Tarihçi Karpuz: Konya, UNESCO şansını kaybetti'
HİSDER'de Konya kervansarayları ile şehir içindeki hanları anlatan Prof. Dr. Haşim Karpuz, 'Mevlana Çarşısı yerine yapılan binalar yüzünden tarihi Konya ve Mevlâna Külliyesi, UNESCO şansını kaybetti' dedi.
Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde Konya Kervansarayları ve Şehir İçi Hanları’nı anlatan Prof. Dr. Haşim Karpuz, Mevlana Çarşısı yerine yapılan yapılar sebebiyle ne Konya’nın “tarihi şehir” olarak ne de Mevlâna Külliyesi’nin UNESCO listesine girme şansını kaybettiğini söyledi.
KTO Karatay Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Haşim Karpuz, Konya’nın kültür envanterini çıkardıklarını ve bunun Türk Tarih Kurumu(TTK) tarafından yayınlandığını ifade ettikten sonra arkadaşlarıyla birlikte Sulu Han’dan başlamak üzere Konya’nın şehir içi hanlarına çalıştıklarını, hanları gezerken ayaklı kütüphane Recai Kıcıkoğlu ve rahmetli Hasan Çapur’la röportaj yaptıklarını söyledi.
ŞEHİR İÇİ HANLARI TARİHE KARIŞTI
“Şehir merkezinde XIX. Yüzyıla ait Mecidiye Hanı, Nakipoğlu Hanı, Hacı Ali Ağa Hanı gibi hanlarla birlikte 32 hanı kitap haline getirdik” diyen Prof. Dr. Haşim Karpuz, tarihçi Muhammed Doğan ve Bayram Yürekli’den yardım aldıklarını belirterek şu ifadelere yer verdi: “Şehir içi hanları, son dönemlerde daha çok köy ve kasabalardan gelen ve alış veriş yapıp şehirde akşamlayan insanların kaldığı çok mütevazı yapılar. Bu 30 civarındaki han Cumhuriyet’in ilk yıllarında kullanıldı ve daha sonra şehirleşmenin, imar planlarının değişmesi sonucunda bu hanlar tarihe karıştı.” dedi.
ANADOLU’YA İLK YAZIYI ASURLULAR GETİRDİ
İnsanlık tarihinde medeniyetlerin gelişiminde ticaretin önemine değinen Prof. Karpuz, ilk ticaretin değiş tokuş yoluyla yapıldığına işaret ederek “M.Ö. 8000’lerde Çatalhöyük’te yaşayan insanlar kesici aletler yapabilmek için Niğde’nin Büyük Göllüdağ yerleşimine gidiyorlardı. Kesici volkanik obsidyen taşları buradan almak zorundaydılar. Sonra Anadolu’ya yazıyı ilk getirenler Asurlu tüccarlardı. Medeniyet ilerledikçe yollar yapıldı, bilinmeyen bölge ve ülkelere insanlar gidip gelmeye başladılar. Bu dönemde en önemli ticaret yolu da İpek Yolu’dur.” dedi.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin İpek Yolu üzerinde kervansaraylar yaptırdığını, güvenliği de sağlanan bu 300’e yakın kervansaraydan pek azının günümüze ulaştığını kaydeden Karpuz, kervansarayları şöyle sıraladı: Aksaray Yolu’nda Zazadin Hanı(1236) ve Obruk Han(1208), şehir merkezinde kalan Horozlu Han(1249), Dokuzun Hanı(1210), Akşehir tarafında Bağrıkurt Köyü’nde Hacı Hafız Hanı’nı var. En önemli han ise 1223’te Raziye Hatun tarafından yaptırılan Kadınhanı’dır. Beyşehir yolu üzerinde Hoca Cihan Hanı ve baraj suları altında kalan Altın Apa Hanı(1201) ve Kuruçeşme Hanı(1206)ile Kızılören Hanı önemli kervansaraylardır.”
KONYA UNESCO ŞANSINI KAYBETTİ
“Osmanlı döneminde Konya hanları, çarşısı, camileri, bedesteniyle birlikte Türk çarşısının bütün özelliklerini gösteriyordu.16.yüzyıl Konya çarşısında 60’a yakın esnaf ve zanaatkârlar vardı” diyen Karpuz, 1876’da Konya çarşısında büyük bir yangın olduğunu ve 1900 dükkândan 1500’ünün yandığını hatırlattı.
Konya eski Valilerinden İhsan Dede’nin pek çok tarihi yeri yıktırdığını belirten ve günümüzde de bazı bürokratlar ile belediyecilerin -kimse engel olmasın diye- tarihi yerleri yıkıp ortadan kaldırdıklarına dikkati çeken Karpuz, “Mevlâna Külliyesi’nin batı tarafına çok yoğun iki-üç katlı dükkânlar yapıldı. Konya tarihi şehir olarak acaba UNESCO’ya girer mi düşüncesindeydik. O şansımızı kaybettik. Şimdi de acaba Mevlâna Külliyesi tek yapı ölçeğinde Divriği Ulu Camii gibi ya da İshak Paşa Sarayı gibi koruma altına alınarak UNESCU listesine alınabilir mi? O yeni binalar ve dükkânlar yapıldığı için o da mümkün olmayacak” dedi.
Meram Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbetten sonra Hisder Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar, Prof. Dr. Haşim Karpuz’a hediyesini dernek saymanı Ahmet Uğur’la birlikte takdim etti.
SADETTİN KALECİ