• Haberler
  • Konya
  • Selçukya'nın konuğu Postnişin Fahri Özçakıl oldu

Selçukya'nın konuğu Postnişin Fahri Özçakıl oldu

Program Koordinatörü Devriş Ahmet Şahin, Mevlana Celaleddin Rumi'yi vefatının 747. yıl dönümünde rahmetle ve minnetle yad ederek, Hak aşkı ve insan sevgisindeki samimiyeti, fikirleri ve eserleriyle milyonlarca insanı peşinden sürüklediğini söyledi.  

Selçukya'nın konuğu Postnişin Fahri Özçakıl oldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Program Koordinatörü Devriş Ahmet Şahin, büyük mütefekkir, büyük mutasavvıf  Mevlana Celaleddin Rumi'yi vefatının 747. yıl dönümünde rahmetle ve minnetle yad ederek, Anadolu topraklarında doğan, feyzi ve ilmi tüm dünyaya yayılan, dünya var oldukça Hak ve hakikat yolcularına rehberlik edecek olan Mevlana'nın, geçen 747 yıla rağmen, Hak aşkı ve insan sevgisindeki samimiyeti, fikirleri ve eserleriyle milyonlarca insanı peşinden sürüklediğini söyledi.

MEVLANA İÇİN ÖLÜM ŞEB'İ ARUS  YANİ SEVGİLİYE KAVUŞMAKTIR

Program Konuğu  Fahri Özçakıl ise 1972 yılından beri  sema  programlarında kesintisiz olarak semazen, semazenbaşı ve 2008 yılından itibaren ise Topluluğumuzun icra ettiği Mevlevî Mukabelelerine Postnişin olarak  iştirak etmekteyim diyerek Mevlana Celaleddin Rumi'nin hayatı hakkında kısa bir bilgilendirme yaptı.

HZ MEVLANA'YI VE MEVLEVİLİĞİ DOĞRU ANLAMALIYIZ

Hz. Mevlâna tüm insanlığı Cenâbı Hakkın yarattığı eşrefi mahlûkat olarak görmesi, canlı-cansız tüm varlıkların Allah’ı zikrettiklerini, yaratılan kâinatın düzgün bir ahenkle hareket ettiğini müşahade etmesi, Mevlâna’daki saygı, sevgi ve hoşgörünün temelini oluşturmuş ve Hz. Mevlâna’nın bu düşünceyle açtığı yola muhabbet besleyen tüm insanlığın asırlardır O’na karşı sevgi ve muhabbetlerinin artmasını sağlamıştır. Aynı zamanda Mevlevîlikte bulunan musiki, semâ, güzel sanatlarla ilgili pek çok estetik güzellik ve Mevlevîlerin vakur, mütevazi ve dervişane yaşam şekilleri insanların ilgisini çekmeye devam etmiştir.

Ancak Hz. Mevlâna’daki bu engin anlayış insanların kendi alanını ilgilendiren bir husus olarak basite indirgenmeden bir bütün olarak ele alınması gerekir. Hz. Mevlâna’yı hümanist olarak görmek, filozof olarak görmek, aşk peygamberiymiş gibi lanse etmek, sadece semâ eden bir derviş gözüyle açıklamak son derece yanlıştır. Mevlâna Celâleddin-i Rûmî hazretleri temelini Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünnetlerinden aldığı bir eğitimle bu güzellikleri insanlığın ahsen-i takvim olarak en güzel ve doğru biçimde yaşamasına aracılık etmiştir. Hz. Mevlâna’da amaç insandır ve insanı kâmil, olgun insan olarak yetişmesi ve topluma faydalı insanlar olması hedeflenmiştir.

"Sema" Mevleviliğin temel felsefesidir

Hazreti Mevlana ve Mevlevilik dediğimiz zaman sema akla gelmektedir. Sema, bildiğiniz gibi Mevlana Celalettin Rumi Hazretleri'nden günümüze kadar gelmiş olan önemli bir ritüeldir. Türk tasavvuf kültürünün önemli ritüellerinden bir tanesidir. Sema eden semazen sol ayağı sabit, sağ ayağının etrafında 360 derecelik bir dönüş icra ederek, Allah'ı kalp gözüyle görerek, kalbinin etrafından sağdan sola doğru sema etmekte ve cenabı Allah'ı zikretmektedir. Sema ayinleri bu duyguyla yapılmaktadır. Sema bir şov değil zikirdi’ ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme