Mevlânâ'nın Ateşbâzı

Konya denilince akla gelen pek çok evliya ve sufi arasında, "Ateşle Oynayan Kişi" anlamına gelen ve “Âteşbâz” unvanıyla anılan Yûsuf b. İzzeddin'in hayatı, sırlı yaşanmışlıklarla doludur. Onun bu unvanı almasına vesile olan olay, Konya'nın manevi mirasını zenginleştiren önemli bir anlatıdır.

“HAY ÂTEŞBÂZ, HAY!”

Bir gün, Yûsuf b. İzzeddin, Mevlânâ Celaleddin Rumi'nin mutfağında çalışırken, odun kalmadığını söylemek üzere Hz. Mevlânâ’nın huzuruna çıkar. Hz. Mevlânâ, “Kazanın altına ayaklarını sokarak kazanı kaynat!” der. Yûsuf b. İzzeddin, bu emri yerine getirir ve kazanın altına ayaklarını sokarak çıkan alevlerle kazanı kaynatır. Bu olay, Hz. Mevlânâ'nın kerametine duyduğu hayranlıkla “Hay Âteşbâz, hay!” diye seslenmesine neden olur ve Yûsuf, bu olaydan sonra “Âteşbâz” olarak anılmaya başlar. O günden sonra bacağında bir iz kaldığı ve onun da ayağını ateşin altına sokarken ufak bir tereddüt etmesinden dolayı kaynaklandığı rivayetler arasındadır.

MANEVİ ARAYIŞLARA IŞIK TUTAN REHBER

Âteşbâz Veli,  tam adıyla Yûsuf b. İzzeddin, 13. yüzyılda yaşamış bir sufi ve Mevlevi tarikatının önemli bir ismidir. Mevlânâ Celaleddin Rumi'nin yakın dostu ve mutfak sorumlusu olan Âteşbâz Veli, manevi hayatıyla derin izler bırakmıştır. Onun yaşamı ve menkıbeleri, Mevlevi tarikatının öğretilerini ve Mevlânâ’nın düşünce dünyasını anlamak için oldukça önemlidir.

Konya’nın Meram ilçesinde bulunan Âteşbâz Veli'nin türbesi, ziyaretçilerine manevi bir huzur sunar.

Onun Mevlânâ ile olan derin bağı, sadece geçmişin bir parçası değil, bugünün manevi arayışlarına da ışık tutan bir rehberdir.

Âteşbâz Veli Türbesi, Konya’nın Meram ilçesinde bulunmakta olup, yılın her dönemi ziyaretçilere açıktır.