'Mevlânâ, Yunus Emre ve Mehmet Akif Bize ne Söylediler?' konulu panel yapıldı
Panelin düzenleyicisi olan TYB Yönetim Kurulu Üyesi Atilla Yaramış Anadolu Mektebi programlarında uyguladıkları formatın dışına çıkarak bir yazar üzerine değil kültürümüzde medeniyetimizde edebiyatımızdaki çok önemli yerleri olan üç büyük insan Yunus Emre, Mevlânâ ve Mehmet Akif üzerine sunum hazırladıklarını söyledi.
Akif şairliğinin gölgesinde kalmıştır
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin 2022 yılı etkinlik takviminin son faaliyeti olan ve Ayça Bilge Yemiş’in yönettiği panelde Anadolu mektebi öğrencileri Süeda Sarı, Ayşegül Kon ve Hayrunnisa Yanardağ Hz. Mevlânâ, Yunus Emre ve Mehmet Akfi’i anlattı. Atilla Yaramış’ın sunumuyla başlayan ve TYB Konya Şubesi ile Anadolu Mektebi işbirliğinde yapılan program sosyal medya kanallarında da canlı yayınlandı.
TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu’da Türkiye’nin üç büyük değerinin hiç bir zaman pörsüyüp, eskimediğine vurgu yaparak başladığı konuşmasında “Allah nasip ederse Cumhuriyetimizin 100. yılı olması hasebiyle 2023 yılı programlarında buluşmak dileğiyle bugün, 2022 yılının takvimini sonlandırıyoruz. Yeni sene içinde yine Anadolu Mektebiyle ve okullarla işbirliği yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Panel Başkanı Ayça Bilge Yemiş yaptığı açılış konuşmasında Türk ve İslâm dünyasının üç önemli şahsiyetini konuşacaklarına vurgu yaparak katılımcılara teşekkür etti.
Ayşegül Kon: Akif’e göre dindarlık nedir?
Konuşmasında Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un dindarlık anlayışını anlatan Ayşegül Kon “Akif dindar insanı; inancı sağlam, dinin gerektirdiklerini hayatında uygulayan, dünyevi hayattan uzak kalmaya çalışan, ruhunu faziletlerle yoğurmuş bir insan olarak görmektedir. O’na göre samimi bir Müslüman aynı zamanda iyi bir dindardır” dedi.
“Akif’e göre dindarlık; Kur’an ve sünnete gönülden bağlılık, İslâm’ın ruhuna sadakat, ilme ve akla dayalı, hurafe ve bid’atten uzak olmaktır” diyen Kon, “Ona göre her fert kendini iyi yetiştirmeli, dini kurallara uymaya çalışmalıdır” diye konuştu. Kon, Akif’in 1918’de kaleme aldığı yazısından da şu pasajı dinleyicilere aktardı:
‘Aradaki İslam bağını devam ettirip kuvvetlendirmek şartıyla, Müslüman milletlerin irşadını o milletlere mensup aydınlara bırakmalıyız. Bunlar, içinden çıktıkları kavmin, dilini, adetlerini, ruhunu ve huyunu diğer aydınlardan daha iyi bildikleri için daha çok başarılı olacaklardır. Bu aydınlar kendi kavimlerini okutup yazdırır, ilim ve irfan sahibi eder, servet, ticaret ve sanat hususlarında ilerlemek için geceli gündüzlü çalışırlar… Sonunda, ayrı ayrı çalışıp ilerlemiş olan bu Müslüman toplulukların birleşmesiyle, ilerlemiş bir Müslüman ümmeti teşekkül eder…”
Sarı: Yunus, yaratılanı yaratandan ötürü sevdi
Yunus Emre’yi anlatan Süeda Sarı’da “O, yaratılanı yaratandan ötürü sevdi. Onun felsefesi buydu. Yunus Emre insanları hoş görmeyi, iyi insanlar olarak kurtuluşa ermemizi, aşk şerbetini tatmamızı arzulamıştı ve bu yolda hizmet vermişti. O, kullara hizmet etmenin Allah’a hizmet etmek olduğuna inanmış ve bu uğurda yıllarca çalışmıştı. Yüzyıllar boyunca eserleri sayesinde insanlığa güzel değerleri öğretti, doğru yolun aydınlatılması için bir ışık oldu; öğütleriyle yol gösterdi. Onun tek davası insanlara aşk şarabını tattırmaktı. Eğer Yunus Emre’ye illaki bir dava yakıştıracaksak en güzeli bu olur kendi fikrimce” diye konuştu.
Yanardağ: Hz. Mevlana kitaplarında Allah’a nasıl ulaşılacağını anlatır
Hz. Mevlânâ’yı anlatmak üzere söz alan Hayrunnisa Yanardağ ise “Hz. Mevlânâ bütün dinleri bir saymamıştır, bütün dinlerin "hakikatini" bir saymıştır.” diyor Şefik Can. Eserlerinde İslâm dininden bahsederken dinin mezheplere ayrıldığından ve her mezhebi yaşayan insanların birbirinden üstün veya eksik görülemeyeceğinden bahsetmiş ve onlara saygı duymuştur. Ayrıca yalnızca bu mezhepleşmeyi değil yüksek hoşgörü anlayış ve iman yönüyle diğer tüm dinlere ve o dinlere inananlara hoşgörü göstermiş saygı duymuş ve bunu öğütlemiştir” dedi.
Hz. Mevlânâ’nın bu hususta bir eserinde “Cenâb-ı Hak, yalnız Müslümanlara değil, Müslüman olmayanlara; hatta kendini inkâr edenlere bile sofrasını açmış, cömertçe beslemektedir. Mü'min, kâfir diye onları ayırmamaktadır” dediğini aktaran Yanardağ “O dini olmayanı, İslâm ve diğer dinlere mensup olan her kişiyi bir tutmuş kimseyi kimseden üstün görmemiştir” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaya: Öğrencilerimiz ümit verdi
Panel sonunda bir değerlendirme konuşması yapan TYB Yönetim Kurulu Üyesi Vural Kaya’da Anadolu Mektebi’ni, hocalarını ve öğrencilerini tebrik ederek “Bugün her biri üç büyük şahsiyeti ayrı ayrı anlatan öğrencilerimizi, hazırladıkları metinlerden ötürü tebrik ediyorum. Çok iyi hazırlandıklarını görüyoruz. İyi bir neslin gelmekte olduğunu görmek bizi gelecek adına daha da umutlandırıyor” dedi.
Katılım beratı ve 2021 insanlığa sözümüz var kitabı verildi
TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu Ayça Bilge Yemiş’e, Vural Kaya Hayrunnisa Yanardağ’a, Salih Sedat Ersöz Süeda Sarı’ya, Hüseyin Eşgin’de Ayşe Gül Kon’a katılım beratı ve 2021 İnsanlığa Sözümüz Var kitabını takdim etti.