Şeker ve tansiyon hastaları için Ramazan'da oruç tutmanın püf noktaları
Ramazan ayında oruç tutarken şeker ve tansiyon hastalarının dikkat etmeleri gereken en önemli noktalardan biri, beslenme düzeni ve ilaç saatlerinin doğru şekilde ayarlanmasıdır. Uzmanlar, oruç tutan hastalar için sahurda ve iftarda doğru gıdaları tercih etmeleri gerektiğini vurgularken, olası sağlık sorunlarına karşı da tedbir alınması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. İşte, uzmanların bu konuda verdiği önemli tavsiyeler…
Uzmanlar, ramazan ayında oruç tutan şeker ve tansiyon hastalarının beslenme düzenleri ile ilaç saatleri ve dozunun ayarlaması konusunda tavsiyelerde bulundu.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, bu hastaların sahurda ve iftarda kontrollü bir beslenme düzeni benimsemeleri gerektiğine dikkat çekti. İftar zamanı gıdaların arka arkaya hızla tüketilmemesini, iyice çiğnenmesine ilişkin öneride bulunan Taşan, şu ifadeleri kullandı:
“İftarla sahur arasındaki önemli farklardan birisi, ana yemek her zaman iftar olarak kabul edilmeli. Genellikle sahurda, bundan sonraki dönem uzun bir açlık dönemi olacağı için, proteinden zengin, tokluk hissini daha ortaya koyan gıdaların olması gerekir. Yumurta buna güzel bir örnek olabilir. Gerek diyabet gerekse tansiyon hastalarının, aşırı tuz alımına dikkat etmeleri gerekir. Hipertansiyon hastalarının özellikle sucuk, sosis, salam gibi, içerisinde tuz oranı yüksek olan ya da konserve türündeki gıdaları tüketmemeleri çok önemlidir.”
BU DURUMLARDA ORUCUN DERHAL BİTİRİLMESİ GEREKİYOR
Prof. Dr. Taşan, oruç sırasında baş dönmesi, halsizlik, terleme veya bayılma hissi yaşayan hastaların vakit kaybetmeden kan şekerini ve tansiyonunu kontrol etmesi, tansiyonun 80-90 gibi limitlerin altına düşmeye başlaması durumunda derhal orucun bitirilmesi gerektiğini söyledi.
Şeker hastalarını da kan şekerinin düşme belirtilerine karşı çok dikkatli olmaları konusunda uyarıda bulunan Taşan, "Hastanın bu konuda mutlaka bilgilendirilmesi lazım. Kan şekeri düşünce çarpıntı, terleme, sinirlilik, ellerde titreme, aşırı bir açlık hissi, karın krampları ve baş dönmesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Hastanın bu dönemde mutlaka kan şekerinin ölçmesi ve kan şekerinde 50'nin, 60'ın altı gibi rakamlar görüyorsa orucunu bırakması gerekiyor. Böyle bir durumda hastanın hemen bir kesme şeker veya meyve suyu tüketmesi gerekir." dedi.
UZMANDAN İFTAR VE SAHUR ÖNERİLERİ
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mevlüt Sait Keleş ise bilinçsiz beslenmenin ve ilaç saatlerinin düzensizleşmesinin ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurguladı. İftara çorba veya hafif bir yiyecekle başlanmasını, yaklaşık 10-15 dakikalık aradan sonra normal öğünün tamamlanmasını öneren Keleş, yağlı veya karbonhidratı yüksek ağır yiyeceklerle başlanılması durumunda kan şekerinin hızla yükseleceği ve sindirimin zorlaşacağını ifade etti.
Keleş, sahurda ise protein miktarı daha yüksek, karbonhidrat ve yağ miktarı daha az olan gıdaların tercih edilmesini tavsiye etti.
İlaç kullanan hastaların ramazandan önce mutlaka doktorlarıyla görüşmesi gerektiğini aktaran Keleş, "Hastaların kullandığı ilaçlar günde 3 defa alınacaksa, bunların günde iki defa alınan formlara dönüştürmeleri çok önemli. Onun için kişinin ramazandan önce doktoruna başvurup oruç tutacağını ifade etmesi ve ona göre ilaçlarını düzenlemesini öneriyoruz. Günde 4 defa alması gereken bir ilaç söz konusu ise ve hastalığı ilaç kullanmadığı zaman sağlığını çok daha fazla etkileyecekse, bu kişilere de tabii ki oruç tutmaları yönünden hekimlerine danışıp ona göre hareket etmelerini öneriyoruz." diyerek sözlerini noktaladı.