
Harmanbiş
Ahmet Kuş
Gündemden fırsat buldukça bize gelen kitapları tanıtmaya çalışıyoruz. Şu anda masamın üzerinde yer alan kitaplardan bir tanesinin benim için çok ayrı bir yeri var. Sevgili dostum Osman Bozdemir tarafından hazırlanan “Harmanbiş-Çocukluğumuzun Oyunlarını Unutmayalım” adlı kitap bu ara elimden düşmüyor. Osman kardeşimiz çok uzun süreden beri çocuk oyunlarıyla ilgi araştırmalar yapıyordu.
Bu araştırmalar 2017’nin aralık ayında meyvesini verdi ve kitap yayımlanarak okuyucusuyla buluştu. Çocuk oyunları konusunda ülkemizdeki birkaç otoriteden biri olan Osman Bozdemir bu oyunları yazılı olarak kayda geçirmenin yanı sıra nasıl oynanacağını da çok iyi biliyor. Yani sadece mektepli değil aynı zamanda alaylı da…
Çünkü Osman Bozdemir de bizler gibi çocukluğu televizyon ve internet karşısında geçmeyen bir kuşaktan. Sağolsun kardeşimiz bu kıymetli eseri bize de imzalayıp takdim etti. Kitabın daha içini açmadan kapağını görür görmez çocukluk günlerimi hatırladım. Sayfaları bir bir çevirip eski günlere döndüm. Kitaptaki oyunların neredeyse tamamına yakını tanıdık geldi. Nasıl tanıdık gelmesin, bizler bu oyunları bizzat oynayarak büyüdük.
Kitabın sayfalarını çevirdikçe Sedirler’deki, Civar Mahallesi’ndeki günlerimiz geldi gözümün önüne… Oyunlarla birlikte, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen arkadaşlarım geldi aklıma… Hem sevindim hem hüzünlendim. Dolu dolu bir çocukluktu bizimkisi, hayatı tam manasıyla yaşadık, varlığı da gördük yokluğu da…
Mahalle aralarındaki boş arsalar futbol sahasıydı bizim için, Sedirler’in bağları, bahçeleri, İşgalaman’ın puştaları hep oyun alanlarımızdı. Dışarıya çıkmak için sıcak soğuk fark etmezdi bizim için, fırsat bulduk mu kendimizi atardık sokaklara… Kar demez, kış demez mutlaka oynayacak bir oyun bulurduk. O yıllarda henüz Mevlâna Dergâhı’nın arkası duvarlarla çevrili değildi. Taş duvarlar tamamen bitmemişti. Bir zamanlar Gül Bahçesi olan boş arsa bizim için koskoca bir oyun bahçesiydi. Üstelik üç yanı çevrili olduğu için oldukça da güvenliydi. Beşler diye adlandırdığımız Selçuklu türbesinin arkası buluşma noktamızdı. Okuldan geldik mi orada buluşurduk. Akşam ezanı okunana kadar da dönmezdik eve… Sevgili Osman Bozdemir kardeşimizin Harmanbişi bizi nerelere götürdü. Açıkçası sokak oyunları açısından bizler çok şanslı bir nesildik. Bu duruma ne kadar şükretsek azdır.
Gelelim Harmanbişe… Osman Hocam şu satırlarla anlatıyor kitabın hikâyesini: “Uzunca bir süredir üzerinde çalıştığımız kitabımızı nihayet sizlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kitabımız üç gruba hitap ediyor. Birincisi çocuklara, ikincisi ebeveynlere, üçüncüsü ise eğitimcilere. Kitabımızda yer alan her oyunun giriş bölümünde, oyunun nasıl oynanacağına, nelere ihtiyaç duyacağımıza ve en önemlisi de nasıl daha keyifli hâle getirebileceğimize değinmeye çalıştık. Dokuz kategoriye ayırdığımız oyunlar içinden; evde ya da sokakta, yaz ya da kış, gece ya da gündüz, her koşul ve durumda oynayarak keyifli vakit geçireceğiniz oyunları seçebilirsiniz. Umarım tüm dünyaya, ‘Önce oyun, sonra ders!’ ilkemizi anlatabiliriz. Biz inanıyoruz ki, çocukların bedenen ve ruhen gelişiminde en az beslenme kadar önemli olan hususlardan birisi de oyundur.”
Kitapta 9 kategoride 99 oyun yer alıyor. Kurt Baba, Yağ Satarım, Köşe Kapmaca, Birdirbir, Çelik Çomak, Bezirgânbaşı, Harmanbiş, Körebe, Aşık, Mendil Kapmaca, Uzuneşek, Tavşan Kaç Tazı Tut, Seksek, Uzun Urgan, Beştaş, Kulaktan Kulağa, Hamam Kubbe, Hımbıl, Hortlak, Bilye-Boncuk kitapta bulunan oyunlardan bazıları… Sadece çocuk oyunları değil, millî kültürümüzü oluşturan tüm folklor öğeleri kayda geçirilip yaşatılmalıdır. Hiçbir gelenek ve folklor öğesi kendiliğinden ortaya çıkmadı. Tüm gelenekler ve folklor öğeleri nereye gidersek gidelim bizimle birlikte yaşıyor. Mesela “uzuneşek” ve “çelik-çomak” oyunlarını bilmeyeniniz yoktur herhalde.
Çocukluğumuzun en keyifli eğlenceleri olan bu oyunlar asırlar önce de oynanıyormuş. Yine Osman Hocamızın kitabından öğrendiğimiz bilgilere göre “uzuneşek” ve “çelik-çomak” 1074 yılında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılan “Divanü Lügati’t-Türk” kitabında da yer alıyormuş… Evet, hiçbir şey köksüz değil, önemli olan köklerini unutmamak. Efendim ne yapıp ne edin, bu güzel kitaptan bir tane edinin. Kitabı alıp okumakla da kalmayın. Oyunları çocuklarınıza, öğrencilerinize öğretin. Öğretin ki oyunlarımız unutulup gitmesin! Osman Bozdemir kardeşimize millî kültürümüze yaptığı bu anlamlı ve güzel katkı için çok teşekkür ediyoruz.