TYB Konya'da 'Sinema ve Mimarlık' konuşuldu
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi etkinliklerinin 16. Haftasında Konya Büyükşehir, Karatay, Selçuklu ve Meram Belediyelerinin katkılarıyla çevrim içi düzenlenen programda 'Sinema ve Mimarlık' konuşuldu.
Programa giriş yapan Hüzeyme Yeşim Koçak; “Güzel, seçkin eserlerin üzerimizde farklı bir etkisi, ayrı bir büyüsü vardır. Tek bir hikâye, tek bir dil, anlam içermez, türlü kisvelere bürünür; bambaşka duygular uyandırır. Mesela o şenlikli eski Yeşilçam filmlerinde, şehirleri bozulmamış çehresiyle görebilir, kent kimliğiyle, ruhuyla ilgili izlenimler edilebiliriz.
Prof. Dr. Havva Alkan Bala, mimarlık uğraşının bina ve binaya dair konularla aslında sanıldığından daha az ilgisi bulunduğuna vurgu yaparak başlattığı konuşmasında, bina olmadan da mimarlıktan söz edilebileceğini anlattı. Her inşa edilen binanın, mimarî değer taşımadığını, ancak mimarî değer taşıyan her uğraşın yaşamda güzellik inşa ederek, merkeze hazzı, birliği ve hümanizmayı koyduğunu ifade etti. Mimari üretimler eğer insanı daha insanca bir noktaya taşımıyor, işe yaramıyor, evrenin bütünselliğine uyum sağlayamıyor ve zevk vermiyorsa, o yapılan eylemin mimarlık olamayacağını vurguladı. Bu bağlamda tanımladığı mimarlığın sinema ile ilişkisinde derinlemesine açıklamalar ve analiz edilmiş bağlantılar kurdu.
Sinema sanatının mekân kullanımı ile mimarlara nasıl ilham kaynağı olabileceğini 2010 yılında yönetmenliği Christopher Nolan tarafından yapılan Inception filmi üzerinden örnekledi. Filmlerin, binaları ve kentleri yeniden keşfetmek için bir rehberlik yaptığını ve sinemanın da mimarlığın da yaşamın içinde deneysel sahneler, durumlar ve mekânlar yarattığını ifade etti. Sinema ve mimarlık ilişkisinin temelinin insana ve hayallere dayandığını söyleyen Havva Alkan Bala; “Sinema, sadece kentte yaşayanların hayatlarının anlatımıyla kalmaz, aynı zamanda kamera aygıtının yardımıyla kentin görsel deneyimlerini de yansıtır…” dedi.