Özel hastanedeki malzeme eksikliği iddiası can aldı: 'Güle oynaya gittik, tabutla döndük!'

Karaman’dan Konya’daki özel bir hastaneye 20 Nisan tarihinde safra kanalındaki taşların alınması için başvuran Kadir Sarıkaya’ya (65), hekimlerin ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyo Pankreatografi)

yöntemini uygulanarak taşların 40 dakikalık bir operasyonla sorunsuz şekilde alınacağı ve ertesi gün taburcu edileceği bilgisi verildiği iddia edildi.

Ancak ailenin iddialarına göre ameliyat masasında her şey planlandığı gibi olmadı. 40 dakikalık ameliyat 6 saat sürdü.

Yine ailenin iddiasına göre, ERCP operasyonu sebebi ile oluşan 2.5 santimetre çapındaki yırtık, söz konusu operasyonda sıklıkla kullanılan T TÜP ‘ün özel hastanede bulunmaması,

ERCP aparatının 3’üncü taşı çıkarmaya kâfi gelmediği, küçük olduğu gerekçesi ile Konya’daki bir devlet hastanesine sevk ve nakil edildiği bilgisi verildi.

Nakil akabinde safra yolundaki yırtığın hayati risk oluşturduğu gerekçesi ile gittiği hastanede alel acele yoğun bakıma alınan Kadir Sarıkaya, açık ameliyata alındı.

AİLE DEVLET HASTANESİNDE ŞOK YAŞADI!

Devlet hastanesindeki ameliyat sırasında, aileye, ‘Özel hastanedeki ameliyatta söz konusu yırtığın pankreasa çok yakın ve kapanamayacak derecede büyük olduğu yine ERCP yönteminin

uygulandığı özel hastanede pankreas organında da yırtık oluştuğu tespit edildiği bilgisi verildi. Acılı aile duydukları ihmaller karşısında şok yaşarken, yoğun bakımda 14 gün boyunca yaşam mücadelesi veren emekli öğretmen Sarıkaya, Mayıs ayının 3’üncü gününde hayatını kaybetti. 

Olay sonrası Hakimiyet.com’a açıklamalarda bulunan Sarıkaya ailesi, olayda çeşitli ihmallerin olduğunu aktararak,

“Babamızı güle, oynaya götürdüğümüz ameliyattan, tabutuyla aldık. 
Babamız orada masada kalmasın diye bizi apar, topar devlet hastanesine sevk ettiklerini düşünüyoruz.” diye konuştu. 

“AMELİYAT SIRASINDA YAPILAN UYGULAMALARDAN HABERDAR EDİLMEDİK”

Babalarının özel hastaneden devlet hastanesine sevk edildiği sırada hayati riskten haberdar edilmediklerini belirten Rabia Sarıkaya Küçük, “Hemen hastaneye gittiğimizde bunun çok küçük bir operasyon olduğu, hiç korkmamamız gerektiği, hastanın işleme alınmasıyla,

çıkmasının bir saate biteceğinin bize söylenmesine rağmen babam saat 2 civarında operasyona girdi. Ve saat 4 oldu haber yok. Saat 6 oldu halen bize bir şey denilmiyor.

Oysa bu işlemler sırasında babamın tekrardan tomografiye almışlar, tekrar anestezi uzmanlarıyla konuşulmuş. Ancak bundan herhangi bir şekilde haberimiz olmuyor.

Bize geldiklerinde sadece T Tüpün, takılması gerektiği bunun hastanelerinde olmadığı, bizi bir devlet hastanesine sevk edeceklerini, çok minik bir zedelenme olduğunu, alınamayan bir taşın olduğunu ve bunun için hastaneye sevk edileceksiniz dediler.” diye konuştu. 

“BABAMI ÖLDÜREN BİR DOKTORDUR”

Sözlerini, ‘babamı öldüren doktordur’ iddiasıyla devam ettiren Sarıkaya “Nasıl T-Tüp olmadan, babam bu işleme alındı?  Babamı öldüren bir doktordur.

Bu bir cinayettir. Ben hastaneye yürüyerek giden babamı 2 hafta sonra tabutuyla birlikte Karaman’a geri getirdim. Tamamen ihmaller zinciri olan ve örtbas edilmeye çalışılan,

aman burada ölmesin nerde ölürse ölsün diye apar, topar gönderilen bir hastanın çocuklarıyız. Amaçları ne hastanelerine ne de doktorun ismine leke gelmesin diye yapılan bir şeydi bu.” şeklinde konuşarak noktaladı. 

“BU KİŞİ BİR İNSAN, DENEME TAHTASI DEĞİL”

Ölümden sonra doktorun, ‘denemek  istedim’ sözlerinin kendilerini yıkıma uğrattığını vurgulayan Gülnihal Sarıkaya, şu şekilde konuştu: “Diğer doktora sevk edildikten sonra, niye bizim

hastanemizde işlem yapılmadı?  Neden bizim genel cerrahımız açık ameliyatı yapmadı? Neden yetersiz malzeme vardı?

Ya da madem taş büyüktü, bunlar emar ve tomografide belli oldu neden aldı? Bunu açık ameliyata çevirebilirdin diye sorduğumuzda, ‘denemek istedim’ cevabı bizi çok büyük bir yıkıma uğrattı. Bu kişi bir insan, canlı, deneme tahtası değil.”

 
Meryem Senem Başçı ise, “Babamın güle oynaya girdiği hastaneden, tabutuyla aldık. Hastane adı lekelenmesin, babam orada masada kalmasın diye bizi apar, topar devlet hastanesine sevk ettiklerini düşünüyoruz.” ifadelerinde bulundu. 

OLAYDA UZMAN GÖRÜŞÜ ALINIYOR

Hastanenin eksik malzemeyle ameliyata girmesinin özel hastanenin insan hayatına verdiği değeri gösterdiğini aktaran Avukat Durmuş Başçı, “Eksik materyal ve malzeme eksikliği, özel hastanenin insan hayatına önem vermediğinin ispatıdır.

Hayati önem taşıyan yaklaşık 7 saat geçen sürede ne yapıldı? Ne yapılmadı? Ne eksik yapıldı, kim kusurlu? Gibi durumların araştırılması gerekiyor.

Şu anda olayın nasıl vuku bulduğu, kusura ilişkin kimlerin kusurlu olduğunun ispatı açısından tarafımızca bir uzaman görüşü alınma aşamasındadır.” dedi. 

Ayrıca konu hakkında soru yönelttiğimiz özel hastane, iddialara ‘KVK hükümlerinin dışına çıkmama’ gerekçesiyle yanıt vermedi.