TYB Konya'da Ali Emîrî Efendi anıldı
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Kütüphane Haftası dolayısıyla bu haftaki programında, meşhur Dîvânülugāti't-Türk adlı eseri bulup ilim âleminin hizmetine sunan Ali Emîrî Efendi'yi andı.
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Kütüphane Haftası dolayısıyla bu haftaki programında, Fatih’te kendi kurduğu Millet Kütüphanesi’ne 16 bin cilt eser bağışlayan, o zamana kadar ele geçmeyen meşhur Dîvânülugāti’t-Türk adlı eseri bulup ilim âleminin hizmetine sunan Ali Emîrî Efendi’yi andı.
ONU EN GÜZEL YAHYA KEMAL ANLATIR
Ali Emîrî’nin ömrü boyunca büyük gayretler göstererek, çoğu nadir ve tek nüsha olan 16 bin cilt esere sahip olduğunu ve bunları kendi kurduğu Milet Kütüphanesine bağışlayarak ilim ve kültür insanlarının hizmetine sunduğunu anlatan Gürlek konuşmasında şunları söyledi:
“Büyük insan, büyük kitap aşığı, kitabiyyatbilgini AliEmîrî Efendiyi en iyi, şiirin diliyle anlatan Yahya Kemal’dir. “Muhtâc isen füyûzuna eslâf pendinin, Diz çök önünde şimdi Emîrî Efendi'nin…” diyor.
KİTAPLARINI VAKFEDEREK EN GÜZEL HAYRI İŞLEDİ
Ardında hayırlı eserler, çok kıymetli bir kütüphane bırakan bahtiyar insan Ali Emîrî “Bu kitapları okuyarak İbni Sina’lar, İmam-ı Gazali’ler, Mevlana’lar gibi büyük insanlar yetişsin, gençler onlardan istifade etsin. Bütün ömrümü vererek, bin bir meşakkate katlanmak suretiyle cem ettiğim bu kıymetli eserleri milletime vakfediyorum.” deyip en güzel hayrı işlemiş, inşallah amel defteri kapanmayan güzel insanlar arasına girmiştir.
EMÎRÎ İKİNCİÖMRÜNÜ YAŞAYAN İNSANDIR
Bendeniz Emîrîgibi insanlara “ikinci ömrünü yaşayan insanlar’ diyorum. Malum; bizim tabii bir ömrümüz var, 60,70 veya 80-90 gibi; bu kısadır ama ikinci ömür uzundur. Ali Emîrî’nin kütüphanesinden insanlar istifade ettiği sürece, amel defterine sevap yazılmaya devam ediyor. İşte Mimar Sinan Süleymaniye’yi yapmış ve 500 senedir amel defterine sevap yazılıyor, ne büyük bahtiyarlık. Emîrî’de böyle bir kimsedir.
ÜŞENMEDEN YÜZLERCE KİTABI ELİ İLE YAZDI
Maddi imkânı sınırlı olduğu için bazı kitapları satın alamasa da bizzat kendisi istinsah etmiş; yani kitabı baştan sonra kendi güzel el yazısıyla baştan sona üşenmeden yazmıştır. Bunu yapanlara da eskiden müstensih deniyordu.İstinsah ettiği 700 kadar kıymetli kitabı da millet kütüphanesine kazandırmış olmanın başarısını ve zevkini manen yaşayan bir insandır.
ALİ EMÎRÎ İHMAL EDİLDİ
Esefle etmek gerekirse, böyle bir deha hakkında şimdiye kadar çok güzel araştırmalar yapılmalıydı. Yapılmadı, ihmal edildi. Ali Emîrî Efendi Paris’te Londra’da, Amerika’da dünyaya gelseydi kanaatimce hakkında yüzlerce eser yazılır, hayatı filme alınırdı.
DÎVÂNÜ LUGĀTİ’T-TÜRK EN BÜYÜK HEDİYESİDİR
Ali Emîrî bu kütüphaneyi kurmasaydı, başka bir hizmeti olmasaydı, Kaşgarlı Mahmud’unDîvânüLügâti’t Türk adlı şaheserini sahafta keşfedip kültür dünyamıza kazandırması başarı olarak, zevk olarak, zafer olarak ona yeter de artar. Bin yıllık, adı var kendisi yok diye tarif edeceğimiz bu eseri sahaflar çarşısındaki keşifleri sırasında bulmuş olması takdire şayandır..