TAHAP Başkanı Sarıoğlu, iftarda basınla bir araya geldi
Türkiye Tarım, Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu (TAHAP) Başkanı Mustafa Sarıoğlu, tarım ve hayvancılık alanında eğitim seferberliği başlatacaklarını...
Türkiye Tarım, Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu (TAHAP) Başkanı Mustafa Sarıoğlu, tarım ve hayvancılık alanında eğitim seferberliği başlatacaklarını açıklayarak, "Türkiye'nin 81 ilinde kurulacak akademide işsiz gençlerimiz eğitim alacak. İmece kültürüyle Anadolu'da ekilmedik tek karış toprak bırakmak istemiyoruz" dedi.
Türkiye genelinde tarım üretiminde verimi yükseltmek, gençlerin hayvancılığa olan ilgisini arttırmak ve bilinçli üreticiler yetiştirmek amacıyla "çiftçi akademisi" kuruluyor. Türkiye Tarım, Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu (TAHAP) Başkanı Mustafa Sarıoğlu, tarım ve hayvancılık alanında eğitim seferberliği başlatacaklarını açıklayarak, "Türkiye'nin 81 ilinde kurulacak akademide işsiz gençlerimiz eğitim alacak. İmece kültürüyle Anadolu'da ekilmedik tek karış toprak bırakmak istemiyoruz" dedi.
Sarıoğlu, bir grup gazeteciyle buluşmasında Ramazan Bayramı'nın ardından hayata geçirilecek TAHAP Akademi hakkında bilgi verdi. İşsiz gençler için kurulacak TAHAP Akademi ile tarım, hayvancılık ve arıcılığa heves duyanlara akademisyenlerin bilgisi, çiftçilerin tecrübeleriyle harmanlanmış bir eğitim seferberliği başlatacaklarını kaydetti. Türkiye'nin 81 ilinde faaliyete geçirilecek akademinin işsiz ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri ve veterinerler için can suyu olacağını dile getiren Sarıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de yaklaşık 3 milyon hektarın üzerinde ekilmeyen boş alan var. Tarımda dışa bağımlılığın azaltılması ve her konuda kendine yeten bir ülke olmamız için bu alanların doğru değerlendirilmesi ve tarıma kazandırılması gerekiyor. Koronavirüs salgınıyla bir kez daha gördük ki tarımsal ürünlerden un, yağ ve şeker; hayvansal ürünlerden et, süt ve yumurta Türkiye'nin vazgeçilmez, stratejik ürünleridir. Bu nedenle TAHAP olarak tarımı ve hayvancılığı bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde üzerinde durmamız gereken en önemli meselenin bu olduğu inancındayım. Ülkemizdeki en büyük eksikliklerden birisi gençlerimizin üretimden soğumasıdır. Onları ekilmeyen araziler başta olmak üzere eğitimli hayvan, arı yetiştiricisi olarak geliştirmek için altyapı hazırlıklarımızın tamamını bitirdik. Bayramdan sonra Türkiye'de herkesin şaşıracağı, gıptayla bakacağı, 2023'ün sekteye uğramasını isteyenlerin asla sevinmeyeceği TAHAP Akademi hayata geçecek."
"Akademi kamuoyunu şaşırtacak"
Sarıoğlu, bitkisel üretimde eğitimli gençlerin olacağını belirterek, "Boş arazilerin kiralanmasından ekipmanına kadar tümünü karşılayacağımız bir şekilde Türkiye'deki en nitelikli, ülkemize yakışan bir proje olacak. Bu işe hevesli insanları biz bu projeye dahil ettikten sonra atanamayan ziraat mühendisleri, gıda mühendisleri, veterinerlerin hepsi diyecekler ki "bizde projeye dahil olalım." Yaptığımız pozitif ayrımcılık. Önce hevesli olanları bu işe dahil edip imkanları hazırlamak istiyoruz. Muazzam bir altyapı hazırlandı. Kamuoyunu şaşırtacak en önemli faaliyetlerden birisi budur. Buradaki eğitimler yerinde ve uygulamalı olacak. Türkiye'de 7 bölgede biz projenin altyapısını kurmuş olacağız. Dokunamadığımız hiçbir yürek bizim değil. Buradaki esas amaç tüm yüreklere dokunarak, imece kültürünü yeniden hayata geçirmektir. 81 ilde bu projeyi hayata geçireceğiz. Belki Anadolu'da bir çiftlikte ya da bir köyde, tarihi kovanların olduğu bir yerde projeyi başlatacağız. Projemiz tamam, bayram sonrasında hızlı şekilde harekete geçeceğiz" ifadelerine yer verdi.
"Ekilmedik tek karış kalmayacak"
Başkan Sarıoğlu, "Yaz aylarının gelmesiyle birlikte yükselen gıda fiyatlarında da bir düşüşün olacağını, tarladan sofraya fahiş fiyat artışlarının dizginleneceğini öngörüyoruz. Çiftçilerimizle birlikte ülkemizde ekilmedik, tohumla buluşmayan tek karış toprak bırakmayana kadar çalışmalarımızı azimle, kararlılıkla sürdüreceğiz. Hem kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak hem de farklı ülkelere ihracat yapmak adına yerli-milli tarımsal üretimi arttırmamız hayati öneme sahiptir. Şekerde nasıl arıcılarımıza yüzde 50 kar ettirdiysek, gübrede de piyasanın yüzde 40-50 altında temin ederek gübreyi çiftçimize ulaştıracağız" dedi.
"Sonuçlar organik olduğunu kanıtladı"
Sarıoğlu, "Ama ne acıdır ki, bu girişimimizden rahatsız olan bazı siyasi partiler ve sahadaki uzantıları, geçen hafta Rize'de dağıtacağımızı söylediğimiz çay gübresi, firmanın yanlış ve eksik gönderimi sonucunda bir anda kamuoyuna mermer tozu diye lanse edildi. Doğruyu anlatmamıza rağmen, maalesef bir itibar suikasti ile karşı karşıya kaldım. Israrla mermer tozu diye haberler yapıldı. Oysa üründen aldığımız numunelerden çıkan sonuçlara göre toprak alanda düzenleyici organik gübre olduğunu öğrendik. Onun da laboratuvar analizlerini sizlerin dikkatine sunuyorum. Etiketsiz hiçbir ürünü dağıtmayacağımızı söylememize rağmen bir internet sitesi haberinin yayılmasıyla TAHAP'a itibar suikasti yapılmıştır. Elimizdeki laboratuvar sonuçlarına göre bölgede kullanılan toprak düzenleyici organik bir gübre olduğu ortaya çıktı. Geride bıraktığımız salgın bize gıda güvenliğinin ne kadar önemli ve stratejik bir mesele olduğunu da göstermiş oldu. Tarımda yaşanan kuraklık nedeniyle hükümet, bu yıl için 25,8 milyar lira olarak planladığı tarımsal destekleme bütçesini ilavelerle 29 milyar liraya yükseltti. Bu desteklerin tarım sektörüne can suyu olacağı kanaatindeyiz" ifadelerini kullandı.
"Tarım kanunları yeniden yazılmalı"
Sarıoğlu, tarımsal STK'larda acilen yapısal reform gerektiğini kaydederek, "Denetim mekanizması artık bu ülkede işletilmeli. Son günlerde kesilen havyan rakamları ve piyasaya sürülen sütü karşılaştırdığınızda facianın çok büyük olduğunu görürsünüz. Devlet, ödül ve ceza kuralını koysun dedik. Siz böylece milleti raflara yönlendiriyorsunuz. Yerinde denetimle bu işi çözmeliyiz. Bunların düzeltilmesi için tarımı, milli güvenlik meselesi olarak ilan edeceksiniz. Türkiye'de arı ve arıcılık merkezli tarım kanunları yeniden yazılmalıdır" ifadesini kullandı.
"Hastalıkların temelinde gıda terörü var"
Sarıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Şu ülkede ödül-ceza kuralını artık koysunlar. Bir işletmenin devletten aldığı kredi varsa buna farklı sübvansiyon olmalıdır. Gıda konusunda taviz verilmemeli. Türkiye'nin en büyük harcama kalemlerinin ilk dördü içinde sağlık harcamaları var. Diyabet ve kanser hastalıklarının temelinde gıda terörü var. Bir kurumda bal diye NBŞ'li bir ürün görmek istemiyoruz. Tereyağı diye bir otelde sabah krema görmek istemiyoruz. Biz ülkemiz insanlarının sağlıklı gıdayı hak ettiğini düşünüyoruz."