TYB'den 'Vakıf İnsan' Konulu Panel
TYB Konya Şubesi ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen Vakıf İnsan konulu panel Sahip Ata Vakıf Müzesinde yapıldı.
Vakıflar Haftası kutlamaları kapsamında Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği Vakıf İnsan konulu panel Sahip Ata Vakıf Müzesi Salonunda yapıldı.
OSMANLI: ANADOLU’DA 60 BİN VAKIF YER ALDI
Programın açılış konuşmasını yapan Vakıflar Bölge Müdürü Nurullah Osmanlı vakıfların Anadolu medeniyetinde en önemli unsurlardan birisi olduğuna vurgu yaparak “Elimizdeki kayıtlara göre, Anadolu’da 60 binden fazla vakfın yer aldığını biliyoruz. Konya’da halen yürütmekte olduğumuz, denetim ve yükümlülüklerimizin altında 400’e yakın vakfımız var. 151 adet vakfımız da görev yapmaktadır. Bu sene Vakıflar Haftası için paylaşım amaçlı bir tema belirlendi. Bu kapsamda vakfın ne kadar önemli olduğun hatırlatmak istedik; geçmişi andığımız kadar geleceğe de vurgu yaptık” dedi.
KÖSEOĞLU: SİVİL TOPLUMLA ORTAK FAALİYET YAPMAK ÖNEMLİ
TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu’da Vakıflar Haftası kutlamaları için seçilen mekânın uygunluğuna işaret ederek “Ecdadın yaptığı bu zarif binaları görünce bizim program yaptığımız salonların sentetik olduğunu düşünüyoruz. Büyük Selçuklu’da Nizamül Mülk, Türkiye Selçuklu devletinde de Sahib Ata Fahreddin Ali Fahreddin, yani dinin övüncü, Kavvamül Mülk, yani devletin dayanağı, Ebul Hayrat, yani hayırların babası gibi sıfatlarla anılıyordu. Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğümüz bu işin Ebül Hayrat Hayrat kısmını olduğu kadar Kavvam kısmını da icra ediyor. Dolasıyla devletimiz de yapmış oluyor. Ben sivil toplum kuruluşlarıyla ortak faaliyetler yapmanın önemini de burada vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
KILCA: ECDAT YADİGÂRLARI İHYA EDİLİYOR
Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca ise Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün önemli çalışmalara imza atmasından duydukları memnuniyeti ifade ederek başladığı konuşmasını “Mesela biz Vakıflar Müdürlüğümüzle birlikte, yıkılmak üzere olan 800 yıllık ecdat yadigârı Obruk Hanını restore edip hizmete açılma aşamasına getirdik. Karatay’da ne kadar tarihi cami ve tarihi mekân varsa hepsini aslına uygun olarak restore edip gelecek nesle aktarmak üzere elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” diyerek tamamladı.
AKMAN: VAKIFLAR İLİM VE HAYIR ÜRETEN KURUMLARDIR
Panelin yöneticisi Doç. Dr. Ahmet Akman oturum öncesinde tarihte vakıf uygulama ve geleneklerinden örnekler vererek “İyilik yapmak vakıf ile bireysellikten çıkarak kurumsallaşmış. İnsanların tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri konular, bir vakıf çerçevesi içerisinde sürdürülebilir hale getirilmiş” dedi. Daha sonra, hayırsever merhum Ahmet Keleşoğlu ile panelistler Mustafa Sonay Gürgen ve Mevlüt Çam’ın biyografik bilgilerini anlatan Akman sözü konuşmacılara bıraktı.
ÇAM: VAKIFLARIN TEMELİ DİNİ REFERANSLARDIR
“Vakıf kurmadaki öncelikli, en temel dayanak dini referanslardır” diyerek söze başlayan Mevlüt Çam “Cenabı Hakkın emirleri, Peygamber Efendimizin hadis ve uygulamaları buna en büyük referans kaynağıdır. Allah Yüce kitabı Kur’an da Müslümanlar arasında hiçbir alanda yarışmayı emretmezken bizlere hayırda yarışmayı tavsiye etmiş. Yine bizi vakıf kurmaya yönlendiren hadisi şerifler de var. Vakıf İslam hukukunda bir bölüm ya da bir bâb olarak yer almaz. Vakfiyelerde ‘Vakıf sadaka-ı cariyenin en faziletlisi, en erdemlisi, geliri ölümle dahi kayıtlı bulunmayandır” diye tarif edildiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.
GÜRGEN: VAKIF İYİLİĞİN ETE KEMİĞE BÜRÜNMÜŞ HALİDİR
Ahmet-Nezahat Keleşoğlu Vakfı’nın kuruluş süreci ve çalışmalarını anlatan Mustafa Sonay Gürgen ise şunları söyledi:
“Ahmet-NezahatKeleşoğlu varlıklarının önemli bir bölümünü ve şirketlerdeki hisselerinin de yüzde 51’ini vakfımıza devrettiler. Kendi çocukları yoktu ve ortaya çok büyük bir yapı vardı. Hayır yapmayı sağlıklarında da seviyorlardı. Bir vakıf kuralım, bizden sonrakilerde hayrımızı sürdürsünler diyerek 2008 tarihinde kuruluşu gerçekleştirdiler. Vakfımızın ana amacı üretim, hizmet ve ticaret alanlarında ülke ekonomisine yararlı olacak teknik araştırma ve geliştirmeler yapmak; vakfın malvarlığının sürdürülmesini ve gelişmesini sağlayarak elde edilecek gelirlerle devletin kamu hizmeti yükünü azaltıcı düzeyde, insan kaynaklarının yerinde kullanılması ve değerlendirilmesine ilişkin bilim, eğitim-öğretim ve kültür-sanat hizmetleri sunmak; insan ve çevre yararına hayır, yardım ve katkılarda bulunmaktır. SADETTİN KALECİ