TÜRK-İŞ Başkanı Atalay: 'Amerika, Fransa benim seçimime karışmasın'
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, 'Amerika benim seçimime karışmasın, Fransa karışmasın, İngiltere karışmasın, Almanya karışmasın, terör örgütleri karışmasın. Seçimi siz yapın, seçimi biz yapalım, seçimi bu ülkede yaşayanlar yapsın. Onlar bizim işimize karışmasın. Onlar bizle ilgili bu ülkede dünyada hiç hayırlı bir iş yapmadılar' dedi.
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Sakarya’da Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii A.Ş.'de (TÜRASAŞ) çalışanlarla bir araya geldi. Atalay, burada seçim, vergi, taşeron, Togg, yerli ve milli tren gibi hususlara değinerek açıklamalarda bulundu. Atalay, Türkiye’nin ilk defa ürettiği yerli ve milli trenin Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldığını söyledi. Atalay, “Burada önemli olan bacanın tütmesi. Zaman zaman işçi az diyoruz. Onları halletmek kolay ama baca tutmuyorsa neyi halledeceksin. Gönül istiyordu ki, buraya şöyle geleyim ben; fabrikada bir güzel sözleşme oldu. Ama bu fabrikada 400’e yakın da taşeron var. Ben yasama, yürütme veya yargı değilim. Türkiye'deki sorunları, problemleri ülke gündemine taşırım. Bunu taşırken ben bir günden bir güne emekli, memur, işçi hiç ayırmadım. Ben hepsine emekçi diye bakıyorum. Yani bakarken işte geldiğimiz noktada 3600’ü sabah akşam konuştum, EYT'yi sabah akşam konuştum. Şimdi memurların kadrosunu sabah akşam anlattım. Geçiciyi ve taşeronu konuştuk” dedi.
“Milli tren, Togg ve TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldı”
Üretilen milli trenin Togg ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi, yerli ve milli üretim TCG Anadolu’nun gölgesinde kaldığını aktaran Atalay, “Bu fabrika ilk defa bu ülkede milli bir yerli tren yaptı, lisansı bize ait. Bu Togg’un gölgesinde kaldı, TCG Anadolu'nun gölgesinde kaldı. Onlar da süper işler, emeği olanlardan Allah razı olsun. Ama biz bu fabrikada yani işte anlatmakta zorlandık, anlatamadık. İşte milli, lisansı bize ait ilk trenimiz bu. Vatan bizim, burada yaşıyoruz. Vatan yoksa parti yok, sendika yok. Hanım yok, çocuk yok, ev yok, parayı yiyemezsiniz hiçbir yerde. Kime istiyorsanız oy verin, umurumda değil benim. Ama ben teröre karşı arama mesafeyi koymaya devam ederim. PKK bu ülkenin düşmanı. FETÖ bu ülkenin düşmanı. Sizin düşmanınız, benim düşmanım, alemin düşmanı. Şimdi burada Adapazarı'nda seçim yapıyorsunuz. Ben bugüne kadar ne bir üyeliğim var ne bir delegeliğim var. Ben sendikacıyım, işçiyim ben. Türkiye'nin tapusunu versen ne bakan olurum, ne siyasetçi olurum. Ama bu ülkede herkese eşit muamele yapmak lazım, herkese adil davranmak lazım. Ben şöyle ayırıyorum; sağcı veya solcu hepsi benim. Sağcı da benim, solcu da benim. Adam vatan haini olmasın da, bayrakla bir problemi olmasın, kuralla bir problemi olmasın, ne istiyorsa onu yapsın. Hiç problem yok” diye konuştu.
“2023 yılında taşeron meselesini bu ülkeden silmek gerekiyor”
Yapmak istedikleri hakkında konuşan Atalay, “Ben bu ülkede işçinin, emeklinin, memurun ve işsizin hukukunu korumak mecburiyetindeyim. Daha önemlisi ülkemin hukukunu korumak mecburiyetindeyim. Korurken de diyorlar ki zaman zaman; 'TÜRK-İŞ başkanı diyorlar bir yerde olması lazım.' TÜRK-İŞ Başkanı bir yerde zaten, işçinin yanında, Türkiye'nin yanında, hiç ötesi yok. Bu fabrikada anlattım iki problemimiz var. Bir tanesi vergiyi bir sabitlemek gerekiyor. Bunun sürdürülebilir bir iş olmadığını ben de biliyorum, ülkeyi yönetenler de biliyor. Ben taşeronu sabah akşam konuşuyorum. İktidarı, muhalefeti yeni konuşuyor. 6 aydır konuşsaydınız da bitirseydik ne olurdu ki? Yeni konuşuyoruz. İlk fırsatta 2023 yılında taşeron meselesini bu ülkeden silmek gerekiyor. Adı bir kere kötü. Taşeron, ne taşeronu ya? Terör örgütüne taşeron diyorlar. Ben bu lafı da hiç sevmiyorum. Bu çatının altında şimdi ben ücretleri biliyorum. Şimdi yeni sözleşme yaptık. Taşeronla aramızda yüzde 70 fark var. Bizim eski işçinin arasında yüzde 60 fark var. Yani iki tane işim var önümdeki günlerde; bir vergiyi sabitlemek, bir tanesi de bu taşeron meselesini ülke gündeminden komple silmek” şeklinde konuştu.
“Amerika benim seçimime karışmasın”
Atalay, “Şiddet dilinden, nefret dilinden vazgeçmek lazım. Pazartesi günü seçim bitecek, herkes işte beraber çalışacağız. Siyasiler bizi öyle geriyor ki yarın bu imkanı bize vermezler. Pazartesi günü buraya geleceğiz, oraya gideceğiz, hep beraber bu ülkenin bize ihtiyacı var. Dün sabah havaalanına indim, Temel Karamollaoğlu da orada yanımda tam mescide gireceğim. Ona da anlattım. Hepimiz siyaha siyah, beyaza beyaz, doğruya doğru, yanlışa yanlış demek mecburiyetindeyiz. Öyle bir noktadayız ki adam diyor ki, 'Biden gelsin Biden'a oy veririm ben' diyor. Öbürü diyor ki 'Putin'e'. Yazıklar olsun size. Amerika benim seçimime karışmasın, Fransa karışmasın, İngiltere karışmasın, Almanya karışmasın, terör örgütleri karışmasın. Seçimi siz yapın, seçimi biz yapalım, seçimi bu ülkede yaşayanlar yapsın. Onlar bizim işimize karışmasın. Onlar bizle ilgili bu ülkede dünyada hiç hayırlı bir iş yapmadılar. Emperyalistler, Amerika bu ülkenin en büyük düşmanı. Tırlarla silah taşımaya devam ediyor, para vermeye devam ediyor, akıl vermeye devam ediyor. Onun için seçimi biz yapalım. Çünkü yarın pazartesi günü bu tezgahın başında beraber çalışacağız, aynı masada beraber yemek yiyeceğiz. Kötülerle aramıza mesafe koymazsak, bu iyi kötüyü ayırmazsak bunlar bizi linç etmeye devam ederler. Bunlar bizi bölmeye devam ederler” ifadelerini kullandı.
“Daha iyisini kim yapıyorsa onunla da övünürüm, ona da dua ederim”
Yerli ve milli üretilen her teknolojiyle övündüğünü belirten Atalay, “Yerlilik 17.3’tü. Şimdi ben Altay'la da övünüyorum, bu trenle de övünüyorum, Togg’la da övünüyorum, gemiyle de övünüyorum, İHA'yla da övünüyorum. Daha iyisini kim yapıyorsa onunla da övünürüm, ona da dua ederim. Seçim bitti ertesi sabah herkes işine bakacak, ülkeye sahip çıkacağız. Yani kimsenin provokatörlük yapmasına fırsat vermeyeceğiz. Kim geliyorsa bizim seçtiğimiz bizim başımızın üstüne. Öyle yapacağız, mazerete fırsat vermeyeceğiz. Bu da benim size arkadaş, abi, başkan nasihatim. Sandık olarak istediğiniz yere gidin, tekrarlıyorum yanlış anlaşılmasın diye ama pazartesi günü beraber yaşayacağız, hastaneye beraber gideceğiz, cenazeye beraber taşıyacağız” dedi.