
Elveda Ya Şehri Ramazan
Ahmet Kuş
Ömrü olana her şey gelip geçiyor işte¸ Allah kısmet ederse cumartesi günü Ramazan ayı sona erecek ve bayrama kavuşacağız. Şükürler olsun ki Allah sağlık verdi ve bu mübarek ayın son günlerine ulaştık. Kendi adımıza konuşacak olursak¸ rahmet ve bereket ayı göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Yılın en uzun günlerini yaşamamıza rağmen açlığı ya da susuzluğu hissetmedik bile. Hele bir de havaların serin gitmesi bizler için Allah’ın bir ihsanı oldu. On bir ayın yıpranmışlığını üzerinde taşıyan bedenimiz ve ruhumuz bir ay süresince bir restorasyon dönemi yaşadı. Yaşadığımız bereketli günlerin kıymetini bilip bu ayın feyzinden ziyadesiyle istifade ettik. Bir yıl sonraki Ramazan’a ulaşıp ulaşamayacağımız bile belli değilken içerisinde bulunduğumuz bu mübarek günlerin değerini bilelim.
Bir ay süresince Ramazan’la ilgili yazılar kaleme aldık. Kısmet olursa bundan sonraki yazılarımız Konya gündemiyle ilgili olacak. Ara verdiğimiz kültür¸ sanat ve tarih yazılarına yeniden başlayacağız. Gelecek hafta pazartesi günü bayrama denk geldiği için yazımız yayımlanmayacak. Dolayısıyla bugün biraz da Ramazan Bayramı’ndan bahsedelim. Ramazan gibi bayramlar da bizler için yeri ayrı olan günlerdir. Bayramlar toplumsal kaynaşmanın zirveye ulaştığı¸ akrabaların¸ komşuların¸ dostların ve vefat edenlerin hatırlandığı müstesna günlerdir. Ramazan ve Kurban bayramları¸ Hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlamıştır. Ramazan orucu da ilk defa yine Hicretin 2. yılında farz kılınmış¸ bu ayı oruçlu geçiren Müminler¸ Şevval ayının ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir.
Ramazan ve Kurban bayramlarında oruç tutmak haram kılınmıştır. Bir gün önce oruç bozmak haramken¸ bir gün sonra oruç tutmanın haram olması¸ Müminlerin duygu ve düşünce dünyasında nimetlerin gerçek sahibini hatırlatan en etkili bir sebeptir. Herkes bir gün önce kimin emrine uyarak oruç tutuyorsa¸ bugün de onun rızasına uyarak orucunu açar ve onun gerçek nimet sahibi olduğunu hakkıyla idrak ederek¸ gerçek bir şükre yol bulur. Bayram bir aylık orucun toplu iftarı olduğu için¸ günlük iftarların adabı bayramda da yerine getirilir. Nitekim orucunu tatlı bir şeyle açmayı adet edinen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)¸
Ramazan Bayramı’na da tatlı yiyerek başlardı. Bayram sabahında hurma gibi bir tatlı ile bir aylık oruçlarını açmadan evden ayrılmazlardı. Her vesile ile bizleri ibadete teşvik buyuran Peygamber Efendimiz (s.a.v.)¸ bayram gecelerinde kalkıp ibadet etmeyi tavsiye ederlerdi. Bu gecelerde uyanık bulunmanın¸ kalbin uyanıklığına vesile olduğunu bildirirlerdi.
Ramazanı nasıl huzur içerisinde geçirmişsek bayramı da o şekilde huzur ve kaynaşma içerisinde geçirmeliyiz. Eşimizle dostumuzla¸ hısım akrabalarımızla¸ komşularımızla¸ cami cemaatiyle hatta tanımadığımız Müminlerle bile bayramlaşmalıyız. Asrı Saadette sahabeler birbirleriyle “Bârekallahü lena ve leküm” diyerek bayramlaşırlardı¸ yani “Allah bizden de sizden de kabul etsin” derlerdi. Bu tebrikleşme bizim dilimizde “Bayramınız mübarek olsun¸ bayramınız kutlu olsun¸ hayırlı bayramlar” gibi sözlerle ifade edilir. Bugünler kırgınlık ve küskünlüklerin giderilmesi için iyi bir fırsattır. Şayet varsa dargın olduğumuz kişilerle Allah rızası için barışmalıyız. Bu mübarek günleri toplumsal barış ve dayanışma için vesile kılmalıyız. İşte bayramlar da bunun için en ideal günlerdir. Dargın kişilerin arasını bulmak da bir sadakadır. Etrafımızda küs insanlar varsa onları barıştırmak için aracılık etmeliyiz.
Öncelikle Rabbimiz bizleri bu rahmet ve bereket dolu günlere ulaştırdığı için binlerce kez şükürler olsun. Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz günahları affetsin. İçerisinde bulunduğumuz günlere tekabül eden ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin feyzinden ziyadesiyle istifade etmeyi bizlere nasip etsin. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahları affedilir” buyurmuştur. Yüce Rabbimiz bu mübarek gece hürmetine bizlere mağfiret etsin¸ bizleri bağışlasın. Bu vesileyle tüm okuyucularımızın Kadir Gecesi’ni tebrik ediyorum. Kadir Gecesi’nden sonra da kısmet olursa Ramazan Bayramı’na ulaşacağız. İnşallah Ramazan gibi bayramı da huzur içerisinde geçiririz. Tüm okuyucularımızın Ramazan Bayramı’nı şimdiden kutluyor¸ bayramın İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Yazımıza Eşrefoğlu Rumî’nin bir şiiriyle son verelim:
Elveda ey mâh-ı tâban elvedâ
Elvedâ ey mihr-i Yezdan elveda
Elveda ey âfitâb-ı şer’-i din
Elveda ey mâh-ı tâban elvedâ
Gündüzün bayram idi sâimlere
Her geçen bir kadr idi kaimlere
Nûrdan bir tâc idi âlemlere
Elveda ey mâh-ı tâban elvedâ
Leylet’ül-kadr ü berât idin bize
Her dahi savm u salât idin bize
Nâr-ı dûzahtan necât idin bize
Elveda ey mâh-ı tâban elvedâ
Yılda bir kez şehri seyran eyledin
Köndözün bu halka mihman eyledin
Sonra tâvus gibi cevalan eyledin
Elveda ey mâh-ı tâban elvedâ
Hazret’e bizden şikâyet eyleme
Ayıbımız çoktur hakaret eyleme
Eşrefoğlu’na melâmet eyleme
Elveda ey mâh-ı tâban elvedâ