Türk Eğitim-Sen Konya'dan memur zammı eleştirisi
Türk Eğitim-Sen Konya Şube Başkanı Tanfer Ata, 'Yıllık resmî enflasyonun %13'lere dayandığı bir ortamda memur ve emeklileri %8'lik zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor' dedi.
TÜİK, Haziran ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre haziran ayında TÜFE %1,13 yükseldi. Yılın ilk yarısında enflasyon %5,75 olurken, yıllık bazda %12,62 olarak belirlendi.
Kamu görevlilerine ve emeklilere 2020 yılının ilk 6 ayı için yapılan maaş artışı %4 iken aynı dönemde enflasyonun %5,75 olması, memur maaşlarının enflasyon karşısında resmî olarak %1,75 eridiğini de ortaya koydu.
Böylece memur ve emekliler bu ay, %1,75 oranında enflasyon farkı alacaklar. Kamu görevlilerinin maaşlarına yılın ikinci yarısı için de %4 artış kararlaştırılmıştı. Enflasyon farkı da eklendiğinde memurlar bu ay maaşlarını %5,75 zamlı alacaklar.
Yıllık bazda değerlendirildiğinde Haziran 2019-2020 döneminde memur maaşları, enflasyon farkı dâhil %11,84 arttı ama bu dönemde TÜFE %12,62 olarak gerçekleşti. Böylece haziran ayları dikkate alındığında maaşların yıllık olarak net %0,78 eridiği ortaya çıktı. Sadece enflasyon kaynaklı bu erime aylık ortalama 31,3 TL, yıllık bazda ise 376 TL’ye ulaştı. Hal böyle olunca enflasyon farkı ödemesinin de maaşlardaki erimeye, alım gücündeki düşüşe bir çözüm olmadığı bir kere daha görüldü.
Haziran enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Başkan Tanfer Ata, “Yıllık resmî enflasyonun %13’lere dayandığı bir ortamda memur ve emeklileri %8’lik zamma mahkûm etmek, sosyal devlet anlayışıyla bağdaşmıyor.” dedi.
Toplu sözleşme sistemine geçildiğinden beri yetkili konfederasyonun yürüttüğü maaş pazarlıklarının sürekli hedeflenen enflasyon temeline dayandığına dikkat çeken Başkan Ata, memurların ve emeklilerin alım gücünün her yıl biraz daha azaldığını ifade etti.
sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Memur ve emeklilerimiz her toplu sözleşme döneminde enflasyon farkı aldatmacasıyla karşı karşıya kalıyor. Enflasyon farkı ödemesini bir lütufmuş gibi gösteriyorlar. Oysa enflasyon farkı, olağanüstü durumlarda ortaya çıkacak olumsuzluklara karşı bir sigorta niteliğindedir. Eğer her maaş döneminde enflasyon farkı veriliyorsa bu, ‘her dönem sonunda sıfır zam alıyoruz; dönem içinde de maaşlarımız sürekli eriyor’, demektir. Son 10 yıldır memur ve emeklilerimizin yaşadığı durum budur.
Bu nedenle vakit çok geç olmadan, ekonominin çarkları tamamen durmadan tedbir alınması ve vatandaşlarımızın doğrudan desteklenmesi gerekiyor. Önümüzdeki Kurban Bayramı bunun için en uygun fırsat olarak görünüyor. TBMM’nin çalışma süresi de uzatıldı, dolayısıyla alınacak bir kararla kamu çalışanlarına bayram ikramiyesi verilmesi, hem enflasyon kaynaklı zararların karşılanması noktasında hem de bir adaletsizliğin giderilmesi konusunda sorunları çözecektir” dedi.