
Bir Türk Çiçeği Lale
Ahmet Kuş
Bugün sizlere Konya’mızdaki park¸ bahçe ve mezarlıkları süsleyen lalelerden bahsedeceğiz. Lale soğanlarının Çumra’da ilk kez 1998 yılında “Asya Lale” firması tarafından ticari olarak üretilmeye başlamasıyla birlikte Konya Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı tarafından parklara ekilen lalelerin sayısı da bir hayli arttı. İlk yıllarda birkaç çeşit olan lale üretimi özellikle bu yıl çeşit açısından zirveye ulaştı. Üstelik baharda park¸ bahçe ve mezarlıkları süsleyen bu soğanlı bitkiler sadece lale çeşitleriyle sınırlı değil. Lalenin yanı sıra rengârenk sümbüller¸ nergisler¸ kardelenler ve çiğdemler de baharla birlikte bizlere merhaba diyor. Bu çiçekler arasında ülkemizin sadece belirli bölgelerinde yetişen mavi “üzüm sümbülü” bile bulunuyor. Eskiden kırlarda gördüğümüz bu çiçekleri artık şehir merkezindeki herhangi bir park ya da mezarlıkta görmek mümkün…
gelişini müjdeleyen çiçeklerin başında lale gelir. Farsça bir kelime olan lale çok yıllık¸ soğanlı ve otsu bir süs bitkisidir. Zambakgiller familyasından olan lalenin anavatanı Pamir¸ Hindukuş ve Tanrı dağlarıdır. Buralarda yabani olarak yetişen laleler göçlerle birlikte dünyaya dağılmıştır. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın lale ile tanışması ise Selçukluların Anadolu’yu fethi sırasında olmuştur. Selçuklular¸ Orta Asya’da çokça yetişen ve çok sevdikleri laleyi yeni fethettikleri topraklara da getirmişlerdir. Günümüzde her ne kadar Hollanda¸ dünyada lale soğanı üreten en iddialı ülke olsa da lalenin oraya da Osmanlı döneminde Türkler tarafından götürüldüğü bilinmektedir. Yazımızın başlığında da belirttiğimiz gibi lale bir Türk çiçeğidir. Özellikle birçok mimari eser süslemesinde görülen lale motifleri bunun en iyi kanıtıdır. Aslen yabani bir bitki olan lalenin ülkemizde 15 kadar türü bulunmaktadır.
Lale¸ Selçuklu ve Osmanlı döneminde bahçeleri süslediği gibi edebiyat ve sanat eserlerinde de çokça yer almıştır. Lale kelimesi “Allah” lafzında yer alan harflerle yazılmakta¸ dolayısıyla her ikisi de ebcet değeri olarak 66 sayısını vermektedir. Yine “Hilal” de aynı harfler kullanılarak yazılmaktadır. Bazı mutasavvıfların mezar taşlarına “lale” motifinin işlenmesi de bu benzerlikle ilgili olmalıdır. 13. yüzyıldan başlayarak Selçuklu abidelerinde¸ yazma kitap ve kaplarında yer alan laleyi şiirde ilk kullanan kişi¸ “Lalenin yanakları yalım yalım¸ nergisin gözünden kaçıp gizlenmede” sözüyle Mevlâna Celaleddin Rumî’dir. Divan-ı Kebir’de gerek gerçek¸ gerekse mecaz anlamıyla çokça lale ilgili mısra bulunmaktadır. Halı¸ çini¸ minyatür¸ sedef¸ deri¸ ahşap¸ metal ve taş işçiliği gibi alanlarda süsleme unsuru olarak kullanılan “lale” motifi¸ padişahların tılsımlı gömleklerinden¸ savaşa giden askerlerin kalkanlarına kadar pek çok alanda yer almıştır. Örneğin günümüzde Almanya’nın Berlin şehrindeki İslam Sanatı Müzesi’nde sergilenen Alâeddin Köşkü’ne ait sekiz köşeli bir çini parçasında¸ iki insan figürünün arasında oldukça büyük boyutlu lale motifi dikkat çekmektedir. Diğer yandan Sadreddin Konevî Camii’nin çini mihrabında siyah lale motiflerine¸ Kasım Halife Camii Haziresi’nde bulunan bir sandukada nefis bir lale kabartmasına yer verilmiştir. Elbette lale motifi kullanılan örnekler bunlarla sınırlı değil¸ küçük bir araştırma ile bu örnekleri daha da arttırmak mümkün…
Türklerin çok sevdiği bir çiçek olan laleye aynı zamanda bir Konya çiçeği de diyebiliriz. Adını Selçuklu devlet adamı Turuntay’dan alan Meram ilçe sınırları içerisindeki “Durunday” semti gül ve lale bahçeleriyle şöhret bulmuştur. Yine bu bölgedeki bir mevki “Lalebahçe” adıyla anılagelmiştir. Lalebahçe Karakemal Mezarlığı içerisinde türbesi bulunan Zahrüddin Ali’nin de bu yöreyi laleyle tanıştıran kişi olduğuna dair bir kanaat vardır. O dönemden beri Konya bahçelerini süsleyen lale uzun yıllardan sonra yeniden Konya’daki şöhretine kavuşmuştur. Özellikle son yıllarda “Asya Lale” firması tarafından Çumra ve İsmil’de lale soğanı üretiminin yapılmasının da bunda katkısı büyüktür.
Uzun bir ara ortalardan kaybolan lalenin Konya’da yeniden görünür kılınmasında bu özel şirket kadar Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in de katkısı büyüktür. Bir Türk çiçeği olan lale 2004 yılından itibaren Tahir Bey’in özel ilgisi sayesinde Konya’da en fazla ekilen bahar çiçeklerinden biri olmuştur. Özel sektör ve belediye tarafından üretimi yapılan lale soğanları ülkemizdeki lale ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Her ne kadar kısa ömürlü olsa da açtığı zaman rengârenk lalelerin seyrine doyum olmaz. Özellikle Konya Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı tarafından “Soğanlı ve Yumrulu Bitkiler Bahçesi” olarak düzenlenen Alâeddin Tepesi’nin üst kısmı bugünlerde görülmeye değer bir hal almıştır. Binlerce lale¸ sümbül¸ nergis¸ kardelen ve çiğdemlerle süslenen tepe bakıldığı zaman insana mutluluk vermektedir. Ortamın kokusunu değiştiren sümbüller ise ayrı bir sevinç kaynağıdır. Bugüne kadar sadece dağ yamaçlarında ve kırlarda görmeye alışık olduğumuz kardelen ve çiğdemleri Alâeddin Tepesi’ndeki bahçede görünce açıkçası bir hayli şaşırdık. Demek ki yabani çiçek türlerinin de soğanları üretilmiş… Ülkemizde sadece Tunceli¸ Şırnak¸ Erzurum¸ Adıyaman ve Hakkâri gibi bazı doğu illerinde doğal ortamlarda yetişen ve halk arasında “ağlayan gelin” olarak da bilinen “ters lale”yi bile bu bahçede görmek mümkün…