Saadetli gençlerden 'Katliama ortak olma' çağrısı
Saadet Partisi Konya il Gençlik Kolları tarafından Kültürpark'ta 'Katliama Ortak Olma!' basın açıklaması gerçekleştirildi..
Saadet Partisi Karatay İlçe Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Ali Harmancı konuşmasına başlarken geçtiğimiz günlerde Siyonist İsrail ordusu tarafından şehit edilen Yahya Sinvar’ın şehadetini kutlayarak ve TUSAŞ’a yapılan alçak terör saldırısını kınayarak başladı. “..Müminlerden öyle kimseler vardır ki Allah'a verdikleri sözde durdular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi ve şehid oldu, kimi de şehitliği beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmediler.”(Ahzab 23)
Aksa tufanının mimarlarından Yahya Sinvarın şehadeti kutlu olsun. Mücadelesi hepimize örnek olsun. Son nefese kadar kanıyla, canıyla nasıl mücadele edilir; hepimize öğretmen olsun.
Dün Ankara’da TUSAŞ’a yapılan terör saldırısını lanetliyoruz. Şehitlerimize Allahtan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Bu saldırıyı Siyonist işgal çetesi İsrail’den bağımsız düşünmüyoruz. Erbakan hocamızın “nerede terör olayı varsa orada siyonizmin parmağı vardır” sözünü yetkililere tekrar hatırlatıyoruz.
Katliama ortak olma diyerek iktidarı uyarmak için bugün ikinci defa burada bir araya geldik. Katliama ortak olma diyoruz çünkü artık işbirlikçilik kavramı tamamen değişti. İktidarın icraatlerini ifade etmeye iş birliği kavramı yetmiyor. Maalesef ki iktidar soykırımın ortağıdır. Elinde imkânı varken katliama engel olmayan ülkelere ve uluslararası yapılara serzenişte bulunuyoruz. Kısıtlı imkanlarla Aksa Tufanına destek veren direniş cephesini övüyoruz. Ancak bunları yaparken, bir yıldır ülke olarak soykırıma alet olmaktan mahcubiyet duyuyoruz.Çünkü Gazze’yi yerle bir eden uçakların, tankların yakıtı bizim ülkemizden gidiyor. Bebeklerin, yaşlıların, kadınların, gençlerin katledilmesine biz müsaade ediyoruz. Azerbaycan petrolünü BOTAŞ eliyle Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e göndererek soykırımın ateşini biz yakıyoruz. Derhal petrolü durdurun, vanaları kapatın.”
BURADAN İKTİDARA SORUYORUZ, DAHA NE KADAR BEKLEYECEKSİNİZ
Gözlerimizin önünde Gazze’de elli bin insanı katleden Siyonist caniler şimdi de katliamlarını Lübnan’a ve başkent Beyrut’a taşıdılar. Buradan iktidara soruyoruz, daha ne kadar bekleyeceksiniz. Daha kaç İslam beldesinin yıkılışını izleyeceksiniz. Kaç şehrin yok oluşuna alet olacaksınız. Kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor. Sınırınız nedir. Irak, Afganistan, Libya sizin zamanınızda işgal edildi, paramparça oldu. Şam, Halep Kahire, Gazze sizin iktidarınızda tarumar oldu. Bağdat sizin desteğinizle yok edildi. Şimdide Beyrut yok oluyor. Beyrut’u da Bağdat’ın kaderine mi terk ettiniz. Beyrut sınırımıza 300 km. arkadaşlar. Ankara-Konya arası bir mesafeden bahsediyoruz. Siyonistler sınırımızdan içeri girdikten sonra mı rahatınızı bozacaksınız. Siyonistler hedeflerini gizlemiyorlar, adım adım kapımıza yaklaşıyorlar. Yaptırım için daha ne bekliyorsunuz. Aksine daha rahat katliam yapsınlar diye üslerimizi katillerin emrine veriyorsunuz. Soykırımcıların koruyucusu Amerika’nın karargâhlarını ülkemizde barındırıyorsunuz. Bu gaflet midir yoksa ihanet mi? Derhal Adana İncirlik üssünü kapatın, katilleri barındırmayın. Derhal Malatya kürecik radar üssünü kapatın, Siyonistleri kör edin.
BİZ LİMANLARI SİYONİSTLERE KAPATIN DİYORUZ, SİZ GAZZE’YE İNSANİ YARDIM GÖTÜRECEK VİCDAN GEMİSİNİ HAYDARPAŞA LİMANINA KAPATIYORSUNUZ
Biz limanları Siyonistlere kapatın diyoruz, siz Gazze’ye insani yardım götürecek vicdan gemisini Haydarpaşa limanına kapatıyorsunuz. Biz ticareti kesin diyoruz, siz Filistin için bir araya gelen gençlerin önünü kesiyorsunuz, ablukaya alıyorsunuz, yetmiyor şahsi eşyalarını gasp ediyorsunuz. Mazlumlara el uzatmanız beklenirken siz nerede zalim varsa ondan taraf oluyorsunuz. Nerede vicdan sahibi bir ses yükselse onu engelliyorsunuz. Kürsülerde konuştuklarınızın tamamen tersini yapıyorsunuz. Sizin Filistin hassasiyetiniz baştan sona yalandan ibaret. Eğer samimi olsaydınız yalanların arkasına sığınmazdınız. Bir yılı aşkın zamandır süren katliama rağmen, kınamaktan öteye gitmediniz. Birleşmiş Milletleri, İslam İş birliği Teşkilatını, Arap Birliğini, Afrika Birliğini, Körfez Ülkelerini, Ürdün’ü, Mısırı kendiniz dışında herkesi göreve çağırdınız. Nerdeyse sivil toplum kuruluşlarını bile göreve çağıracaksınız. Biz de sizi göreve çağırıyoruz. Derhal diplomatik ilişkileri kesin, İsrail denen terör örgütünü devlet olarak tanımaktan vazgeçin. Derhal katillerle ticareti kesin,
Bugün Konya’nın hemen tüm cadde ve sokaklarında boykot uyarılarını görürsünüz. Katliama lanet, direnişe destek bu şehrin iliklerine işlemiştir. Konya’mızın bu hassasiyetine rağmen bir bakıyoruz; şehrimizin takımı diye sahip çıkılan Konyaspor’un yaptığı ayıp bizi sarsıyor. Katliama destek olan firmalara sponsorluk maskesiyle destek çıkılmasına itiraz ediyoruz. Adını bile anmaktan imtina ettiğimiz soykırım destekçileriyle yaptığınız iş birliğinizi lanetliyoruz. Konyaspor yöneticilerine sesleniyoruz: Kanla beslenen hiçbir sermayeye ihtiyacınız yok. Konyalı hemşerilerimizin hassasiyetlerine sahip çıkın. Katliama ortak olmayın Unilever firmasıyla olan anlaşmanızı iptal edin.
Bu taleplerimiz en asgari vicdani görevlerimizdir. Gerçekleştirilmesi için de hiçbir engel yoktur. Bu taleplerimiz gerçekleşene kadar, katliamlar durana kadar her hafta meydanlarda olacağız. Biz biliyoruz ki yeryüzündeki tüm zulümlerin ortadan kaldırılması için D-8 İslam Birliğinin tam manasıyla aktif olması bir zorunluluktur. Biz milli görüş gençliği olarak vazgeçmeyeceğiz. Katliamların durduğu, mazlumların gözyaşının dinip yüreklerinin ferahladığı, zalimlerinse kahrolduğu bir dünyayı el ele kuracağız.
Biz inanıyoruz ki; zalimden taraf olursak gelecek nesillere utanç ve hayal kırıklığından başka miras bırakamayız. Ne zaman mazlumları savunduk izzet, onur ve şerefimiz bizden sonraki nesillere ışık olacaktır.