Ahmet Kuş

Dua Taneleri

Ahmet Kuş

Bugün orucun 6. günü, kısmet olursa Ramazan ayı süresince daha farklı yazılarla sizlerin huzurunda olacağız. Bu arada tüm okuyucularımızın Ramazan ayını huzur içerisinde geçirmesini temenni ediyoruz. Bugünkü yazımızda tespihten bahsedeceğiz. Tespihin geçmişi çok eskilere gider. İlk dönemlerde avlanırken uğur getirdiğine ve taşıyan kişiye güç verdiğine inanılıyordu. Bu inançların yanı sıra tespih takı olarak da kullanılıyordu. İlk tespihler ipe dizilmiş av hayvanlarının kemikleri ya da biçimsiz renkli boncuklardan oluşuyordu. İlk kez nerede ortaya çıktığı hakkında farklı görüşler olsa da tespihin dünyaya Budizm ve Hinduizm inançlarının yaygın olduğu coğrafyalardan yayıldığı genel kabul gören bir görüş. İslamiyet’in ilk yıllarında Müslümanlar tespih yerine el içinde parmaklarını sayarlardı. Tespihin Müslümanlar tarafından ilk kez Hz. Ebu Bekir döneminde kullanıldığı ve o günden sonra da tüm İslam coğrafyasına yayıldığı rivayet edilir. 

Çoğu İslam sanatında olduğu gibi tespihçiliğin gelişiminde de Türklerin çok büyük katkıları oldu. Osmanlı döneminde gelişen ve ülkemizde hâlen yaygın bir sanat olan tespihçilik büyük beceri gerektiren bir uğraş. Osmanlı döneminde ilk tespihlerin hangi ustalar tarafından ve ne zaman işlendiği hakkında kesin bir bilgi yok. Arşivlerde¸ tespihle ilgili net bilgiler 16. yüzyılın sonlarını işaret eder. O dönemde tespih yapımında kullanılan tornalar bugünkü tornalara göre çok daha ilkeldi. Çıkrık kemane denilen bu alet; alt ağaç¸ delikli peşme¸ kelebek¸ kubbe ve tezgâh topuzu denilen beş ayrı bölümden oluşurdu. Bu tornalarda sadece tespih değil¸ kolye ve marpuç ağızlıkları da yapılırdı. Günümüzde kullanılan tornalar ise bu ilk örneklerine göre çok daha fonksiyonel ve pratik. 

Tornadan çıkan her tespih tanesi kullanılmaz. Örneğin 33’lük bir tespih için 40-45 tane yapılır ve bunun içinden en uygunları seçilir. Kalan taneler düzeltilerek diğer tespihlerde kullanılır. Tanelerin çapı genellikle 4-10 mm arasında olur. Bunun yanı sıra daha iri taneli tespihler de var ama bu tespihlerin kullanımı pek fazla yaygın değil. Çok küçük taneli tespihlere ise “zenne” yani kadın tespihleri denir. Tespih taneleri çeşitli şekillerde yapılır. Beyzî¸ yumurtavi¸ armudî¸ servî¸ şalgamî¸ fıçı¸ kesme¸ sığırcık¸ uçlu toparlak ve kürevî en fazla üretilen şekillerdir. Bazı tespih taneleri sade olabildiği gibi bazılarının üzerine gümüş işlemeler de yapılır. Tespihlerde 33 tanede bir konan bir de “nişane” bulunur. Durak adı verilen nişanelere 33’lük tespihlerde rastlanmaz. Tespihin bir diğer önemli kısmı da imamedir. İmame¸ tespihin iki ucunu birleştiren yassıca taneye verilen addır. İki yandan gelen ipler imameye¸ ya ortadaki tek delikten ya da alt yanlarda açılmış iki ayrı delikten sokulur ve yukarı uçta tek bir delikten çıkarılır. Tespih ustasının mahareti imame yapımında belli olur. Tespihin son parçası iplikten örülmüş püskül ya da kordon kamçılardır. Kamçının üzerinde tepelik ya da hatime adı verilen hareketli halkalar bulunur. Bunlar kimi zaman altın ve gümüşten örülür.   

Tespih¸ işlenebilen her türlü malzemeden üretilebilir. İşlenebilen malzemeler ise çok çeşitlilik gösterir. Ağaçlar¸ fosiller¸ hayvan kemikleri ya da dişleri¸ değerli ve yarı değerli taşlar tespih yapımında kullanılan malzemelerdir. Kehribar ise bunların içerisinde en çok tercih edilenidir. Kullanılan malzeme de işçilik kadar tespihin değerini etkiler. Malzeme nadir bulunan bir madde ise tespihin fiyatı daha da yüksek olur. Günümüzde tespih sadece bir ibadet malzemesi olmayıp aynı zamanda koleksiyonu da yapılan bir sanat ürünüdür. Önceleri İstanbul, Konya, Bursa, Erzurum gibi birkaç şehirde sanat değeri olan tespih üretilirken artık ülkemizin çoğu şehrinde mahir tespih ustaları ve koleksiyonerler bulunuyor. Osmanlı Döneminden beri dünyanın en güzel tespihleri ülkemizde yapılıyor. Konya da tespih yapılan önemli şehirlerden birisi. Şehrimizde de dünya çapında tanınan tespih ustaları var. Nuri Küçükokka¸ Bekir Nükte¸ Özhan Gültepe¸ Ahmet Safa Mızrak¸ Sadrettin Özçimi¸ Necati Manap¸ Yusuf Bingöl¸ Hasan Sunay¸ Zeki Kılınç¸ Feti Barut Konya’da tespih sanatına gönül veren isimlerden bazıları. Konya’da uzun yıllar tespih yaparak geçimini sağlayan ve 92 yaşında 26 Mayıs 2015 tarihinde vefat eden İbrahim Menekşe ve tespih yapımının yanı sıra amatör fotoğrafçılıkla da uğraşan ve 2004 yılında vefat eden Şemsettin Özsaydam ustaları da burada zikretmeliyiz.              

Yazarın Diğer Yazıları