seyit Küçükbezirci tarafından kaleme alınmış. Kitaptaki yazılar genellikle Türk tarihiyle¸ Konya’yla sanatla¸ kültürle¸ edebiyatla¸ yaşamla ilgili... Fatma Hanım’ın üslubu sürükleyici olduğu için kitabı elinize aldığınız zaman kolay kolay bırakamıyorsunuz. Şahsen bendeniz kitaptaki yazıların çoğunu gazetede okuduğum halde kitap vesilesiyle bir kez daha okudum. Bir oturuşta üç beş yazı okumadan kitap elimden düşmedi. Bu okumalar sırasında ilk kez duyduklarımı ve üzerinde araştırma yapmam gereken hususları da not alma fırsatım oldu. Biliyorum bugünlerde çoğunuz izne ayrıldınız ya da ayrılacaksınız. Kın Nesreyn Yazıları tatilde okumak için ideal bir kitap. Kitaba ulaşmak da hiç zor değil. Kitabı Nalçacı’da Yeşil Meram Sitesi’nin altındaki dernek merkezinden¸ şehrimizdeki büyük kitapçılardan ya da internet üzerinden satın alabilirsiniz.
Hâlen avukatlık görevine devam eden Fatma Şeref Polat aslen Nevşehirli fakat uzun yıllardan beri Konya’da ikamet ediyor. Fatma Şeref Hanım’ın Selçuklu¸ tarihin sosyal-siyasal arka planı ve kadın faktörünü ihmal etmeyen¸ ilk romanı “Aşk Güneşe Benzer” alt öyküleri ve kurgusuyla farklı bir roman olma özelliği taşıyor. Romanda; Mevlâna¸ Şems ve Kimya Hatun; Selçuklu¸ Bizans¸ Moğol üçgeni arasında sıkışmış¸ gizli ve aleni teşkilatlar yarımadası Anadolu’daki kültürel¸ ticari¸ siyasi pozisyonlarıyla¸ yaşayan¸ kanlı canlı insanlar olarak okuyucuya sunulmuş. Bu sebeple Selçuklu dönemini¸ Mevlâna ve Şems ekseninde yaşananları merak ediyorsanız “Aşk Güneşe Benzer” romanını da mutlaka okumalısınız.
Kın Nesreyn Yazıları’nın 257. sayfasında yer alan “Sırlar Sırrını Buldum!” başlıklı yazıdan beğendiğimiz bir bölümü aktararak son verelim yazımıza. “Bu dünyada kendini kurtarmak için herkesi yakacak olanlarla¸ herkesi kurtarmak için kendini yakabilecek olanların mücadelesi insanlığın başlangıcından beri devam ediyor. Ve kıyamete kadar da sürecek. Nar ehli ve Nur ehli ayrımı burada başlıyor belki. Ama bunu ayırmak o kadar da kolay değil. Herkes iyilik kisvesi¸ güzellik maskesi takmış durumda. Aldanarak bu kafilelerden birine katılmak an meselesi hepimiz açısından. Ya da ara sıra yolumuzun kesişmesi. İnsanın tüm imtihanı kendi yürüyüşünü bu çekimlerden bağımsız kılmakta saklıdır. Bunun içinse güçlü bilgilere¸ derin duygulara¸ katıksız bir aşka ihtiyaç var belki. Aşk insanın dünyaya ait menfaatlerini bir anda geriye atmasını sağlayan bir emniyet kemeri gibidir. İnsanı kendi maskelerinden kurtaran bir yangın… Belki ‘aşk’ ve ‘ateş’in çoğu zaman aklımıza aynı anda gelmesi bundan.