Ahmet Kuş

Daha nice yıllara...

Ahmet Kuş

Farkında değiliz ama zaman çok çabuk geçiyor. Yeni Gazete’nin ilk sayısının yayımlandığı günü daha dün gibi hatırlıyorum. O dönemde Alâeddin Caddesi’ndeki fotoğrafçı dükkânımızda ticaretle iştigal ediyorduk. Gazetenin sahiplerinden Yusuf Gürbüz ağabey de Ebubekir Bozkır’ın arkadaşı olduğu için ara sıra dükkân komşumuz Güven Kuruyemiş’e uğrardı. Yeni Gazete’nin ilk sayısının 2 Ağustos 1997 tarihinde bayilerde olacağı müjdesini Yusuf ağabey vermişti. Hatta gazetede benim de köşe yazısı yazabileceğimi söylemişti. Gazeteye destek olmak için sabah dükkânı açtıktan sonra Tekel binasının bitişiğinde bulunan gazete bayii Cevat Akpınar’dan bir tane Yeni Gazete almıştım. 

O dönemde pek fazla vaktim olmadığı için Yusuf ağabeyin gazetede yazı yazma teklifine birkaç ay sonra olumlu cevap verebilmiştim. Yeni Gazete’de ilk yazım 28 Kasım 1997 tarihinde yayımlanmıştı. “Yok Olan Kültürel Mirasımız-Tarihî Konya Evleri” başlıklı yazım biraz acemi işiydi ama yazıyı gazete sayfasında görünce çok heyecanlanmış ve yazı yazmaya daha da heveslenmiştim. Bu yazıyı daha sonra başka yazılar da takip etti ve bazen haftada bir, bazen de haftada iki yazım yayımlandı. Bu yazılarda Konya kültürü ve ekonomik konuları ele almıştım. Asıl mesleğim ekonomi olduğu için kültür-sanat yazılarının yanı sıra Türkiye ekonomisiyle ilgili yazılar da kaleme alıyordum. 

O yıllarda henüz internet yaygınlaşmadığı için yazılarımı el yazısıyla yazıp gazetenin Tekstil Pazarı’ndaki idarehanesine bizzat götürüyor ya da faksla gönderiyordum. Gazetenin idarehanesi daha sonra Atatürk Müzesi’nin karşısındaki bir apartman dairesine oradan da Başaralı Caddesi’ndeki ofisine taşınmıştı. Tabii yazı gazetede yeniden dizildiği için yayımlandığı zaman çok sayıda imla hatası oluyordu. Bu imla hataları bir yazar için sıkıntılı bir durumdu ama bu sadece benim değil diğer yazarların da başına geliyordu. İşlerimi biraz daha kolaylaştırmak için Rampalı Çarşı’nın karşısında bulunan Enes Kitabevi’nden bir daktilo satın aldım. Aslında daha önce hiç daktiloyla yazı yazmamıştım ama zamanla yazmayı öğrenip işi ilerlettim. Daktilo sayesinde dizgide ortaya çıkan imla hataları biraz azaldı ama tamamen bitmedi. İnternet yaygınlaştıktan sonra yazılarımı dijital ortamda göndermeye başladım ve imla hataları da minimum düzeye indi. 

Yeni Gazete’de yazmaya devam etmemde gazetenin sahipleri Yusuf Gürbüz ve Celalettin Boyalı başta olmak üzere gazete yöneticileri ve yazarlar beni sürekli olarak yazmaya devam etmem konusunda desteklediler. Özellikle o dönemde gazetenin genel yayın koordinatörü olan merhum N. Yalçın Dikilitaş’ın yazma konusunda teşvik edici tutumunu da unutmam mümkün değil... Ayrıca yazılarından ve fikirlerinden ziyadesiyle istifade ettiğim Yeni Gazete yazarları Sefa Odabaşı, Seyit Küçükbezirci, Mevlüt Ben, Ali Işık (Edip Yörükoğlu), Tahir Sakman, İbrahim Sur, Zeki Oğuz, Yusuf Duru, Özgen Küçükkoner, Abdullah Soyer’i de minnetle yâd ediyorum. Elbette Yeni Gazete yazarları bunlarla sınırlı değildi ama aradan uzun yıllar geçtiği için şu anda bu isimleri hatırlayabildim. Bu kıymetli şahsiyetlerin de çoğu toprak garibi oldu. Hayatta olanlara hayırlı ömürler, vefat edenlere ise Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyorum. Mekânları cennet, makamları âli olsun... 

Yeni Gazete’de yazılarım yayımlandıkça hem yazı işine daha sıkı sarılıyordum hem de kültür-sanat çevresinde dostlarımın sayısı da artmaya başlamıştı. Bir taraftan da yazılarımda kaynak olarak kullanmak için Konya’yla ilgili kitap, dergi ve gazeteleri yakından takip ediyordum. Aslında Yeni Gazete’nin serpilip büyümesiyle birlikte benim de yazarlık hayatım gelişiyor ve yeni açılımlara sahne oluyordu. Zaman böylece geçti ve hem yazar olarak hem de okuyucu olarak Yeni Gazete’nin basın serüvenine eşlik ettim. Yeni Gazete’deki “3. Geleneksel Fotoğraf Yarışması” başlıklı son yazım ise 26 Kasım 2001 tarihinde yayımlandı. İşlerimin yoğunluğundan dolayı bu tarihten itibaren gazetedeki yazılarıma bir süre ara verdim ama gazete personeli ve yazarlarla irtibatımı bu süreçte de kesmedim. Vakit buldukça gazetenin idarehanesine uğruyor ve dostlarımla sohbet ediyordum. Zaten Konya’daki pek çok kültür-sanat adamı gibi Yeni Gazete yazarları da Alâeddin Caddesi’ndeki dükkânımıza uğruyorlardı. Dükkânımız kültür-sanat, eğitim ve basın camiasının uğrak noktalarından biri hâline gelmişti. 

9 Ağustos 2002 tarihinde Yeni Gazete’nin adı Hâkimiyet olarak değiştirildi ve gazete bu tarihten sonra bu adla yayımlanmaya başladı. Tabii farklı dönemlerde gazetenin yönetim kadrosunda ve yazarlarında da değişiklikler oldu. Yusuf Gürbüz ağabey her görüştüğümüzde yazılara devam etmemi istiyordu ama bendeniz biraz tembellik ediyordum. 11 Kasım 2013 ve 23 Ekim 2014 tarihlerinde merhum N. Yalçın Dikilitaş’ın ölüm yıl dönümleri için kaleme aldığım iki yazıyı saymazsak uzunca bir aradan sonra 27 Mart 2017 tarihinde Hâkimiyet gazetesinde yeniden köşe yazısı yazmaya başladım. Bu dönemde pek sık olmasa da ara sıra gazeteye yazı vermeye devam ettim. Her iki dönem de benim için bir basın okulu işlevi gördü ve özellikle Konya kültürü konusunda yeni bilgiler, yeni tecrübeler edindim. Bu arada gazetede yazarken kitap çalışmalarıma da devam ediyordum. İki çalışma birlikte zor yürüdüğü için Hâkimiyet’teki yazılarıma tekrar ara vermeye karar verdim ve son yazım 23 Temmuz 2018 tarihinde yayımlandı.   

Yeni Gazete ve Hâkimiyet gazetesi yerel haberciliğin yanı sıra edebiyat, tarih, folklor ve kültür-sanat alanlarında da büyük bir boşluğu doldurmuştu. Yeni Gazete faaliyete başladığı ilk yıllarda Konya kültürü, tarihi, coğrafyası, edebiyatı ve sanatıyla ilgili yaptığı özel haberlerle diğer yerel gazetelerden farklı bir yayın çizgisi takip etti. Röportajlarla, özel haberlerle yıllarca Konya’nın gizli kalmış değerlerini, zenginliklerini ortaya çıkarıp onların toplum tarafından tanınmasına vesile oldu. Bu istikrarlı yayın politikası devam ederken gazete yönetimi bir ilke daha imza atarak N. Yalçın Dikilitaş’ın yönetiminde haftada bir gün “Konya Kültür Hazinesinde Cönk” adlı özel sayfayı yayımlamaya başladı. Konya’nın velut yazarları bu ilavede yazmaya başladı ve özellikle Konya kültürü konusunda zengin bir yazı arşivi oluştu. Kanaatimce Hâkimiyet gazetesinin tarihi boyunca yaptığı en kayda değer ve kalıcı işlerden biri Konya kültürüne yönelik çalışmalara ağırlık vermesidir. Gerek gazetede gerekse bu ilavelerde yayımlanan yazılar daha sonra araştırmacılar tarafından kitaplarda, tezlerde, makalelerde kaynak olarak gösterildi.

Hâkimiyet gazetesi yayımlandığı ilk günden itibaren milliyetçi, muhafazakâr yayın politikasından hiçbir zaman taviz vermedi. Gazete ilk çıktığı günden bu yana yayımladığı haber, yazı, yorum ve fotoğraflarda Türk milletinin inanç, gelenek ve törelerine saygıyı ilke olarak benimsedi. Gazetede günlük ya da haftalık köşe yazısı yazan yazarlar da çoğunlukla gazetenin yayın politikası gereği muhafazakâr-dindar kişilerden oluşuyordu. Hâkimiyet 1990’lı yıllarda yayımlanan ve kısa sürede kapanan yerel gazetelere karşın istikrarlı büyümesini devam ettirip sektörde kalıcı olduğunu ispat etti. Eski bir yazarı olarak, kuruluş yıl dönümünü kutlayan Hâkimiyet gazetesine uzun ömürler dilerken başta gazetenin sahibi Yusuf Gürbüz ağabey olmak üzere Hâkimiyet’in bugünlere ulaşmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Daha nice yıllara... 

Yazarın Diğer Yazıları