Uluslararası Bangsamoro Türk Eğitim Akademisi (BTEA) açıldı
Bangsamoro'da BTEA Türk Eğitim Akademisi eğitime başladı. Açılış vesilesiyle bir tören düzenlendi
Törene üniversite rektörleri, üniversite genel sekreteri, Milli Eğitim Bakan yardımcısı ve diğer mülkü erkan katıldılar. Üniversitenin yapılması ve açılmasına katkı sağlayan STK’ların temsilcilerin de hazır bulunduğu törenden sonra eğitime başlandı.
Konu ile ilgili bilgi veren Ribat Eğitim Vakfı Başkanı Mehmet Küçüktoka;
İki yıl önce Filipinler’den Moro’lu Müslümanlar özerkliğini kazandılar. Devlet olma yolunda ilim ve irfanın gelişmesi için kurumların çok önem arz ettiğini biliyoruz. Devleti kurmak yeterli değil devletin idamesi noktasında alttaki kurumların çalışması lazım. Bu kurumlarda da ülkenin yönetim kadrolarında yer alacak ve kamuda hizmet edecek adamların yetişmesi gerekiyor. Moro’lu Müslümanların kendilerini yönetmesi noktasında kendi ayakları üzerinde durması noktasında kendi madencisini, mühendisini eğitmesi noktasındaki çalışmaları illaki üniversiteye dayanmalıydı. 7 kuruluş bir araya gelerek BTEA Akademisini kurduk. Ribat Eğitim Vakfı, Can Suyu Derneği, Deniz Feneri Derneği, Hayrat Vakfı, İnsan Vakfı, Sasa Vakfı, Uluslarlarası Hukukçular Birliği, Yeryüzü Mühendisleri Derneği bir araya gelerek 7 kuruluş akademinin yapımını ve kurulmasını sağladık. Moro merkezi devlet hükümeti tarafından bize 50 yıllığına 50 dönümlük bir alan tahsis edildi. 2023 - 2024 eğitim yılında 3 fakülte halinde eğitime başladık. BTEA Akademisinde İslami İlimler Fakültesi, Balıkçılık Fakültesi ve Turizm Fakültesi bulunmaktadır. İslami İlimler Fakültesi önemli burası Müslümanların yaşadığı bir ülke, Müslümanlık için mücadele eden bir toplumdan bahsediyoruz bunların sahih kaynaklardan, akaid, fıkıh ve ehli sünnet itikatina dayalı bir eğitimden geçmeleri gerekiyor. Aşırılıklara kaçmadan Moro’lu kardeşlerimizin İslami ilimlere vâkıf olmaları gerekiyor. Öte yandan Moro bölgesi gerçekten tabiatıyla coğrafyasıyla insanı dinlendirebilecek motive edebilecek bir bölge, yeşillik ve maviliğin bütünleştiği bir alanlardan oluşuyor. Müslümanların da dinlenmeye motive olmaya tatil yapmaya ihtiyacı var. Bu bölgelerin de bu manada kalkınması gerekiyor. Maalesef buralarda altyapı ve tecrübe olmadığı için gelişememiş bölgeler. Türkiye'den inşallah böyle bir bilgi transferiyle o kardeşlerimizin de bu alanda altyapılarını güçlendirme noktasında Turizm Fakültesi kuruldu. Bir diğer önemli bölüm de Balıkçılık Fakültesidir. Balıkçılık Fakültesi de bu ülke için çok önem arz etmektedir. Her tarafı denizler ile çevrili 7000 küsür adadan oluşan Filipinlerde insanlar çoğunlukla balıkçılıkla geçimini sağlıyor ama teknik altyapıları teknik imkanları olmadığı için maalesef balığı yabancı ülkeler bu ülke kıyılarından toplayıp götürüyorlar. Bundan sonrası için inşallah bizim ülkemizden eğitim transferi yapılarak kendi sahillerindeki balıkları en azından dünyaya pazarlayarak da bir imkan oluşturulabilir ümidiyle bu üç fakülteyi açtık. Elhamdülillah akademimiz şu an eğitime başladı. Türkiye’den giden hocalarımızın yanı sıra farklı ülkelerden gelen Cezayir’den Malezya'dan gelen hocalarımız var. Bu hocalarımızın da katkılarıyla iyi bir sonuç alacağımızı ümit ediyoruz. Bize her türlü desteği veren Başbakan Hacı Murat İbrahim Beyefendi’ye çok teşekkür ediyorum. Kendisini ziyaretimizde bize takdirlerini ve teşekkürlerini ilettiler. Özellikle şunu vurguladılar “Moro direnişinin başlamasından beri Türk halkının yanımızda olduğunun farkındayız her bir dokunuşun bizlerde çok büyük yankıları olmaktadır. Türkiyedeki Müslamanların çalışma hayatlarını yakından takip ediyoruz. Bende rahmetli Erbakan hocamızın 70’li yıllarda ofisinde iki hafta kalarak birçok tecrübe edindim. Kendine Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Kendilerine bizi kabul edip bir plaket ile bizi onurlandırdıkları için çok teşekkür ediyorum.
BTEA Akademi açılışında konuşan genel sekreter Oruç Sasa:
Bangsamoro Filipinlerin Barm özerk devletindeyiz. Burada altı yıllık bir çalışma sonucunda Allah’ın izni ve yardımıyla Türk Üniversitesini açtık. Biz sadece burada görevliyiz. Buraya 2016’da geldiğimizde özerk bir devlet olmamışlardı barış görüşmeleri devam ediyordu. Süreç içerisinde toplamda altı yedi kuruluş aynı amaçla buraya gelmişlerdi. Bu kuruluşlarla bir araya geldik küçük küçük birikimleri ya da yardımları bir araya getirerek daha büyük insani yardım düşüncesi ortaya çıktı. Bu yüzden barış görüşmeleri devam ederken ilk buraya geldiğimizde amacımız yetimhane kurmaktı. Bu konuda bir fizibilite çalışması yaptık. Buralarda yetimhaneler yapılmış fakat yetimhane yapmanın ötesinde işletmesinin daha önemli olduğunu gördük ve bir güç birliği yaparak yaklaşık 50 dönümlük bir yer aldık. Bu amaç doğrultusunda bizim gibi kuruluşlarla burada yetimhane, ilkokul, ortaokul yapmaya karar verdik, proje olarak öyleydi fakat bizim yapacağımız okullar bunların üniversitelerinden alt yapı olarak statü olarak daha yüksek olduğu için işlevsel, fonksiyonel inşaat teknikleri açısından gelişmiş olduğu için biz önce lise projesi çizdik daha sonra 2019 yada 2020 yılında bir reform oldu. Yüzde 80-90’la Bangsamoro Özerk Devleti yönetim hakkını eline aldıktan sonra devlet olmanın getirdiği bir takım ihtiyaçlar meydana geldi. Mesela İspanyada Müslümanlar İspanya’yı fethettiğinde ilk yaptıkları şey ilkokul, ortaokul değil Cordoba üniversitesini açmak oldu. Çünkü devletin yönetecek adama ihtiyacı vardı burada da savaştan çıkmışlar bağımsızlıklarını kazanmışlar fakat devleti yönetme tecrübesi ve ona yetişecek kalifiye devlet adamlarına ihtiyaç vardı. Bu amaçla bizler birlikte hareket ettiğimiz kuruluşlar olarak ayda bir toplanıyorduk zaten bir yönetim kurulu kurmuştuk ve buraya bir üniversite yapmaya karar verdik.
Bu gördüğünüz yeri bize tahsis ettiler. Bundan evvel Türkiye’de birçok çalışma yaptık. Üniversitenin kurulması için tüzüğünü Filipin de bulunan Renato hocanın da yardımıyla bir çalışma yaptık ve bu çalışmalarda hangi fakültelerin kurulması gerektiği ve ders programına ne olması gerektiğini belirledik. Daha sonra bu projemizi Bangsamoro Başbakanı Hacı Murat Bey’e ilettik. Başbakan çok ilgilendi ve bize şu bu gördüğünüz araziyi 50 yıllığına bize tahsis ettiler. Uzun bir çalışmalardan sonra şimdi öğrenci kayıtlarımızı alarak geçen ay sınavlarını yaptık. Üç fakülte ile İslami İlimler Fakültesi Balıkçılık Fakültesi ve Turizm Fakültesi olarak ilk sene bu üç fakülteyle eğitime başlıyoruz.
Akademinin açılışında konuşan Rektör Prof. Dr. Refik Korkusuz:
Buraya korrektör (eş rektör) olarak geldim. Burada hayır umuyorum bu dönemde açılmış olan üç bölümünde çok önemli bölümler olduğunu düşünüyorum. Bir tanesi balıkçılık, ki balıkçılık bu bölgenin temelidir. Yani insanların yüzde altmışından fazlası balıkçılıktan geçinir. Evine hiçbir şey bulamayan insanlar sepet alıp denize gidip balık avlarlar. Bu balıklarla geçimini sağlarlar. Ancak maalesef teknolojinin düşük olması balıkçılığın yaygın bir şekilde yapılmasına rağmen ihracat yapmalarını engellemektedir. Yeni tekniklere ihtiyaçları var. Burada özellikle bakanların ısrarı üzerine Balıkçılık Fakültesini açtık. Daha sonra turizm var. Dünyanın en güzel yerlerinden bir tanesi olan bu yerde turizm rehberi bile yok. Böyle bir yerde biz meşru sınırlar dahilinde turizmin sadece Avrupa'daki gibi deniz kıyısında yabancı turistlerin herhangi bir sınırlama olmaksızın hareket edebildiği alan olarak değil de belli kayıtlara bağlı olarak Allah'ın nimetlerinden istifade edebilme imkanı bahseden bir seyahat özgürlüğü olarak bakıyoruz.
Helal olan, insanların temel değerleriyle uyuşan bir turizmin olması gerektiğini düşünüyoruz ve bu anlamda da böyle bir bölüm açtık. Bu anlamda Türkiyenin turizm potansiyeli sahip olduğu imkanlar inşallah bize öncü rol sağlayacaktır. Nitekim Türkiye de bir çok üniversiteyle anlaşarak öğrencilerimizin bir kısmını ve akademisyenlerimizin buraya gelmesi ve oradaki insanların buraya gelip tecrübe aktarımda bulunmasını talep ettik. Bu konuda anlaşmalar imzaladık. Bunun dışında bir de biz Islami İlimler Fakültesini kurduk. Ilk defa Filipinler tarihinde bir fakülte, yüzde yüz Arapça ders verecek. Bu şekilde bir fakülte Türkiye'de yok. Türkiye'deki bugüne kadar açılan bütün ilahiyatlar yüzde yüz Arapça değil. Benim bildiğim özellikle kamuda açılanların tamamı iptal oldu. Çok büyük iddialı açtılar ama sürdürülebilir değil. Niye? Çünkü kalifiye hocalar yok . Arap hocalarda üç gün geliyor, dördüncü gün gidiyor. Dolayısıyla kamudaki İlahiyat Fakülteleri hepsi başarısız oldu. Kendi insanımız arapçayı çok fazla bilmiyor. Öyle bir dertte yok, olmadığı için çok başarılı olamadık. Ama burada inşallah başarılı olacağız yüzde yüz Arapça niyetiyle açtık. Bu sene hazırlık sınıfı ama hazırlık sınıf olmasına rağmen aldığımız öğrencilerin tamamı hafız ve dertlerini anlatacak kadar Arapça biliyorlar. Dolayısıyla bunların arapçalarını daha da geliştirilmesi, özellikle basın Arapçası, hukuk arapçası noktasında gelişmelerini sağlamak üzere bu bir yılı iyi bir şekilde değerlendireceğimizi düşünüyorum. Yurtdışından hoca arkadaşlarımızı, hukukçu hoca arkadaşlarımızı çağırdık. Sağolsun onlar da icabet etti. Böylece bu üç bölümde de kendi nevi şahsını münhasır çok iyi bir eğitim ortamını sağladığımızı düşünüyorum. Bu anlamda tabi bizim yedi tane partner kuruluşumuz var yani burayı buranın mütevellisinde bulunan bu yedi partner kuruluşumuzunda her birini ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Eğer onların katkısı olmasaydı biz bu hale daha doğrusu bugün bunu açıyor olamazdık.