Konyalı ustanın Hz. İbrahim'in kıssasını nakşettiği tespih, otomobil parasına satıldı

Atölyesinde tespih nakşederken dinlediği Balıklı Göl hikayesinden esinlenen Savanç, yanarken balığa dönüştüğü rivayet edilen ağacı araştırmaya başladı.

Araştırma için Şanlıurfa'ya giden Savanç, Eyyübiye Belediyesi ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile görüşerek söz konusu ağacın iğde olduğunu teyit etti.

Savanç, bölgeden getirdiği iğde ağacından 6 ayda el emeğiyle işlediği, zümrüt ve bazı değerli taşlarla bezediği tespihi, koleksiyoncuların beğenisine sundu.

Özel koleksiyoncuların katıldığı bir mezatta satışa çıkan Savanç'ın, birçok tekniğin yanı sıra mum ateşiyle işlediği tespihi, 80 bin liraya Almanya'da yaşayan bir Türk koleksiyoncu tarafından satın alındı.

Savanç, AA muhabirine, tespihin sahip olduğu manevi değerin, maddi değerden çok daha fazla olduğunu söyledi.

"Tespih tüm ayrıntılarıyla kıssayı tasvir ediyor"

Tespihi oluşturan, tespihin ana unsurları olan 33 habbenin balık formunda olduğunu belirten Savanç, eserin hikayeyi tüm ayrıntılarıyla anlattığını ifade etti.

Bir tarafında Allah, diğer tarafından Hz. İbrahim yazan imameyi de balık formunda yaptığını kaydeden Savanç, "Bu sanatta tespihteki imameden sonraki kısımlara sistem diyoruz. Bu sistemin en uç noktasındaki parça da itame olarak adlandırılıyor. İtame olarak İbrahim peygamberin atıldığı mancınığı, ateşi söndürmek için ağzında bir damla su taşıyan karıncayı, karıncaya engel olan ve alevi harlanması için üfleyen yılanı yaptık. Sistemdeki ilk parçanın bir tarafını balık, diğer tarafını odun görünümlü yaptık. O da, Allah'ın 'serin ve selametli ol' emriyle ateşin suya, odunların balığa dönüşmesini anlatıyor. Ondan sonrası komple balık." diye konuştu.

"Odunlar, yanarken balığa dönüştüğü için yakma sanatını da kullandık"

Tespihte birçok özel işçiliğin yer aldığına dikkati çeken Savanç, şöyle konuştu:

"Balığın pullarının, yüzgeçlerinin birebir gerçekçi olması gerekiyordu. Odunlar, yanarken balığa dönüştüğü için yakma sanatını da kullandık. Balıkların pullarını, yüzgeçlerini, kafa ve boyun kısımlarını, mum ateşi kullanarak yakma sanatıyla yaptık. En önemli can alıcı noktası, 33 habbe ve imamede komple gerçek zümrüt taşı kullanıldı. Bunun nedeni taşın renginin yeşil olması ve yeşilin İslamiyet'i simgelemesidir. Böyle özel bir projenin kutusunu da sıradan yapamazdık. Tespihin kutusunu da iğde ağacından yaptık. Kutunun üst kapak kısmına Balıklı Göl'ün günümüzdeki halini nakışladık. Kutunun kapağını açtığımız zaman zaten hikaye orada başlıyor. Kapağın iç kısmında da hikayenin tasviri bulunuyor."

Savanç, fiyatlandırma aşamasında birçok faktörün belirleyici olduğuna değinerek, işleme süresi, usta işçiliği, kullanılan malzeme ve değerli taşlar ile bezenmesinin değeri belirlediğini dile getirdi.

Yaptığı özel tespihlerin üst seviye koleksiyonculara hitap ettiğini vurgulayan Savanç, "Koleksiyoncuların bu proje üzerinde çalıştığımdan bilgisi vardı. Bittikten sonra fotoğraflarını, videolarını çektik. Canlı olarak görüştük, talip oldular. Ben istediğim bedeli söyledim. Bir pazarlık aşamasına girdik sonra 'hayırlı olsun' dedik." ifadelerini kullandı.