- Haberler
- Kültür-Sanat
- Samirler: Filistin'de Unutulmuş Bir Yahudi Topluluğu
Samirler: Filistin'de Unutulmuş Bir Yahudi Topluluğu
Filistin'de, İsrail ve Filistin arasında bölünmüş yaklaşık 800 kişilik Samirler topluluğu, kılık-kıyafetleri dolayısıyla Müslümanlara çok benziyor. Gerizim Dağı'nda kök salan bu kadim topluluk, azalan nüfuslarına ve zorlayıcı şartlara rağmen, kültürel miraslarını yaşatmaya devam ediyor.
Filistin'de yaklaşık 800 kişilik küçük bir topluluk olan Samirler, yüzlerce yıldır hayatta kalma mücadelesi veriyor. Samirler, tarihsel olarak Yahudilik ile yakın bağlara sahip olmalarına rağmen, kendi dini ve kültürel kimliklerini koruyarak ayakta kalmayı başardılar. Bu topluluk, Yahudiliğin en eski mezheplerinden biri olarak kabul ediliyor ve kendilerini İsrailoğulları’nın gerçek mirasçıları olarak görüyorlar. Ancak Samirler, zamanla sayı bakımından azalmış ve bugünkü varlıklarını sürdürmek için pek çok zorlukla karşı karşıya kalmışlardır.
Samirler, İsrail ile Filistin arasında ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı Nablus yakınlarındaki Gerizim Dağı'nda, diğer kısmı ise İsrail’in Holon kentinde yaşıyor. Bu topluluğun günlük yaşamı, hem İsrail hem de Filistin toplumlarıyla karmaşık bir ilişkiyi içeriyor. Samirler, iki toplum arasında bir denge kurmaya çalışırken, kendi kültürel ve dini kimliklerini korumaya da özen gösteriyorlar.
Gerizim Dağı, Samirler için kutsal bir mekan olarak kabul ediliyor ve topluluk, her yıl burada Pesah Bayramı’nı kutluyor. Bu bayram, Samirlerin en önemli dini ritüellerinden biri olup, yüzlerce yıldır aynı şekilde icra ediliyor. Ancak bu ritüel, Samirlerin hem İsrail hem de Filistin otoriteleri ile olan hassas ilişkilerini de yansıtıyor.
Samirler, Filistin ve İsrail'deki birçok topluluğun aksine, her iki hükümetle de iyi ilişkiler sürdürmeye çalışıyor. İsrail'de askere gitme zorunluluğundan muaf tutulmalarına rağmen, İsrail vatandaşlığına sahip olan Samirler, bu ülkenin sosyal ve ekonomik sistemine entegre olmuş durumdalar. Öte yandan, Filistin'deki Samirler ise Filistin yönetimi ile yakın bağlarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Samirler, nüfuslarının azalması nedeniyle topluluklarının geleceği konusunda endişe duyuyorlar. Birbirleriyle evlenme oranı yüksek olan Samirler, genetik hastalıklar ve doğum oranındaki düşüklük gibi sorunlarla mücadele ediyorlar. Bu durum, topluluğun hayatta kalması için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Tüm bu zorluklara rağmen Samirler, hem İsrail hem de Filistin'de kendilerini korumaya ve kültürel miraslarını yaşatmaya devam ediyorlar. Topluluğun liderleri, bu zorluklarla başa çıkabilmek için genç nesli eğitmeye ve onları topluluk içindeki rollerini üstlenmeye teşvik ediyorlar.
Samirler, Filistin'deki karmaşık sosyo-politik yapının bir parçası olarak, hem kendi kültürel kimliklerini koruma mücadelesi veriyor hem de bölgedeki barış çabalarına katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Küçük olmalarına rağmen, bu topluluk, bölgedeki çok katmanlı toplumsal yapının önemli bir parçası olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.