Bir Havuzun Hikâyesi – I
Ahmet Kuş
Hükümet Meydanı da Konya’nın diğer semtleri gibi değişimden payını alan bir bölge. Eskiden miting alanı olan ve altı-yedi yıl önce yeniden düzenlenen meydanda değişiklikler devam ediyor. Meydandaki son değişikliklerden birisi ortaya yapılan “Kültür Havuzu”dur. Sizlere bugün ve gelecek haftaki yazımızda uzun bir süreden beri Hükümet Meydanı’nda bulunan havuzun hikâyesini anlatmaya çalışacağız. Havuz, meydandan geçerken çoğunuzun dikkatini çekse de yapılış gayesinden ve anlatmak istediği mesajdan muhtemelen bazılarınızın haberi yoktur. “Kültür Havuzu”, British Council tarafından Avrupa Birliği’nin “AB – Türkiye Sivil Toplum Diyalogu” programı çerçevesince hazırlanan bir proje sonucunda ortaya çıktı. “My City – Benim Kentim” adı verilen projede Türkiye’den seçilen beş şehir ve Avrupa Birliği’nden seçilen altı şehir yer aldı. Türkiye’den Çanakkale, İstanbul, Konya, Mardin ve Trabzon, Avrupa Birliği’nden ise Berlin, Varşova, Londra, Viyana, Helsinki ve Dortmund projeye dâhil edildi. Seçilen bu on bir şehri on bir ayrı sanatçı temsil etti. Proje kapsamında yer alan şehirlerden belirlenen sanatçılar karşılıklı olarak eşleştikleri ve misafir oldukları şehirde bulunan kamusal alanlarından birine bir anıt yaptılar. Projenin ana teması “Kamusal alanda sanat” olarak belirlenmişti. Konya bu projede Polonya’nın Varşova şehriyle eşleşmişti. Proje kapsamında belirlenen Polonyalı sanatçı Joanna Rajkowska Konya’da, Can Altay ise Varşova’da bir sanat eseri yaptı. Bu projedeki amaç da diğer Avrupa Birliği projelerindeki gibi Türklerle Avrupalılar arasında bir kültür köprüsü kurmaktı. Projenin hedeflerinden birisi de sanat ve kültür aracılığıyla, toplumlar arası diyalogu güçlendirmekti.
Proje başlayınca Joanna Rajkowska 2010 yılı sonbaharında Konya’ya geldi ve iki aya yakın bir süre Konya’da kaldı. 1968 yılında Polonya’nın Bydgoszcz şehrinde doğan Joanna Rajkowska, nesne, film, yerleştirme, geçici eylem çalışmaları ve kamusal alana yaptığı müdahalelerle tanınıyor. Rajkowska’nın en çok tartışılan işleri “Greetings from the Jerusalem Aveneu” ve “Oxygenator” adlı çalışmalarıdır. Bunlar Varşova’da kamusal alana yerleştirilmiş sosyal heykellerdir. İlki Polonya’nın bildik peyzajına oldukça aykırı bir yabanî hurma ağacı, ikincisi de ozon üreten bir cihazın bulunduğu yapay bir havuzdur. Rajkowska 2007 yılında “Kamusal alandaki sıra dışı projeleri ve bunların kent gezginlerine ulaşabilmesi” dolayısıyla, hayli saygın bir ödül olan “Paszport Polityki Ödülü”ne layık görüldü. 2010 yılında da kültür alanındaki olağanüstü başarıları dolayısıyla “Fundacja Kultury’nin Büyük Ödülü’nü aldı. Sanatçı halen Londra’da yaşıyor.
Rajkowska, Konya’da kaldığı süre içerisinde şehri tanımak için farklı semtleri gezdi ve insanlarla sohbet etti. Proje sırasında Faruk Karaarslan sanatçıya rehberlik etti. Rajkowska, öncelikle Takkeli Dağ’ın görünür bir yerine oldukça büyük Arap harfleriyle bir şiir yazmak istedi fakat dönemin yerel yöneticileri tarafından bir sıkıntıya ya da yanlış anlaşılmaya yol açabileceği söylenerek bu teklif kabul edilmedi. Takkeli Dağ fikri kabul edilmeyince Rajkowska havuz projesini geliştirdi ve proje yerel yöneticiler tarafından da uygun görülünce havuzla ilgili çalışmalara başladı. Havuz için şehrin merkezî bir yeri olan Hükümet Meydanı seçildi. Sanatçı meydanın ortasına bir havuz yapmaya karar verdi. Rajkowska’nın tasarladığı havuz meydanın ortasına yapıldı. Meydan SİT alanı olduğu için görüntüyü fazla bozan bir çıkıntıya müsaade edilmedi. Yüzey hafif yükseltilerek yuvarlak mermer bir havuz yapıldı. 1928’de yapılan dil devrimine dikkat çekebilmek için havuzun içerisine ve etrafındaki daireye Walter Benjamin’in 1921’de kaleme aldığı “Çevirmenin Görevi” adlı bir kitapta yer alan şu bölüm Almanca, Türkçe, Osmanlıca ve Latin harfleriyle Osmanlıca olarak yazıldı; “Bir sanat eseri veya bir sanat biçimini değerlendirirken alımlayıcıyı göz önüne almanın hiçbir yararı yoktur (Devamı gelecek hafta)