TYB Konya Şubesinin Kültür Kervanı Mersin-Kıbrıs ilişkileri Silifke'de konuşuldu!
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi ve Konya Subesinin Kültür Bakanlığı himayesinde düzenlediği Konya'dan Kuzey Kıbrıs'a Kültür Kervanı projesi kapsamında yürütülen Tarihin İzinde etkinleri Silifke'de yapılan panel ile sürdürüldü.
Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi ve Konya Subesinin Kültür Bakanlığı himayesinde düzenlediği Konya'dan Kuzey Kıbrıs'a Kültür Kervanı projesi kapsamında yürütülen Tarihin İzinde etkinleri Silifke'de yapılan panel ile sürdürüldü.
Öğretmenevi salonundaki programda panalistler Kıbrıs'ın niçin gündemimizde olduğunu ve Mersin'in Barış Harekâtıyla ilgisini anlattı.
Oturum Başkanı önceki dönem Konya milletvekili Ahmet Sorgun programın açılışında yaptığı konuşmada ailesinde Kıbrıs çıkarmasına katılan gazi bulunduğuna dikkat çekerek, "Hepimiz o günleri vatanseverlik duygular içinde, heyecanla takip ettik.
Radyoda haberleri dinlerken askerlerimizin zafer müjdesini bekledik.
Sonunda Türk askerinin destansı muvaffakiyeti sayesinde Adada yaşayan Türk kardeşlerimiz Rum zulmünden kurtarıldı" dedi.
Panelin ilk konuşmacısı olan yazar Dr. Mustafa Erim Türkiye'nin Kıbrıs ile ilişkisinde Mersin'in önemli bir yer teşkil ettiğine vurgu yaparak, Mersin sadece 1974 Harekâtında değil, 1571'de Kıbrıs Osmanlı tarafından fethedildiğinde de bu harekat için önemli bir üs, bir merkez olmuştur.
Hatta, Osmanlı arşivlerinde Kıbrıs'a erzakların Silifke kalesinden götürüldügünü görmekteyiz" diye konuştu.
Mersin'in Kıbrıs:a yapılan göçler için de merkez olduğunu anlatan Erim bir öneride bulunarak, "Taşucu Kıbrıs çıkarmalarında önemli bir merkezdir ve Taşucu gümrük binasının bu anlamda bir müze olarak kültürümüze kazandırılmasını arzu ediyorum" dedi.
Günün diğer konuşmacısı eğitimci Zafer Karakuş, 'Kıbrıs niçin gündemimizdedir" sorusuna seslendirerek başladığı konuşmasında sözlerini, "Zihnimde Kıbrıs meselesi her gündeme geldiğinde bunu irdelemek, bunun üzerine bir şeyler söylemek istiyordum.
Genel bir çalışma sonrasında bunları, genel maddeler haline getirdim ve dikkatini çekmesi umuduyla burada ifade etmek istiyorum.
Bizim çözümsüzlük ve çözüm üretememe sorunumuz var. Sanki tarafların birbirlerini anlamak istememelerinden, olaya aynı zaviyeden bakmamalarından kaynaklanıyor" diye konuştu.
Panel sonunda katkı vermek üzere söz alan Prof. Dr. Ahmet Alkan, "Halkın desteğini almıyorsanız orada uzun vadede başarıya ulaşma şansınız sıfırdır, yoktur
Bu anlamda, bütün toplumsal olaylarda olduğu gibi Kıbrıs meselesine de bu gözlükle bakmak zorundayız" dedi.
Doc. Dr. Mustafa Durdu da, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtının sadece Kıbrıs'ta Türkler'e Barış getirmediği tespitinde bulunarak, "15 Temmuz'da Kıbrıs'ta Nikos Sampson liderliğinde bir darbe yapılmıştı ve yaklaşık sekiz bin civarında Rum iç savaş sırasında öldürülmüştü. Dolayısıyla o dönemde bir Rum Papazın ifadesi şudur; Türkler 74 de Kıbrıs'a geldiği zaman Rumları da iç savaştan kurtarmıştır" dedi.
Program sonunda Oturum Başkanı Ahmet Sorgun ile panelistler Dr. Mustafa Erim ve Zafer Karakuş'a katılım beratlarını TYB Başkanı Ahmet Köseoğlu, Doc. Dr. Ahmet Akman ve eğitimci yazar Burhan Sakallı takdim etti.