Serdengeçti'nin Vasiyeti tutulmadı

Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü vefatının 40. Yılında Osman Yüksel Serdengeçti'yi anlattı.

Konya Aydınlar Ocağı'nın düzenlediği Selçuklu Salı Sohbetlerinde vefatının 40. yılında gazeteci-yazar, fikir ve dava adamı Osman Yüksel Serdengeçti anıldı. İl Halk Kütüphanesi Salonundaki programda Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü Serdengeçti'nin Konya’yı çok sevdiğini ve vefatından sonra Konya’ya defnedilmek istediğini ancak bu vasiyetin yerine getirilmediğini söyledi.

Serdengeçti’nin 1917’de dünyaya geldiği, o o dönemde kurtuluş arayan Osmanlı'nın, elli yılda altı milyon insanını kaybettiğini anlatan Güçlü, “Kaybedilenlerin çoğu, aydın, münevver insanlardı. Cumhuriyet kurulduğunda da ülkenin nüfusu on milyondu ama güçlü görünmek için on üç milyon olarak ilan edildi. Manda yönetiminden ümit beklenen bir dönemden geçtik. Osman abi böyle bir dönemde babasının etkilenerek büyüdü” diye konuştu.

Serdengeçti’nin Ankara Atatürk Lisesinden okuduğu yıllarda fıtratı gereği ateşli, coşkulu ve kendi kitlesindeki insanların öncülerinden olduğunu, daha sonra Dil Tarih Coğrafya Fakültesine başladığını ve Türk Ocağı, Milliyetçiler Derneği MTTB gibi teşkilatlarda konumalar yaptığını anlatan Güçlü, “İnönü döneminde Osman Yüksel Serdengeçti, Nihal Atsız gibi insanlar hakkında davalar açıldı cezalar verildi. Osman ağabey de 92 defa mahkemeye çıkarıldı, dokuz defa ceza verildi. Konya Hapishanesinde de yattı” ifadelerine yer verdi.

Hapisten çıktıktan sonra, son sınıfında olduğu fakülteyi bitirmek için müracaat eden Serdengeçti’nin okula dönemediğine vurgu yağan Güçlü, “Öğretmen olmak istiyordu ama buna imkan kalmadı. Yapabileceği tek şey dergi çıkarmak, yazarlık yapmaktı. 1947’de Serdengeçti dergisini çıkardı ama hemen hemen her sayısı toplatıldı, davalar açıldı. Dergi toplatılsa da kopyaları kamuoyunda büyük ses getirdi” şeklinde konuştu.

Konuşmasında Serdengeçti’nin şiirlerine yer veren ve Konya ile ilgisine de değinen Güçlü, “O Konya’yı, Konyalılar da onu çok severdi. Hacıveyiszade Efendi (Kaleminden kan damlayan Osman’ım) diye kucaklarmış” diyerek sözlerini sürdürdü.

Hüseyin Üzmez’in Malatya’da Ahmet Emin Yalman’a yaptığı suikastın azmettiricisi olarak Serdengeçti’nin de tutuklandığını ve Necip Fazıl Kısakürek ile birlikte hapis yattıklarını anlatan Güçlü, “Osman ağabey 1954 yılında Demokrat Parti'den aday oluyor ama hakkında yapılan tezviratlar nedeniyle seçilemedi. Halk onu Serdengeçti soyadıyla biliyordu ama ıonun aaadı Osman Zeki Yüksel’di” sözlerini aktardı. 

1956 yılında halasının kızıyla İsmet Hanımla evlenen Serdengeçti’nin dünyaya gelen çocuklarının erken yaşta vefat ettiğini, İsmet adlı bir galericiye de arabasını kaptırması üzerine, ‘Üç İsmet’ esprisini yaptığını kaydeden Güçlü, bu İsmetler vurgu yaparken, (Hayatında üç İsmet’ten çok çektim. Biri hürriyetimi, biri zürriyetimi, biri variyetimi aldı) şeklindeki esprisi meşhur oldu” dedi.

Konya'dan bağımsız milletvekili adayı olduğu 1961'de seçimden önce tutuklanınca seçime giremeyen Serdengeçti’nin kendisine işkence yapanlara Peygamber Efendimizin Taif duasını yaptığını anlatan Güçlü, “Derginin son sayısını 15 Şubat 1962'de çıkardı. 1965'te son beş dakikada Adalet Partisinden aday olup ilk dönem milletvekili seçildi. Fakat Başbakan Süleyman Demirel ile ters düştüğü noktalar olunca uyumlu çalışamadılar. Seçimi kazandıktan sonra ilk defa meclise gittiğinde döner kapıdan çıkamayıp sürekli dönünce, “Döneklik kapıda başlıyor diye bir espri yapar” diye konuştu.

1 Ocak 1967’de AP'den ihraç edilen Serdengeçti’nin CMKP’nin Bozkurtlar gecesine davet edildiğini, Konya’nın önde gelenleri tarafından 1969 seçimlerinde Konya'dan aday olması istendiğinde önceden başkasına söz veren Alparslan Türkeş’in bunu kabul etmediğini anlatan Güçlü, “Osman ağabey aday yapılmayınca maneviyatçı grup Konya’da Necmettin Erbakan’ı destekledi. Sonuçta, Ordu’dan aday olan Osman ağabey de,  CMKP’nin Konya adayı da kazanamadı” dedi.
Kendisinin Serdengeçti ile Mart 1983'te tanıştığını anlatan Güçlü, “Meram Tıp Fakültesinde ilk hastalarımdan biri Osman ağabey oldu. Kırk beş gün yanından hiç ayrılmadım. Her fırsatta yanına çıkıp ilgilendim, hatıralarını dinledim. Zeki Loraslı da yanından ayrılmadı. Altmışaltı yaşındayken 10 Kasım'da vefat etti. Osman ağabey,  Konya’da Mevlana ve Hacıveyiszade’ye yakın bir yere defnedilmeyi vasiyet etmişti. Ancak Arif Nihat Asya'da olduğu gibi bu vasiyete de uyulmadı” diyerek sözlerini bitirdi.
 

Bakmadan Geçme