Özgürlük için dökülen kan: Azerbaycan'ın şanlı direnişi
Azerbaycan halkı için 20 Ocak 1990 tarihi, hem tarifsiz bir acının hem de onurlu bir direnişin sembolüdür. O gece 147 kişi şehit oldu, 744 kişi yaralandı, yaklaşık 400 kişi Sovyet ordusu tarafından gözaltına alındı. Bugün 20 Ocak üzerinden 35 yıl geçti.
Bakü sokakları 20 Ocak 1990 gecesi karanlık bir umutsuzlukla aydınlandı; bu aydınlık, özgürlüğü için can veren kahramanların kanından başka bir şey değildi. Sovyetler Birliği’nin tankları, halkın bağımsızlık çığlıklarını bastırmak için Azerbaycan’ın başkentine girdiğinde, dünya bir milletin onurlu direnişine tanıklık etti.
O dönem, Azerbaycan halkı yıllardır süregelen baskıya, haksızlığa ve adaletsizliğe karşı ayaktaydı. Karabağ sorunu ve Sovyet rejiminin zulmü halkın sabrını taşırmış, bağımsızlık hayali giderek büyümüştü. Ancak Moskova yönetimi, halkın bu haklı sesini susturmayı seçti. Sovyet ordusu, 20 Ocak gecesi Bakü’de ve çevresindeki bölgelerde büyük bir katliam gerçekleştirdi. 147 kişi hayatını kaybetti, 744 kişi yaralandı, yaklaşık 400 kişi Sovyet ordusu tarafından gözaltına alındı.
Sovyet askerleri, sadece silahlarla değil, halkın umutlarına ve değerlerine de saldırdı. Hastaneler işgal edildi, yaralılar tedavi edilmeden yaşamını yitirdi. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar bile bu insanlık dışı saldırıdan kurtulamadı. Ancak o gece, Azerbaycan halkının iradesi kırılmadı; aksine, daha da güçlendi.
Halk, özgürlük için verdiği bu ağır bedelin ardından bağımsızlık mücadelesini daha kararlı bir şekilde sürdürdü. 1991’de Azerbaycan, Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle birlikte bağımsızlığını ilan etti. Ancak bu bağımsızlık, 20 Ocak gecesi şehit düşenlerin fedakârlığıyla mümkün oldu.
Bugün Azerbaycan’da her yıl 20 Ocak günü, “Hüzün Günü” olarak anılmakta. Şehitler Hiyabanı’nda binlerce insan toplanarak, o gece hayatını kaybeden kahramanları dualarla ve gözyaşlarıyla anıyor. Şehitlerin anısına dikilen abideler, bir milletin özgürlük sevdasının sonsuzluğunu simgeliyor.20 Ocak, sadece Azerbaycan halkı için bir yas günü değil, aynı zamanda onurlu bir mücadelenin, bir milletin kendi kaderini tayin etme kararlılığının sembolüdür. Her bir şehit, bağımsız Azerbaycan’ın özgür gökyüzünde dalgalanan bayrağın temel taşlarıdır.