SP Konya İl Başkanlığı Şubat ayı İl Divan Toplantısı gerçekleştirildi
Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı Şubat ayı İl Divan Toplantısı, çevrim içi olarak gerçekleştirdi. Toplantıda gündem ile ilgili konuşmalar yapıldı. Toplantıya çok sayıda partili katıldı.
Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın; “Bir ülkede, bir toplumda yönetim iki şeyin üzerine bina edilir ya adalet ve hukukun üzerine bina edilir ve o ülke adalet ve hukukla yönetilir ya da keyfilik ve güçle yönetilir. Şu anda ülkemizi idare edenlerin, keyfilik ve güçle ülkeyi yönetme çabası içerisinde oldukları görülüyor.” dedi.
Saadet Partisi Konya İl Başkanlığı Şubat ayı İl Divan Toplantısı, çevrim içi olarak gerçekleştirdi. Toplantıya Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın, İl Müfettişi Ali Mücevher, İl Başkanı Hüseyin Saydam, İl Yönetim Kurulu Üyeleri, İlçe Başkanları, İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri ve Gençlik Kolları Üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan İl Başkanı Saydam; Şehrimiz Konya geçmişte 1989 yılında Refah Partisi döneminde 3 merkez ilçe ve büyükşehir belediye başkanlığını kazandık ve o dönemki başkanlarımız Allah razı olsun, azami bir gayretle tekeden süt çıkaracak şekilde bir çalışmanın içerisinde girdiler. O zamanı büyüklerimiz daha iyi hatırlarlar şehrimiz Konya, yine o dönemde de yüz ölçümü açısından Türkiye’nin en büyük ili olmasına rağmen ihmal edilmiş, adeta büyük bir kasaba görünümündeydi. O dönem başkanlarımız yaptıkları çalışmalarla gayretlerle şehrin siluetini çehresini değiştirmeyi başardılar ve bu yaptıkları çalışmaların neticesinde Türkiye’ye örnek oldular. Türkiye’de diğer büyük vilayetlerin hatta Türkiye’nin büyük bir ekseriyetinin belediyelerinin alınmasına ve sorasında da bizi merkezi iktidara taşıyan bir süreç yaşandı. Sonrasında yaptığımız çalışmalardan, hizmetlerden rahatsız olan kesimlerin de teşvik ve çabalarıyla Türkiye’de meydana gelen bazı hadiseler, 28 Şubat süreci ve sonrasında ortaya çıkan başarısız hükümetler, ülkenin içinde bulunduğu hal neticesinde şu anki iktidar yönetimi ele almış oldu. Hem merkezi olarak hem yerelde faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak tabi ki geldiğimiz nokta itibariyle ben şehrimiz açısından durumu değerlendirmek istiyorum.” dedi.
KONYA ÜÇÜNCÜ SAYFA HABERLERİYLE ANILIYOR!
Saydam’ın değerlendirmesi ise şu şekilde; “Şu anda siz de dikkat ediyorsunuzdur; şehrimiz Konya son dönemde hele hele şu pandemi döneminde çıkan haberlerin ekseriyeti meyhane ve pavyonların basılmasıyla alakalı. Bu tür haberlerle çokça gündeme gelmekte. Bununla beraber şehrimiz üçüncü sayfa haberi diyeceğimiz gasp, cinayet, yaralama, hırsızlık gibi haberlerle de çok defa gündeme geliyor. Şehrimizin ismiyle birlikte anılmaması gereken birçok haberle gündeme gelmesi bizi derinden yaralıyor. Bu şehir böyle bir şehir değildi. Bu şehir Türkiye'nin hatta dünyanın en huzurlu şehirlerinden biriydi. Ne hale geldi. Şehrin huzurundan yerel yönetim sorumlu olmamasına rağmen, o dönem merkezi iktidar bizimle aynı görüşte olmamasına rağmen, -yerel bir yönetici şehrin güvenliğinden huzurundan birinci derecede sorumlu değil, yani buranın valisi var, kaymakamı var, emniyet müdürü, emniyet teşkilatı var onlar sorumlu bu işten- yerel yönetimler olarak bizim attığımız adımlar, şehirde yaptığımız çalışmalar, önce ahlak ve maneviyat odaklı ortaya koyduğumuz çalışmaların neticesinde şehrimiz Konya, o gün itibariyle Türkiye'nin en huzurlu şehirlerinden bir tanesi haline gelmişti. Bu kesinlikle o günkü merkezi iktidarın başarısı değil, bizim yerel yönetimlerde ortaya koyduğumuz veya toplumun gidişatına yönelik ortaya koyduğumuz icraatların bir neticesiydi. Ama şu an için şehrimiz daha çok üçüncü sayfa haberleriyle, huzursuzlukla veya bizim tasvip etmeyeceğimiz mütedeyyin insanların çoğunlukla yaşadığı, bugünkü iktidarın kendi tanımıyla muhafazakar insanların çoğunlukla yaşadığı bir şehirde bu şekilde anılmak gerçekten hepimizi üzüyor, yaralıyor.”
TARIM, SANAYİ ve HUZURLA ANILAN BİR ŞEHİR OLMALIYIZ
Saydam, konuşmasının son bölümünde ise; “‘Konya’yı bir marka haline getireceğiz.’ diyorlar. Birincisi geçmişte Konya zaten markaydı. Ne zaman markalıktan düştü bilmiyorum. İkincisi de hangi konuda marka olarak anılacak? Endişemizde bu. Biraz önce ifade ettiğimiz 3. sayfa haberleri ile hatırlanacak bir şehir olacaksa bu konuda marka haline gelecekse vay halimize. Halbuki biz bu şehrin tarımıyla, sanayisiyle anılması gereken, huzuruyla veya bütün Türkiye’ye bütün insanlığa örnek olacak şekilde iyiliklerin, güzelliklerin, huzurun yaşandığı bir şehir olarak anılmayı biz arzu ediyoruz. Ha biz Saadet Partisi olarak bunu yine temin edebiliriz yine bunu sağlayabiliriz ancak öncelikle vatandaşlarımızdan, halkımızdan bu yönde bir tercihte bulunmalarını istiyoruz.” dedi.
ŞEHİTLERİMİZE RAHMET DİLİYORUZ
Toplantıda konuşan Parti Sözcüsü Aydın ise; “Son günlerde ülkemiz içinde çok yoğun gündem başlıkları var. Her şeyden önce, Silahlı Kuvvetlerimizin bir operasyonu oldu. Şehit olan askerlerimiz ve güvenlik görevlilerimiz var; hepsine rahmet diliyoruz, milletimizin başı sağ olsun. Cenâb-ı Hâk, karşı kaldığımız, ister terörle ilişkin, ister ekonomiyle ilişkin, ister sosyal alanda yaşadığımız sorunları aşabilme kabiliyetini ve becerisini şu anda yönetimin başında olanlara ve de bizlere nasip eylesin.” dedi.
Son zamanlarda önemli bir süreçten geçiyoruz; gerçi biz, ne zaman önemsiz bir süreçten geçtik ki, ister ülke olarak ister hareket olarak, elli yıldır her uyandığımız günü ve aldığımız her nefesi en kıymetli gün ve an olarak telakki ettik. Bilinçli insan, anın gereğini yerine getirendir, geçmişe takılıp kalmadan, içinde bulunduğu anın gereğini de yerine getirerek, geleceği inşa eden insandır. Bu nedenle bizler de öteden beri, Saadet Partililer ve Milli Görüşçüler olarak, zaten bütün gücümüzle aslında bildiğimiz işi en iyi şekilde yapma çabası ve gayreti içinde olduk, oluyoruz.” dedi.
GERÇEKLERİN ÜZERİ ÖRTÜLÜYOR!
Son yıllarda kutuplaşmanın arttığını belirten Aydın; “Biz Saadet Partililer olarak, bir şeyin çok iyi farkındayız. Bir yerde, bir ülkede, bir toplumda veya bir harekette hamaset, duygusallık ve hissiyat ne kadar çok olursa, ne kadar yoğunluk kesbederse; orada düşünme ve akıl perdelenir, ötelenir. Mutlaka ve muhakkak, hamasete ve hissiyata da ihtiyaç duyduğumuz noktalar var, biz maddi ve manevi tarafımızla insanız; fakat bunun dengeli olması icap ediyor. Ülkemizde maalesef, çok yoğun hamaset bir dili ve duygusal bir iklim toplumsal hayatımıza hakim kılınmaya çalışılıyor. Öyle ki; rol model olarak önde giden insanların bile aklını kullanmadığı ve sağlıklı düşünmediği bir süreç yaşıyoruz.
Yine bir yerde, bir toplumda ve bir ülkede, kutuplaşma ve gerilim dozu ne kadar artarsa; orada gerçeklerin üstü o denli örtülüyor demektir, şu anda da ülke ve millet olarak bunu yaşıyoruz. 10 yıldır böyle bir kutuplaşma ve gerilim sürecini yaşıyoruz; fakat özellikle son 4-5 yıldır daha yoğun yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
GÜNDEM ÇOK; AMA İŞ, AŞ, ÜRETİM VE KALKINMA YOK!
Aydın, konuşmasının devamında ise; “Gerçekler konuşulsun istenmiyor, memlekette onun için çokça gündem var. Gündem çok iş yok, gündem çok aş yok, gündem çok üretim yok, gündem çok ahlak yok, gündem çok, adalet yok, gündem çok diyalog ortamı yok, gündem çok hoşgörü yok, gündem çok vizyon yok, gündem çok güçlenme ve kalkınma yok, gündem çok ama maalesef toplumun temel beklentilerine derman olacak atılım yok! Bunca gündemin arasında ne yazık ki; doğrudan ülkemizi güçlendirecek ve toplumuzu derleyip toplayacak bir gündeme bir türlü kavuşamıyoruz. Bu da zayıf idarecilerin başvurduğu basit bir yöntemdir.
Çünkü bizim bildiğimiz bir şey var, bu aslında siyaset biliminin en temel öğretisi ve bizim de inancımızın gereğidir, bir ülkede, bir toplumda yönetim iki şeyin üzerine bina edilir ya adalet ve hukukun üzerine bina edilir, ve o ülke adalet ve hukukla yönetilir ya da keyfilik ve güçle yönetilir. Şu anda ülkemizi idare edenlerin, keyfilik ve güçle ülkeyi yönetme çabası içerisinde oldukları görülüyor.
Hırsızlığa, rüşvete, yolsuzluğa sessiz kalınarak ahlaki ve itikadi yozlaşmanın yaşandığı, Ekonomide faizci bir neo-liberal ekonomik anlayışı vahşice uygulayıp, elde avuçta ne varsa özelleştirip; buna mukabil de piyasada ne kadar kanaat önderi, medya mensubu, STK ve cemaat varsa, onların da olabildiğince kamulaştırıldığı, keyfilik ve hoyratlıkla, güç kullanarak iktidar etme biçiminin uygulandığı bir vasatta ve ortamda; Saadet Partisi olarak siyaset yapıyoruz.” dedi.
NE YAPTIĞINI BİLEN BİR SİYASİ PARTİYİZ
Bir vizyon, yönetim ve siyaset anlayışları olduğunu belirten Aydın; “İktidar partisinin algılarına ve yörüngesine teslim olmayacak kadar ne yaptığını bilen bir hareket ve bir siyasi partiyiz. İşte o siyasi partinin genel merkezden mahalle teşkilatına kadar 18 yıldır örgütlenmiş ve ne yaptığını bilen, hangi zihin kodlarıyla siyaset ettiğini bilen, bilinçli ve şuurlu bir topluluğuz.
Biz, Türkiye’nin öneminin farkında olan bir hareketiz, bu coğrafyada, bu vatan toprakları üzerinde yaşayan insanların, bu aziz milletin ne kadar önemli olduğunun farkında olan bir siyasi partiyiz. Ve ayrıca bu ülke için, Saadet Partisi ve Milli Görüş'ün ne derece önemli olduğunun da farkındayız; bu farkındalıkla siyaset yapıyoruz.
Bizim bir vizyonumuz, bir yönetim ve siyaset anlayışımız var. Biz, kuvveti değil; hakkı üstün tutmayı, kutuplaştırıcı olmayı değil; kucaklayıcı olmayı, ayrıştırıcı olmayı değil; birleştirici olmayı, siyasi rantı değil; halka hizmet etmeyi siyaset anlayışı olarak benimsemiş bir hareketiz. Yine biz, adaleti, liyakati, istişareyi, ahlakı, şeffaflığı ve denetimi esas alan bir yönetim anlayışına sahibiz. Ve yine biz, tam bağımsız Türkiye’yi, müreffeh Türkiye’yi, güçlü Türkiye’yi ve öncü Türkiye’yi vizyon olarak benimsemiş bir hareketiz.” şeklinde konuştu.
EN ÇOK KONUŞULAN VE MERAK EDİLEN PARTİ; SAADET PARTİSİ
Aydın, konuşmasının son bölümünde ise; “Hiçbir zaman kınayanın, kınamasına aldırmadık ve bugün 2021 Türkiye’sinde, Türkiye’nin gündeminde en çok konuşulan ve ne söyleyeceği en çok merak edilen parti olduk. Son 3 yıldır da Muhterem Genel Başkanımızın, bugünün ruhuna, anlayışına, bugünün tıkanmışlığına ve hicranına denk düşen söylemleri toplumda kabul gördü ve bir karşılık bulmaktadır. Saadet Partisi'nin konuşulması, tartışılması ve son günlerde sözünün daha çok dikkate değer görülmesi ise fevkalade önemli ve kıymetlidir.
Bizler de Saadet Partisi kadroları olarak, işimizi en iyi şekilde yapmak için çaba ve gayret göstermeye devam edeceğiz. Haftalık toplantılarımızı düzenli olarak yapacak, yönetim kademelerimizde var olan eksikliklerimizi tamamlayacak, daha çok insanımıza ulaşmanın yollarını arayacak, toplumun arayışına, umut ve beklentilerine denk düşecek hamleleri yaparak, Saadet Partimizi ülke yönetiminde yetkilendireceğiz.” dedi.