Sanık olarak öldü, 4 yıl sonra masum olduğu anlaşıldı!
4 yıl önce Antalya - Konya karayolu Akseki mevkiinde meydana gelen trafik kazasında 3 kişi hayatını kaybetmiş, 2 kişi de yaralanmıştı. Olayda hayatını kaybeden ve yıllardır suçlu olarak gösterilen Kaan Demireller'in ailesi mahkeme kararının sonuçlanmasının ardından konuştu. Acılı aile, oğullarının suçsuz olduğunun ispatlanmasına rağmen kazaya sebebiyet veren kişinin halen bulunamamasına isyan etti.
10 Temmuz 2020 tarihinde Antalya'nın Akseki mevkiinde meydana gelen kazada otomobil ile kamyonet kafa kafaya çarpışmıştı. Kazada, Kaan Demireller, Murat Engel ve Mustafa Kocabaş hayatını kaybederken, Muhammed Talha Kocabaş, Taha Mert Uysal ve Serkan Çakmak da yaralanmıştı.
Olaydan sonra kazada hayatını kaybeden ve yıllardır suçlu olarak gösterilen Kaan Demireller’in ailesi mahkeme kararının sonuçlanmasının ardından konuştu.
Acılı aile, oğullarının suçsuz olduğunun resmen ispatlanmasına rağmen kazaya sebebiyet veren kişinin halen bulunmamasına isyan etti.
“ŞEYTAN MI KULLANDI BU ARACI?”
Mahkeme sonucunda kaza sırasında sürücü koltuğundaki şahsın belirlenememesine tepki gösteren baba Aslan Demireller, son duruşmada dosyaya eklenen gözlük detayı ile şüpheli olduğunu iddia ettikleri şahsın beraat ettiğini vurguladı.
Konuşmasını sürdüren baba Demireller, “4 senedir hep oğlum suçlandı. Ellerinde herhangi bir kanıt olmadığı halde oğlumu suçladılar. Nedense hep benim oğlumun üzerine suçu yüklediler. Ta ki en son mahkemeye gelinceye kadar. En son mahkemede gözlüklü birinin kullandığını bir şahit söyleyince bu sefer suçlu ortada kaldı, şüpheli şahıs beraat etti. Nasıl böyle bir karar veriliyor?
Suçlu serbest bırakılıyor, ortada bir suçlu gözükmüyor. Bu aracı kim kullandı? O kullanmadı, bu kullanmadı, kim kullandı? Kendi kendine mi kullanıldı bu araç? Şeytan mı kullandı, yani bu aracı? Nasıl böyle bir karar veriliyor?” diye sitem etti.
KOKUSU VAR DİYE YASTIĞI SAKLIYOR!
Oğlunun öldüğü yastığı halen yıkamayan anne Yasemin Demireller, direksiyon koltuğundan alınan DNA örneğinin oğlunun DNA’sı ile eşleşmediğini söyleyerek, şu ifadelerde bulundu: “DNA raporuna göre oğlum aracı kullanmıyordu, DNA raporuna göre aracı kullanan araba sahibiydi.
Ama biz bunu mahkemeye kanıtlayamadık. Üzerimize atılan iftirada aklandık ama suçlu yok ortada. Bu öldüğü yastık. Onu hastaneden aldım. Yıkamıyorum, halen daha kokusu var üstünde diye.
4 ay bu yastığı kimse elimden alamadı kokusu var diye. Yavrum bunda öldü, bunda can verdi. İlahi adalet yerini bulsun. Yalvarıyorum artık yeter. Her gün mezarındayım, her gün toprağını öpüyorum. Suçlu yakalansın, suçlunun cezasını çekmesini istiyorum. Yalvarıyorum ne olur. Eve girdiğimde her defa fotoğraflarına bakıyorum, öpüyorum, kokluyorum. Ama bana hiçbir cevap vermiyor. Ben onu özlüyorum.”
“FAİLİ MEÇHUL BİR AŞAMAYA GELDİK”
Olayın faili meçhul olarak değerlendirilebileceğini vurgulayan aile avukatı Ayşe Dayıoğlu, sanık olarak yargılanan şahsın sürücü olduğunu iddia etti.
Avukat Dayıoğlu, “Hayatını kaybettiği trafik kazasında kendisi sürücü olmamasına rağmen tüm haber kanallarında Kaan’ın sürücü olduğu kastedilerek sanki Kaan sürücüymüş de bu kadar ölümden sorumluymuş gibi hakkında haberler yapıldı.
Biz son 3 yıldır Kaan’ın sürücü olmadığını ispatlamak için bir soruşturma süreci geçirdik. Ve gelinen soruşturma sürecinde aslında Kaan’ın sürücü olmadığı, aracın sahibinin sürücü olduğuna dair dosya içerisine DNA raporları kazandırıldı.
Maalesef, mahkeme heyeti açık bir şekilde DNA raporlarının mevcut olmasına rağmen kazayı gören bir tanığın sadece sürücünün gözlüklü olduğu beyanını dikkate alarak sanık hakkında beraat verdi. Burada gelinen aşamada faili meçhul bir aşamaya geldik biz aslında.
Gözlük kullanan tek şahıs da bu kazada hayatını kaybetti zaten. Gözlüğü olan tek şahıs da kaza sonrasında sürücü koltuğundan, hava yastığından alınan DNA örnekleri uymayan şahıstı. Biz bu kişinin sürücü olmadığını biliyoruz, sürücünün sanık olduğunu biliyoruz.” şeklinde konuşarak sözlerini noktaladı.