NEÜ'de, Sadreddin Konevi Konferansları

Sadreddin Konevi Konferansları'na konuk olan Vakıflar Genel Müdürlüğü Kültür ve Tescil Daire Başkan Vekili Mevlüt Çam, Konya'nın irfan merkezleri açısından oldukça zengin ve önemli bir coğrafya olduğunu belirterek, 'Konya, önemli zatlar yetiştirmiş ve bizim toplumumuzun aklına, ilmine, irfanına gönlüne önemli dokunuşlar yapmış büyüklerin medfun olduğu çok önemli merkezlerden bir tanesidir' şeklinde konuştu.

NEÜ'de, Sadreddin Konevi Konferansları
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Necmettin   Erbakan   Üniversitesi Selçuklu   Kültür   ve   Medeniyeti   Uygulama   ve Araştırma Merkezi ile Konya Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile birlikte gerçekleştirilen Sadreddin Konevi Konferansları’nın son programında ‘Vakıf Belgelerinde Sadreddin Konevi Külliyesi’ konusu   işlendi.  

Sahip  Ata   Vakıf   Müzesi’nde   gerçekleştirilen   konferans   serisinin   bu   ayki konukları Vakıflar Genel Müdürlüğü Kültür ve Tescil Daire Başkan Vekili Mevlüt Çam ile Konya Vakıflar Bölge Müdür Yardımcısı Hilal Aydemir oldu.

Konferansta   vakıf-tekke   ilişkisinden   bahseden   Mevlüt   Çam,   “Hayrat   müesseselerin   enönemlilerinden bir tanesi tekke, zaviye ve dergah gibi müesseseler. Bu müesseseler müstakilolarak   yapılabildiği   gibi   külliyeler   içerisinde   de   yer   alabiliyorlar.   Mal   varlığı   olan   vakıfkurucusu diğer cami ve okulların yanına da tekke yapıyor ve kamunun hizmetine sunuyor.Her   tekkenin   takip   ettiği   ekol   var.   Bu   ekole   bağlı   olarak   tekkede   zikirlerini   ve   diğerfaaliyetlerini   yapıyorlar.   Vakfiyelerde   yerini   almayan   hazire   ve   türbelerin   de   daha   sonravakıflar kapsamına alınarak bakım ve onarımlarının yapıldığını belgelerde görüyoruz. İlk anavakfiyelerine   baktığımızda   herhangi   bir   türbeden   bahsetmezken,   daha   sonra   tarihi   süreçteilerleyen belgelerde türbenin, hazirenin vakfa dahil edildiğini görüyoruz” dedi.

Tekkelerin   garip,   miskin,   yetim   ve   fukara   gibi   kimselerin   konaklayabileceği, ihtiyaçlarını giderebileceği   bir özelliğe  de   sahip   olduğunu  söyleyen Çam, “Yolu   düşenin,   gelip geçenin,   bir   şekilde  oraya   yolu   düşenin   doyurulması   vakfiyelerdeki   şartlardandır. Tekkeler dert   alıp   dert   satma,   dert   paylaşma   yeridir.   Bu   tarafıyla   da   sosyal   bir   hizmet   icra   ettiğini vakfiyelerden  görmekteyiz.  Özellikle   ilk   dönem  tekkelere   baktığımızda  imaretler  gibi  aynışekilde kullanıldığını görüyoruz. Selçuklu Devleti’nden başlayarak Osmanlı Devleti’ne kadar tekkelerin en büyük destekçisi devlet adamları. Beyler, padişahlar, hanım sultanların bu işe yoğun   bir   şekilde   destek   verdiğini   belgeler   bize   aktarmakta.   Karamanoğlu   Beyleri’ninKonya’daki tekkelere, Mevlana Hazretleri başta olmak üzere Dediği Sultan, Seyyid HarunVeli, Sadreddin Konevi ve Şems-i Tebrizi gibi büyüklere büyük destek verdiklerini, buralaratahsisat   ayırdıkları   vakfiyelerinde   belirtilmekte.   Konya   irfan   merkezleri   açısından   oldukça zengin   ve   önemli   bir   coğrafya.   Önemli   zatlar   yetiştirmiş   ve   bizim   toplumumuzun   aklına,ilmine, irfanına  gönlüne önemli dokunuşlar  yapmış  büyüklerin medfun  olduğu çok önemli merkezlerden   bir   tanesi.   Burada   bizlere   düşen   vazife   bu   zatları   ve   merkezleri   hakkı   ilearaştırıp,   inceleyip,   ortaya   koyup,   gelecek   ve   günümüz   nesillere   güncel   lisanla   nasılaktarılabilir bunun çabasını göstermeliyiz.”

Sadreddin Konevi Vakfı ile ilgili bilgiler veren Aydemir ise, “20 yıldan daha fazla süreden buyana Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Kayıtlar Arşivi’nde normalde Selçuklu beylikleri ve Osmanlı   Devleti   dönemine   ait   kayıtları   ele   aldığımızda ilk   olarak   bahsettiğimiz   ve   dikkat ettiğimiz şey vakıf kurucusunun vakfiyesidir. Fakat Sadreddin Konevi Hazretlerinin vakfiyesielimize   ulaşmamış.   Mevlana   Celaleddin-i   Rumi,   Şems-i  Tebrizi   ve   Sadreddin   Konevi   gibibirçok  Anadolu   coğrafyasını   İslamlaştıran   büyüklerin   kendisinden   ziyade   devlet   büyükleri veya   hayırseverler   onun   adına   vakıflar   kurmuş   ve   hizmet   edilmesini   sağlamış.   Sadreddin Konevi Hazretlerinin elimize ulaşan vakfiyesi olmadığı için Sadreddin Konevi Vakfı ile ilgili elimizde iki temel kaynak bulunmakta; bunlardan ilki mevcut cami üzerindeki kitabe, ikincisi ise vakfın ilk arşiv kaydı netliğindeki 881-1476 tarihli Fatih Sultan Mehmed Han’ın emriyle Karaman’ın fethinden sonra düzenlenen Karaman Tahrir Defteri’ndeki vakıf kaydı ve daha sonraki dönemlere ait diğer vakıf uygulama belgeleridir. Tabi bu belgelerde vakfın işleyişi ile ilgili   çok   ciddi   bilgiler   vermekte.   Vakıf   öncelikle   kendi   nazırı   ve   mütevellisi   tarafından yönetiliyor.   Sonraki   dönemlerde   Darüssaade  Ağalığı   nezaretinde,   daha   sonra   Haremeyn-iŞerifeyn nezaretinde, günümüzde ise mazbut bir vakıf olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndetemsil   ve   idare   edilmekte.  Taşradaki   temsilcisi   ise   Konya   Vakıflar   Bölge   Müdürlüğü’dür” diyerek sözlerini tamamladı.

Konuşmaların ardından program, hediye takdimleri ve fotoğraf çekimi ile son buldu.

Bakmadan Geçme