Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli: Bakanlığımızın açıklamalarını dikkate alın
Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, 'Yangının kontrol altına alındığı açıklamalarında sadece Bakanlığımızın açıklamalarını dikkate alın.' dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Muğla'nın Ula Yangın Yönetim Merkezi'nde yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde orman yangınlarıyla mücadele ettiklerini aktardı. Ekiplerin canla başla çalıştığını anlatan Pakdemirli, "47 ilde 223 orman yangınıyla bugüne kadar orman teşkilatımız mücadele etti. 223 orman yangınının 217'si kontrol altında." diye konuştu.
Muğla bölgesindeki yangınlara ekiplerin müdahalesinin devam ettiğini ifade eden Pakdemirli, şunları söyledi:
"Muğla'da Köyceğiz, Kavaklıdere, Milas, Yatağan ile Çine ve Isparta Sütçüler'deki yangın devam ediyor. Bu yangınların haricinde 157 kırsal alan yangınına müdahale yapıldı. Devam eden yangınlarda 16 uçak, 9 İHA, 57 helikopter, bir insansız helikopter, 850 arazöz ve su tankeri, 150 iş makinesi, 5 bin 250 orman personeli ve belki de bir bu kadar kamudan diğer konularda faaliyet gösteren personelle yangınlara müdahale yapıldı."
Avrupa Birliği'nden (AB) gelen iki uçağın ayrıldığına işaret eden Pakdemirli, Yunanistan ve AB'de de daha ciddi yangınlar olması sebebiyle bu uçakların geri çekildiğini bildirdi.
Antalya'da 21 yangınla mücadele ettiklerini vurgulayan Pakdemirli, "Tanker uçaklar, İHA'lar, 19 helikopter, 300'e yakın arazöz, 1172 personel görev yaptı." dedi.
"Bakanlığımızın açıklamalarını dikkate alın"
Bazı bölgelerde yangınların kontrol altına alındığına dair resmi olmayan kurumların açıklama yaptığına dikkati çeken Pakdemirli, "Yangının kontrol altına alındığı açıklamalarında sadece Bakanlığımızın açıklamalarını dikkate alın. Milas yangını devam ediyor, şu anda kontrol altında değil. Yangın şu anda uyuyor. Önemli bir tehlike arz etmiyor ama sabah saatlerinde kontrol altına alındı diye açıklama yapılmış." ifadesini kullandı.
Muğla'da 29 Temmuz'dan bu yana orman yangınlarıyla mücadele ettiklerini dile getiren Pakdemirli, "Muğla'da 15 orman yangını meydana geldi. Termik santrali ve turizm alanlarını da korumak için ciddi çaba sarf ettik. Mücadelemiz sürüyor." dedi.
Yangın mahalline herkesin girmemesini öneren Pakdemirli, "Can güvenliği için de yangın mahalline görevli olmayanların alınmaması durumu son derece olumlu." diye konuştu.
Yapıcı eleştirilerin hepsine açık olduklarını vurgulayan Pakdemirli, herkesin birliğinin ve sahadaki personelin motivasyonun önemli olduğunu bildirdi. Teknik bir iş yaptıklarına değinen Pakdemirli, "Gün tartışma zamanı değil, gün birlik ve beraberlik zamanı. Pandemi, sel ve yangınlarda personelimizi yıpratmayalım." değerlendirmesini yaptı.
Isparta'nın Sütçüler ilçesindeki yangına havadan ve karadan müdahalenin devam ettiğini kaydeden Pakdemirli, "Sütçüler'de iki sarp vadide ateş var. Bugün hava şartlarına bağlı olarak kontrol altına alma ihtimalimiz olabilir. Ekiplerimiz çalışıyor." dedi.
"Dün 12 olan büyük orman yangınları bugün itibarıyla 6'ya düştü"
Pakdemirli, AB tarafından bir amfibik uçağın daha Türkiye'den çekileceğine dair bilgi aldıklarını söyledi.
Antalya'da 28 Temmuz'dan saat 12.05'te dört farklı noktada yangın çıktığına değinen Pakdemirli, "İlk müdahalemiz 13 dakika sonra oldu. Rüzgarın etkisiyle yerleşim yerlerine hızlı gitti. 10 günde 59 mahallede etkili oldu. 40 derecenin üzerinde bir sıcaklık, rüzgarın hızının 80 kilometreye çıkması, normal şartlarda yüzde 30 olmasını beklediğimiz nemin yüzde 8'lere kadar düşmesi Antalya'yı hakikaten zora sokmuş oldu." diye konuştu.
Dün itibarıyla Gündoğmuş, Manavgat yangınlarını kontrol altına aldıklarını belirten Pakdemirli, çalışmalarda iki orman işçisinin şehit olduğunu, yangınla zorlu mücadele eden 85 kişinin de farklı noktalarda yangın içerisinde kaldığını dile getirdi.
Ekiplerin havadan ve karadan yoğun müdahalesi sonucunda 85 kişiyi kurtarabildiklerini anlatan Pakdemirli, şunları kaydetti:
"Soğutma çalışmaları burada devam ediyor. Yaraların sarılması için tüm imkanları seferber ediyoruz. Tespitlerimize göre 15 bin dekar tarımsal alan, 263 büyükbaş hayvan telef oldu. 2 bin 783 küçükbaş, 27 bin 407 kanatlı telef oldu. Bunların hepsini ödeyeceğiz. Bu konuyla ilgili de çalışmalar sürüyor. Muğla yangınları da 29 Temmuz'da Marmaris'te başladı. 29 Temmuz'dan bu yana Muğla genelinde 428 arazöz, 93 iş makinesi, 23 helikopter, 12 uçak ve yaklaşık 2 bin 900 personel canlarını hiçe sayarak görev yaptılar. Şimdi kontrol altına alınan son yangınları da açıklıyorum. Marmaris bu sabah itibarıyla kontrol altında. Seydikemer yangını kontrol altında. Yılanlı, Nazilli, Karacasu, Bozdoğan, Karabük, Burdur, Adana Sayimbeyli, Denizli Güney kontrol altında. Dün 12 olan büyük orman yangınları bugün itibarıyla 6'ya düştü."
Milas yangınına çok ciddi bir hava tahkimatı olduğunu aktaran Pakdemirli, arazinin çok sarp olduğunu, sabah o yangın bölgesine gittiğini bildirdi.
"Yeniköy'de termik santralini tehdit etmiyor"
Pakdemirli, yangının 4 odağının etrafının tamamen çevrildiğine işaret ederek "Bir odağı var. O odağa henüz karadan ulaşamıyoruz. Hava tahkimatı çok iyi gitmesine rağmen karadan arazinin sarp ve makilik bitki örtüsünün olmasından dolayı dozerlerle dahi ulaşamıyoruz oraya. Bunu da takip ediyoruz. Yeniköy'de termik santral var, orayı tehdit etmiyor. İleriye dönük potansiyel olmaması için yangının tamamen kontrol altına alınması için çalışmalarımız sürüyor." ifadesini kullandı.
Düşen nem, rüzgar ve artan sıcaklık nedeniyle bir miktar yangının hareketlenmesini beklediklerine değinen Pakdemirli, bu odağın iki gündür devam ettiğini anlattı.
Kavaklıdere yangınıyla ilgili de önemli bir tehdit ya da tehlike olmadığına dikkati çeken Pakdemirli, "Şenyayla Mahallesi'nde bir risk olabilir. Yatağan Akçaoba Mahallesi'nde bir tehdit vardı, 5 helikopter gönderdik, tehdit giderildi. Söndürme çalışmaları devam ediyor. Köyceğiz'de yangın devam ediyor, Otmanlar Mahallesi'nde bir tehdit var." dedi.
Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) merkezde ana koordinasyon ve yangın bölgelerinde mobil merkezlerle 24 saat çalıştığını aktaran Pakdemirli, şöyle devam etti:
"Yangın tespiti ve kontrol altına alma çalışmalarında en yeni teknolojileri kullanıyoruz. Anlık İHA görüntüleri, orman gözetleme kuleleri, termal kamera görüntüleri, OGM'nin tüm araçlarının anlık hareketlerini takip edebiliyoruz. Güvenlik sebebiyle Kemerköy Termik Santral'de alev sıçraması olduğunda, bölgeyi boşalttığımızda, bölgeyi görerek kontrol etme imkanımız kalmadığı zaman İHA'lar üzerinden bu kontrolleri, tahkimatları yapıp, riski değerlendirip, gerekli kararları alabildik. Hava şartlarına göre yangına havadan ve karadan hızlıca yönlendiriyoruz. Toplam hava filomuz 15 uçak 57 helikopterden oluşuyor. Orman teşkilatımız da 3 amfibik uçak, 39 helikopter, 7 jandarma helikopteri ve farklı ülkelerden gelen toplamda 20 hava aracı var. Denizden uzak engebeli alanlarda helikopterin sağladığı avantajı artırmak için havuz ve göletler yapıyoruz. Amfibik uçaklar herkesin gözüne hoş geliyor ama birçok yangında denize çok yakın olmuyor. Birçok baraj ve gölette amfibik uçakların ineceği uzunlukta, coğrafyada olmayabiliyor. Bu anlamda helikopterin kullanılması daha kolay olabiliyor."
Helikopterlerin su kaynağına ulaşımını kolaylaştırdıklarını anlatan Pakdemirli, helikopterlerin bir saatteki sorti sayısını yaptıkları havuz ve göletler sayesinde artırdıklarını dile getirdi.
Orman yangınlarında meteorolojik uyarıların son derece önemli olduğunu vurgulayan Pakdemirli, iklim koşullarının yangının oluşumu, şiddeti ve süresine doğrudan etki ettiğini, her şey hesaplanarak Türkiye'nin ormanlarının yüzde 57'sinin yangına hassas olduğunu söyledi.
Pakdemirli, 2018'de orman yangınlarıyla mücadelede meteorolojik verileri kullandıklarını, meteoroloji erken uyarı sistemiyle havanın nemini, sıcaklığını, rüzgarın yönünü önceden belirleyip, buna göre yangınla mücadele ettiklerini kaydetti.
"Coğrafi bilgi sistemi üzerinden İHA'ların tespit ettiği yangın bilgileriyle araç takip sistemi üzerinde 30 metre çözünürlüklü meteorolojik bilgilerle yangının ilerleyen saatlerde nerede olacağını çok rahatlıkla kestirebiliyoruz ve buna göre yangınla ilgili stratejik kararların hepsini alıyoruz." diyen Pakdemirli, bununla ilgili hazırlanan verileri de yangınla mücadele ekiplere anlık verdiklerini belirtti.
"Kahramanlarımızın moralinin bozulmasına müsaademiz yok"
Pakdemirli, 2019'da büyük bir yangın varken 2020'de 4, 2021'de ise 10 günde 16 büyük yangınla uğraşmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Olağanüstü şartlarda olağanüstü mücadelenin teşkilat, kamu kurumları ve vatandaşlar tarafından yürütüldüğüne değinen Pakdemirli, kahramanların canla başla mücadele verdiğini, uykusuz olduğunu, ayaküstü yemeklerini yediklerini ve ailelerini kaç gündür görmediklerini kaydetti.
Sosyal medyada ile yazılı ve görsel basında pek çok yalan ve yanlış haberin çıktığına dikkati çeken Pakdemirli, "Bizim ağzımızdan çıkanlara itibar edilmeli. Her gün tüm şeffaflığı ve açıklığıyla sizlerin karşısına çıkıp bilgi verme gayretinde oluyoruz. Bunu teknik çalışmalardan dolayı bazen aksatıyor olabiliriz ama her gün anlık bilgileri sosyal medyadan paylaşıyoruz. Sahada dahi kahramanlarımıza olmayacak sözler, hakaretler, hareketler yapıldı. Bundan dolayı ben teşkilatım adına üzgünüm. Kahramanlarımızın moralinin bozulmasına müsaademiz yok." diye konuştu.
Alevlerin çevresini sarmasına rağmen arazözünü bırakmayan orman işçisi Özgür Şimşek'in "80 milyonun bu arazöz de hakkı var." sözlerini hatırlatan Pakdemirli, "Hepsi birbirinden iyi niyetli bu kardeşlerimizle bu yangını söndüreceğiz. Bu kardeşlerimizin hakkı ödenmez. Birçok vatandaşımız iyi niyetle yardım etmek istiyor ama orman yangınlarına müdahale teknik bir iş. Şehirdeki itfaiyecilerin bile orman yangınlarına müdahale etmesi çok doğru değil. Tamamen farklı teknikler kullanılıyor." ifadesini kullandı.
"Devlet, vatandaşın yanında olmaya devam ediyor"
Gönüllülerin canla başla çalıştığını gördüğünü ancak yangın bölgesine girilmemesi gerektiğine işaret eden Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Görevli arkadaşları dinleyelim. Önceliğimiz can güvenliği. Çalışmaları aksatacak durumda bulunmamalıyız. Dünya zor günlerden geçiyor. Dünya salgın hastalıklardan, sel ve küresel yangınlardan geçiyor. İnsanlık tarihine geçecek kadar büyük felaketleri yaşıyoruz. Bu toprakların tarihi zorluklarla, mücadele ve dayanışma destanlarıyla dolu. Genlerimizde olan bu ruhla zor günleri atlatacağız. Yaraları el birliğiyle saracağız. Türkiye ve dünya en büyük yangın felaketiyle karşı karşıya. Alevlere cesaret ve özveriyle mücadele eden tüm görevlilere teşekkür ediyorum. Vatandaşlar devletin gücüne güvensinler. Anında yaralar sarılıyor, hasarları telafi ediyoruz. Kimseyi sahipsiz 'Kendi başının çaresine baksın.' demiyoruz. Veteriner hekimler hayvanları muayene ediyor. Hayvanlar, süt sağma makinaları, traktörler hemen tedarik ediliyor. Devlet, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bakanlarıyla, milletvekilleriyle, belediyeleri ve kamu kurumlarıyla vatandaşın yanında olmaya devam ediyor. Kim ne derse desin buna da devam edeceğiz. İşimize bakarız."
"Azerbaycanlı kardeşlerimiz yanımızda olmaya devam ediyor." diyen Pakdemirli, Azerbaycan'dan 41 araç ve 362 kişinin daha geldiğini dile getirdi.
Pakdemirli, Katar'dan da 65 kişilik ekip geldiğini, çalışmalara başladığını dile getirdi.
"Buraları eski güzelliğine kavuşturacağız"
Son kıvılcım sönene kadar burada olduklarını aktaran Pakdemirli, şöyle konuştu:
"Bugün tartışma günü değil. Ceren kızımızın dediği gibi sakın üzülmeyin birlik olur yeniden yeşeririz biz. Bu topraklar için savaşan insanlara saygı istiyorum. Biz, esir aldığı düşmana bile eziyet etmeyen ecdadın evlatlarıyız. Orman teşkilatımız gerçekten yorgun ve moral, motivasyona ihtiyacı var. Siyaset yapacaksanız başka alanlar arayın. Başka alanlarda başka malzemeler illa ki vardır. Siyaset yapacaksanız proje üretin. Bu işler bittikten sonra yapıcı eleştirilere açığız. Teşkilatımız her türlü afette mücadele veriyor. Orman teşkilatımızın dünyevi menfaatlerle işi yok. Ormanda çalışan memur kardeşlerim de aynı maaşı alıyor, herhangi bir kamu kurumunda çalışan memurlar da aynı maaşı alıyor. Alınan riskler misli misli fazla. Apartman büyüklüğünde yangınlarla, alevlerle mücadele ediliyor. Sadece bu vatan, millet ve bayrak için. Kardeşlerimizin morallerini hep beraber yüksek tutmamız gerekiyor. Vatanımız yeşil, mavi ve cennet vatandır. Buraları eski güzelliğine kavuşturacağız."
Pakdemirli, kendilerine destek veren Azerbaycan, Ukrayna, İspanya, Hırvatistan, İran ve Rusya ile tüm kurum ve kuruluşlara, belediyelere, yardım kurumlarına, tüm gönüllülere teşekkür etti.